Zekât verecek olanların hayır hizmetlerinde bulunan vakıfları kendilerine vekil tayin ederek zekâtlarını dağıtmasının daha faydalı olduğunu vurgulayan İTTİHADUL ULEMA üyesi Abdülkuddüs Yalçın, vekil aracılığıyla zekâtların daha çok kişiye ulaştığını söyledi.

 

Fitre sadakasıyla ilgili Yalçın, fitrenin Ramazan ayının son gününde güneşin batmasıyla birlikte her şahsın vermesi gereken farz bir miktar sadaka olduğunu ifade etti.

Kimlere ve hangi şartlara göre zekâtın verildiğiyle ilgili bilgilendirmelerde bulunan Yalçın şunları söyledi:

Zekât; varlıklı kişinin malında belli bir kısmın belirli kişilere verilmek üzere farz kılınmış maldır. Zekât mal sahiplerinin malından verilmesi gereken bir miktar sadakadır. Her malın kendine göre bir miktarı vardır. Zengin kişilerin, mal sahiplerinin malları bir yıl sonra o miktara ulaşır ise vermekle yükümlü olduğu bir sadakadır. Örneğin bir adamın koyunları vardır. Bu koyunların miktarı 40'ta biridir. Eğer 40 koyundan az ise zekâtını vermez. Tarımla ilgilenen kişi eğer Şafii mezhebine göre buğday, arpa, mercimek, fasulye ve pirinç gibi gıdalarla uğraşıyor ise onların da zekâtı verilir. Bunlarından zekâtı yarım tonu geçerse bununda zekâtı verilir. Paranın zekâtı, 80 gram altın değerinde olursa o paranın zekâtı da verilir.

"Zekât belirli kişilere verilir"

Zekât ve fitrenin Kur'an'da belirlen bazı vasıflara sahip kişilere verildiğini vurgulayan Yalçın, "Zekât herkese verilmez. Kur'an-ı Kerim'de 8 sınıf belirlenmiş. Bu 8 sınıfta kimler yer alıyor ise zekât ve fitre onlara verilir. İhtiyaç sahiplerine, miskinlere, borçlulara, kalplerini İslam'a ısındırmak istenen kimselere, yolda kalmışlara, zekât memurlarına ve eskiden kölelere verilirdi. Günümüzde ise ihtiyaç sahibi, miskinler, borçlulara verilir. Bunların dışında zekât ve fitre verilirse zekât ve fitreyi vermemiş olur. Zenginlere, varlıklı insanlara, Müslüman olmayanlara ve kişiye nafakası düşen kimselere verilmez. Örneğin bir baba kendi çocuğuna, annesine, babasına veremez. Çünkü bunların nafakasıyla yükümlüdür. " ifadelerini kullandı.

"Zekât dağıtımı günümüzde vekâlet yöntemi ile daha çok kullanılıyor"

Ramazan'da verilecek olan fitre, zekât konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıklayan Yalçın, "Zekâtı ve fitreyi verecek olanların zekât ve fitreyi vermeden önce zekât verilecek olan kişilere dikkat etmeleri lazım. Zekât ve fitre verilirken niyet lazımdır. Zekât ve fitreyi verecek olan kimse niyeti sözle söylemesi şart değildir. Yeter ki kişi kalbinde niyet getirsin veya kendisine bir vekil tutabilir. Bu da günümüzde vekil yöntemi daha çok kullanılan bir üsluptur. Genellikle hayır derneklerine ve vakıflara veriliyor. Bunlar da daha çok ihtiyaç sahibi kimselere verebiliyor."

"Zekât ve fitrelerimizi geç dağıtırsak ihtiyaç sahibi kişilerin hakkına el koymuş oluruz"

Zekât sahiplerine tavsiyelerde bulunan Yalçın şöyle konuştu: "Biz Müslümanlar olarak zekât ve fitrelerimizi zamanında vermemiz gerekiyor. Eğer zekâta ulaşmış malımız varsa bunu geciktirmek günah olur. Zekât ve fitreyi eğer geciktirirsek malımızın bereketi gider, günah kazanmış oluruz ve ihtiyaç sahibi kişilerin hakkına el koymuş oluruz. Mal varlığı olan kardeşlerimizin aşkla ve şevkle zekâtlarını vermeleri lazım. Zekât verilmesi durumunda fakir ve zenginler arasında muhabbet olur. Zekât verilmemesi takdirde zenginler ve fakirler arasında manevi bir savaş veya çekememezlik meydana gelir. Eğer verilirse mal sahibinin malları daha çok olur. Zenginler hayır derneklerini vakıfları kendilerine vekil kılarak zekâtlarını bağışlasınlar ki daha çok kişiye dağıtmış ve daha çok sevap kazanmış olurlar."(İLKHA)