Geçtiğimiz günlerce annesini Covid-19’dan kaybeden Diyanet İşleri eski Başkanı ve İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, katıldığı bir televizyon programında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bu yılki Ramazan’ın farklı olduğunu aktaran Görmez, "Ramazan öyle muhteşem bir imkan ki, hüznü sevince, mahrumiyeti rahmete, muhasaramızı da çok rahat bir şekilde özgürlüğe, muhasebeye dönüştürme imkanına sahip. Yeter ki kendimizi Ramazan’ın şifalı ellerine bırakalım.” dedi.
Ramazan’ın oruçtan ibaret olmadığını, Ramazan’ın kalbinde Kur’an-ı Kerim’in olduğunu kaydeden Görmez, “Ramazan sadece mideye oruç tutturmak değil; göze, dile, kulağa, kalbe, akla oruç tutturmaktır. Yalan, gıybet, dedikodu olmaz. Öbür 11 ayda da yapmamamız gerekenleri de öğreten bir mekteptir.” ifadelerini kullandı.
“Dijitalleş dünyada parmaklar da oruç tutmalı”
Dijitalleşme ile birlikte yeni bir oruç çeşidine ihtiyacının olduğunu ve parmaklarımıza oruç tutturulması gerektiğini dile getiren Görmez, şöyle konuştu:
“Dijitalleşme ile birlikte bir sanal ekran dünyası kuruldu. Yeryüzünü imar etmekle yükümlü olan insan, düşünen varlık olan insan bu ekranların karşısında pasif bir izleyiciye dönüştü. Bunun bizden alıp götürdükleri var. Kazandırdıkları var ama bizden alıp götürdükleri üzerine düşünmek gerekiyor. Ekran önüne mahkum oluşumuz insanoğlunun idrak dünyasını değiştiriyor. Bir görsel idraki, bir aklın, bir kalbin idraki vardır.”
“Ankara barosu yanlışı düzeltmeli”
Görmez, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma hutbesine yönelik Ankara Barosu’nun tartışılan tepkisinin hatırlatılması üzerine şunu söyledi:
“Müslüman bir ülkede, var oluşunu İslam’la taçlandıran bir milletin memleketinde Ramazan’ın ilk cumasında bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı’nın ‘Bu haramdır, bu kötülüktür’ dedikleri bir hareketi, bir haramı ayeti okuyup tercüme etmesi kadar tabii bir şey olamaz. Bunu ben kabul edemem. Ben Diyanet İşleri Başkanı’nın yanındayım.”
Ankara Barosu’nun açıklamasının hukuki bir açıklama olmadığını, İslam’ın çağlar üstü hükümlerinin çağ dışı ilan edildiği kötü bir metin olduğunu kaydeden Görmez, “Ankara barosu yanlışı düzeltmelidir.” dedi.
“Coronadan sonra zafer İslam’ın olacak”
Coronadan sonra nasıl bir dünya olacağına yönelik tartışmaların yapıldığını, ekonomi başta olmak üzere çeşitli alanlarda raporlar hazırlandığını kaydeden Görmez, şunları söyledi:
“Gençlik başka yerde, biz başka yerdeyiz. Taraftar toplamaktan vazgeçelim. Tebliğ vazifesini buna çevirmeyelim. Kendimizi dinin jandarması ve sahibi olarak görmeyelim. Çok şey değişecektir. İslam’ın sahip olduğu potansiyellere baktığımda, tevhit ilkelerine baktığımda İslam’ın adalet ve merhametine baktığımda diyorum ki: Koronadan sonra zafer İslam’ın olacak. Fakat Müslümanların haline baktığımda benim gibi hocaların haline baktığımda eyvah halimize diyorum. Bu süreci bir kurs olarak görmeliyiz. Gençlik, 3 boşluğa hayatlarında yer vermesin. Biri boş zaman, biri boş zihin, biri de boş kalp. Zamanı hep faydalı işlerle doldursunlar. Zihinlerini ilim ve hikmetle, kalplerini de sevgi, muhabbet ve imanla doldursunlar. İbrahim’i sorularına devam etsinler, hocalarını rahatsız eden sorulara devam etsinler ve bundan vazgeçmesinler. Kur’an konusunda, İslam konusunda acele karar vermesinler. İki üç yanlış hareket, iki üç yanlış mesajla aldanmasınlar. Günde beş defa Rableriyle konuşmaktan kendilerini mahrum bırakmasınlar. Namaz insanın Allah ile diyaloğudur. Ramazan mektebini dolu dolu yaşasınlar.” (İLKHA)