HARTUM (AA) 

Örgütten yapılan açıklamada, "Sudanlı güvenlik yetkililerinin, Sisi rejiminin baskısından kaçarak Sudan’a sığınan bazı Mısırlıları gözaltına aldığı, gözaltındakilerin zorla kaybettirilme, işkence ve onur kırıcı muamelelere maruz kaldıkları, aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmedikleri ve mahkemeye çıkarılmadıkları" gibi iddiaların olduğu belirtildi.
Arap İnsan Hakları Örgütüne konuşan, isminin açıklanmasını istemeyen gözaltındaki Mısır vatandaşlarından birinin eşi, "Kocam iki ay önce Sudan güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. O tarihten bu yana onunla irtibatım tamamen kesildi. Sudan makamları, kocamın neden alıkonulduğunu ve nerede olduğuyla ilgili açıklama yapmayı reddetti. Eşim hakkında resmi bir suçlama ya da herhangi bir soruşturma bulunmuyordu." ifadelerini kullandı.

Mısırlı kadın, gözaltındaki başka bir Mısır vatandaşının ailesinden, kocasının Sudan’daki bir istihbarat merkezinde Mısır istihbaratından subaylar tarafından saatlerce sorgulandığı, daha sonra Mısır’a sınır dışı edilmek üzere bilinmeyen bir yere götürüldüğü bilgisine ulaştığını söyledi.

Örgüt, Sudan hükümetinin, gözaltındaki Mısırlıları, cinayet, keyfi gözaltı ve işkence uygulayan, adil ve şeffaf bir yargıdan yoksun rejime teslim etme konusundaki herhangi bir iş birliğinin iade edilenlerin hayatlarını tehlikeye atan bir durum olduğunu ifade etti.

Örgüt, Sudan hükümetinin Mısırlı muhalifleri kısa süre önce iki ülke arasında varılan güvenlik mutabakatı çerçevesinde ülkelerine iade etme niyetini uluslararası hukukun ciddi ihlali olarak değerlendirdi.

Açıklamada, Mısır rejimi tarafından sunulan belge ve delillerin, yargı kararlarına dayansa bile güvenilemeyeceği, zira daha önce "düzmece davalarla birçok muhalifin idam ve müebbet hapis gibi cezalara çarptırıldığı" hatırlatıldı.

Sudan’daki sivil güçler, aktivistler ve insan hakları savunucularına, Sudan devriminin ilkelerine aykırı olan bu duruma karşı çıkmaları istenen açıklamada, ülkelerine iadeleri gündemde olan Mısırlıların can güvenliğinden tamamen Sudan makamlarının sorumlu tutulacağı belirtilerek, aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmeleri ve iadeden vazgeçilmesi çağrısında bulunuldu.