DOĞRUHABER- HABER YORUM

Ne yazık ki bugün de aynı güruh aynı tehditlerine devam ediyor.

Evet, sesleri eskisi gibi gür çıkmıyor ancak “Yeni Türkiye” söyleminin ağızlarda pelesenk olduğu bu zaman diliminde hala birilerinin çıkıp dindarları/muhafazakârları darbe söylemleriyle tehdit etmeleri oldukça manidar değil mi?

Son günlerde art arda bu tür söylemleri işitir olduk.

Özgür Özel, Canan Kaftancıoğlu, Ragıp Zarakolu ve darbe için her gün zılgıt çeken Halk Tv.

Ayşenur Aslan isimli acuze-i şemta Halk tv’deki programında her fırsatta kara cahillik örneği göstererek İslam’a ve Müslümanlara ağız dolusu hakaret etmeyi az görmüş olacak ki bu defa Ulusal tv’de katıldığı bir programda içindeki kini dökmüş:

"Türkiye gibi okuryazarlığı şüpheli milyonların yaşadığı bir ülkede CHP gibi partilerin iktidara gelmesi çok kolay değil. 4.5 milyon gazete okuyucusu var, bunun ‘AKP'ye oy verdim’ diyenlerin sayısı sadece 300 bin... Yani okumuyorlar, haber izlemiyorlar çok farklı yerlere yönelmişler. Verilen bir yeşilkart ve verilen bir yardım onları mutlu etmeye yetiyor. Onu kaybetmekten korkuyorlar.

CHP'nin iktidara gelememesi her şeye rağmen bizim umudumuzu da yitirmemize yol açmamalı, çünkü artık CHP de öğrenmeli ki demokrasi dediğimiz şey sadece ve sadece sandıktan geçmiyor."

"Ben silahlı mücadeleye başlayalım demiyorum... Ama silahlı ya da silahsız mücadele etmek, bedelini ödemek ve gericiliğe, faşizme her türlü çağ dışı ideolojiye karşı ödevimizi yapmamız lazım.”

Ayşenur Aslan’ın buradaki hakaret ve tehditlerini AK Parti'ye yaptığı sanılmasın. Meselenin bu parti ile herhangi bir alakası yok.

Kendilerini bu ülkenin kurucu ideolojisi ve sahibi olarak gören zihniyetin tek derdi İslam ve Müslümanlardır.

Aslan’ın da bütün derdi Kemalist zihniyetin bu ülkede bir türlü (Tam anlamıyla) iktidar olamayışı ve yarım kaldığını düşündükleri “DEVRİMLERİ” tamamlayamamalarıdır.

A.Aslan ve onun gibiler her gün doludizgin hakaret ve tehditlerini, yazılı ve görsel medyadan rahatça yapmalarına rağmen ortada herhangi bir “Devlet Refleksinin” olamayışı kafalara soru işareti takıyor.

Hani “Su uyur Darbeci uyumaz” diyerek meşhur atasözünü darbecilere hamledenlerin pek de yanıldığı söylenemez. Hele hele “ABD’de niye darbe olmaz? Sorusuna; “Çünkü orada ABD elçiliği bulunmaz” şeklindeki anlamlı bir söylem ortada dururken... (Türkiye’de çok güçlü ABD elçilikleri bulunuyor bu arada)

İktidar, özellikle 15 Temmuz sonrası İslami Cemaatleri, Laik/sol/Kemalist güruhun inisiyatifine bıraktığı şeklindeki algı(Veya kurgu ile) rahat hareket eden bu taifenin, olayı yavaş yavaş başka mecralara sürükleme gayretinde oldukları anlaşılıyor.

Vatandaş, A.Aslan ve gibilerine “Mu tu bi ğayzikum/ kininizden- öfkenizden geberin” dese de yöneticiler bunların söylemlerini ciddiye alıp gereğini yapmazlarsa yarın çok geç kalınmış olacak.