Dünyada ve ülkemizde bir bolluk sendromu olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu bolluk sendromu insanı tatminsizliğe, doyumsuzluğa, aç gözlülüğe, daha çok harcamaya ve kazanmaya itmişti. İnsanlar zorunlu bir şekilde birçok hazlarını terk etmek zorunda kaldı. İnsan bu durumdan bir ders çıkarabilirse doyum erteleme becerisini kazanacak.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Tarhan, Covid-19 salgınının insanlığa önemli mesajlar verdiğini söyledi.

Covid-19 pandemisinin verdiği üç tane önemli hediye olduğunu söyleyen Tarhan, bunları bol zaman, doyum erteleme eğitimi ve kendini tanıma ve geliştirme fırsatı olarak sıraladı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:

“Covid-19 salgını öncelikle herkese bol zaman verdi. Bol zamanın olması, daha önce kendimizle ilgili eksiklerimizi tamamlama, kendimizi geliştirme, düzeltme konusunda planlarımız varsa bunlar için harekete geçmemize imkân sağladı. Aileye ve çocuklara zaman ayırma olanağı sundu. İkincisi, dünyada bolluk sendromu vardı. Bu sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada böyle. Bu bolluk sendromu insanı tatminsizliğe, doyumsuzluğa, aç gözlülüğe, daha çok harcamaya ve kazanmaya itmişti. Şuanda özgürlükler kısıtlandı, kısıtlanınca bazı zevklerini karşılayamaz duruma geldi. İsteklerini karşılayamadığı için de eskisi kadar haz alamamaya başladı. Zorunlu bir şekilde birçok hazlarını terk etmek zorunda kaldı. Bu aslında psikolojik sağlamlıkla ilgili doyum erteleme dediğimiz bir durum. Şimdi bu virüs bütün dünyayı sanki doyum erteleme eğitimi verir gibi sabretme eğitimi verir gibi hizaya soktu. İnsan bunu anlayıp böyle bir durumda bu yaşanan olay bana ne öğretti diyebilirse doyum erteleme becerisini kazanacak. Bu aslında insanın psikolojik sağlamlığını artırır. Psikolojik sağlamlık mutluluk biliminin temel becerilerinden birisidir. Sosyal beceridir bunlar. Duygusal ve sosyal beceridir. Duygusal ve sosyal beceri kazandıracak bir süreç bizim için şuanda küresel olarak var. Üçüncüsü de sosyal mesafenin gelmesiyle özgürlüğümüzü kısıtlamasının yanında bizim için ailemize ayıracağımız zamanı ciddi bir şekilde sağladı. Diğer taraftan da kişinin bir fırsat olarak düşünebileceği kendini tanıma, geliştirme fırsatı verdi. Aynı zamanda Almanya Cumhurbaşkanı söyledi biz insanlığımızın farkına vardık dedi. Bazı insani değerleri keşfedip hayata geçirmek... Bunlar mutluluk değerleridir aynı zamanda. Kişinin küçük şeylerden mutlu olmayı becerebilmesi, mutluluğa götüren şeylerdir.”

Savaşların ve deprem gibi doğal afetlerin insanda psikolojik olgunlaşma farkındalıkları oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Doğal afetlerde deprem, sel gibi afetlerde yer ve zaman bellidir. Ama içinde bulunduğumuz durumda bu belli değil. Ne zaman, nasıl gelecek, ne zaman gidecek bilinmiyor. Harvard Üniversitesi 2022’ye kadar süre verdi, sosyal mesafe sürmeli diye. Yalnızlığı kabullenmek zorundayız. Daha yalnız yaşamak zorundayız. Bunun getireceği psikolojik problemler ortaya çıkacak. İnsanlar diğer krizleri daha çabuk unutuyordu ama bu uzun sürecek gibi gözüküyor. Böyle durumlarda insanlar yaşam stilini değiştirmek zorunda kalacak. Tespit ettiğimiz diğer bir ilginç durum ise bu durum unutulursa eski yaşantıya hemen geri dönülürse uzun sürme potansiyeli var. Krizin bir özelliği vardır. Krizler özellikle doğal işleyen bir çöküş süreci varsa onu hızlandırır. Veya kişi böyle durumlarda köklü bir değişiklik yaparsa çöküş yerine yeni bir aşamaya geçebilir. Doğruları öğrenirse insan, bu krizden sağlıklı çıkabilecek.” diye konuştu.

“İnsani değerlerin yeniden inşasına ihtiyacımız var”

İçinde bulunduğumuz krizi fırsata çevirenlerin, insani değerlerin yeniden inşası için bir fırsata dönüşebileceğini ifade eden Tarhan, şunları söyledi:

“Öncelikle buna dünyada karar vericilerin, fikir önderlerinin inanması lazım. İnsanın önceliği şuanda Ortadoğu’daki savaşlar değil artık. İnsanlarda şuanda yaşam kalım duygusu ön plana çıktı. Birden bire ölümün yakın olduğu hissedildi ve bununla ilgili her şeyi sorgulamaya başladılar. ABD’de şuanda en çok ilgi çeken sosyal değişim intiharlarda artış var. İkincisi silah satışlarında artış var. Üçüncüsü de dini web sitelerine girişler internet aramalarında artmış. Bunlar insanı anlam arayışına ittiğini gösterir. Bazıları korkup savaşa hazırlıyor kendisini. Çünkü Amerika’da yoksullar 23 milyon evsiz 30 milyon işsiz var. Bu sanki bir servet düşmanlığının artma belirtileri var. Geleceğimiz güvende değil diye insanlar silah almaya başlıyor. Bütün bunların hepsi sosyal bilimcilerin masaya yatırması gereken bir durum... Buna göre sosyal politikaların belirlenmesi gerekiyor. Eğer bu yapılırsa bu süreç insanlığı iyi yönde gelişmesine sebep olacak.” (İLKHA)