Ulusal Girişim Hareketi'nin Genel Sekreteri Mustafa El-Berğusi, siyonist işgal rejiminin ilhak planının Filistin için tam bir yıkım olacağını belirterek, bunun meydana getireceği tehlikelere şöyle işaret etti;

“İlhak işlemi iki hayale tamamen son verilmesi anlamına gelecektir. Bunların birincisi ABD'nin aracılık etmesine bağlanan sözde barış planıdır. İkinci hayal ise normalde Filistin'in tamamını ve Ürdün'ü isteyen siyonist işgal devletiyle orta yollu bir çözüm planına ulaşılmasının mümkün olabileceği hayalidir.

İlhak kararı ile bizim şu an siyonistlerle ve işgal yönetimiyle görüşmeler aşamasında olduğumuz yanılgısı içinde olanlara bir mesaj verilmiş olacaktır. Aksine biz savaş, direniş ve mücadele aşamasındayız.

Bu adım Filistin ulusal direnişinin sadece işgale karşı olmadığını, tüm Filistin'deki ırkçı düzene karşı olduğunu da gözler önüne sermektedir.

Filistinlilerin bugün kendi aralarındaki görüş ayrılıklarını bir kenara koymaları ve hızla birlik sağlamaları gerekir. Çünkü siyonist işgalciler bizi teker teker, grup grup ısırmak istemektedir.”

İşgal yönetiminin Batı Şeria ve Kudüs'e saldırıları

İşgal yönetiminin işgal altındaki Kudüs'e ve Batı Şeria bölgesine tekrar eden saldırıları hakkında da El-Berğusi şu hususları dile getirdi:

“Bu, işgal güçlerinin geçen yüzyılın başından beri izledikleri ve değişmeyen tek siyasetleri çerçevesinde yürüttükleri saldırılardır ve hedefinde tüm Filistin'in tedrici bir şekilde yahudileştirilmesi ve ilhakı var.

İşgal güçleri şu an Filistin topraklarının yüzde 78'ini ilhak işlemini tamamladıklarını düşünüyor ve kalan kısmını da ilhak işlemini tamamlamak istiyorlar. Yaşanan olaylar yeni ve istisnai gelişmeler değildir. Siyonistlerin bütün belgelerinde ve Netanyahu'nun kitabında mevcuttur.

Ne yazık ki Filistinlilere, Oslo Anlaşması olarak adlandırılan anlaşmanın çerçevesinde orta bir çözüm formülünün bulunabileceği hayali göstererek onları yanıltıyorlar. Gerçekte bu anlaşma birinci intifada karşısında sıkışan işgal yönetimine nefes aldırılması ve Filistinlilerin uyuşturulması oyunuydu. Aynı zamanda onları birbirleriyle mücadeleye sevk etmek için de bir tuzak kurulmuş oldu.

Mevcut durumla, dün Yürütme Kurulu'nun toplantılarından sonra yapıldığı gibi zayıf kararlar yoluyla uğraşılması uygun değildir. Bu kararlar Filistin'deki mevcut durumun tehlikeli boyutta olduğunun bir işaretidir.”

Coronavirus’ün işgal rejimi tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmesi

İşgal rejiminin Covid-19 salgınını yahudileştirme planları için bir fırsat olarak değerlendirmesi konusunda da El-Berğusi şunları dile getirdi:

“Dünya kamuoyunun Coronavirus ile meşgul olduğunu görmekle işgal yönetiminin, ilhak ve yahudileştirme planlarını hızlandırması için uygun bir fırsat çıkmıştır.

İşgal yönetimi Trump'ın gelecek seçimlerde kaybetmesinden korkuyor. O yüzden bütün planlarını önümüzdeki Kasım'dan, Amerika'da seçimlerin tamamlanmasından önce sonlandırmak istiyor.

Batı Şeria ve Kudüs'te tutuklamaların artması da Filistin halkının bütün direniş potansiyelini yok etmeyi ve onun Yüzyılın Anlaşması planı karşısındaki direniş gücünü kırmayı amaçlamaktadır.” (İLKHA)