Her yıl mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanan anneler gününün İslam inancında yerinin olmadığını, İslam'ın annelere sadece bir gün değil her gün değer verdiğini ifade eden Özmen, "Dinimiz bizlere anne ve babamız hakkında 'of' bile dememizi yasaklamışken bizim onları sadece bir gün değil her gün hatırlamamız gerekiyor." dedi.
İslam öncesi kız çocuklarına ve kadınlara insanlık dışı muamelelerin yapıldığını anımsatan Özmen, "İslam, insanlık açısından tarihin en büyük ahlak ve hukuk dinidir. Kadına ve kız çocuklarına karşı insanlık dışı muamelelerin yapıldığı, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, kadınların değerinin olmadığı, miras hakkının bulunmadığı, istendiği zaman boşanılabilen, kadına şiddetin yoğun olduğu cahiliye toplumunun çirkin uygulamalarını kaldırarak toplum ve insanlık açısından kadını eşref-i mahlûkat seviyesinde çıkarmıştır. İslam kadına anne değeri vermiş ve cenneti annelerin ayakları altına sermiştir." dedi.
"Kapitalizmin esiri haline gelinmemeli"
Annenin inancımızda çok büyük bir kavram ve değer olduğunu ifade eden Özmen, anneliğin sadece maddeye hapsedilmemesi gerektiğini dile getirerek, "Anneler günü olarak kutlanan günlerin kapitalizmin esiri haline getirilmemesi gerekiyor. Anneler sadece bir gün değil her gün değerlidir ve öylede olmalıdır. Diğer birçok gün de olduğu gibi anneler gününde de ekonomik çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan kapitalist anlayışa kendimizi teslim etmeyelim. Özellikle içerisinde bulunduğumuz şu mübarek Ramazan ayında anne ve babalarımızın hal ve hatırlarını soralım." İfadelerini kullandı.
"Dinimiz bize anne ve babaya iyilik yapmamızı emrediyor"
"Yüce Rabbimiz bizleri anne ve babaya saygı ve hürmet konusunda şu ayetlerle uyarıyor" diyen Özmen şöyle devam etti: "Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine of! Bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.' Yine başka bir ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor; 'Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.' Ayeti kerimeleriyle bizlerin bir Müslüman olarak zaten annemize ve babamıza değer vermemizi emrediyor. Bundan dolayı bizler sadece bir günle sınırlı olacak bir hatırlamadan daha ziyade Allah'ın bir emri olarak her gün değer verip, saygı duyup annemizi baş tacımız etmeliyiz."
"Anne ve babanıza vereceğimiz değerin ölçüsü Kur'an ve sünnet olmalıdır"
Annelere hak edilen değerin verilmesi gerektiğini vurgulayan Özmen, "Yine bu konuda Peygamber Efendimiz Allah Resulü Hazreti Muhammed (Aleyhisaletu vessellem) kendisine 'İyilik yapmaya en layık olan kimdir?' diye sorulduğunda 'Annen, annen, annen; sonra baban sonra sırasıyla yakın akrabalarındır.' buyurmuştur. Bizler aslında burada İslam dinin anneye ne kadar büyük bir değer verdiğini çok daha iyi anlamış oluyoruz. Bundan dolayı anne ve babanıza vereceğimiz değerin ölçüsü Kur'an ve sünnet olmalıdır. Kapitalizmin veya İslami olmayan düşünce ve akımların anlayış tarzı olmamalıdır. Doğumundan ölümüne kadar çocuklarının bakımından, eğitiminden yetişip büyümesine ve her türlü ihtiyaçlarının karşılanmasında meşakkatlere katlanan yaptıkları bu fedakarlık için hiçbir karşılık beklemeyen vefalı annelerimizin gösterdiği ilgi, alaka ve titizliğin derecesini kelimelerle ifade etmek imkânsızdır. Gelin hep birlikte her gün annelerimizin hak ettiği değeri gösterelim. Annelerimizin gönüllerini alalım, İhtiyaçlarını giderelim, dualarına Mazhar olalım, başımızın tacı yapalım. Gelin hep birlikte annelerimize hak ettiği değeri her gün göstererek, onları başımızın tacı eyleyelim." ifadelerini kullandı.(İLKHA)