Hepimizin de bizzat şahid olduğu gibi caddelerde ve sokaklarda başımızı rahatça kaldırıp yürüyecek durumda değiliz. Ekranlar zaten bu rezaleti dört mevsim boyunca sergilemektedir.
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Mehmed Göktaş Hocamızı şu günlerde bu konu üzerinde yoğunlaşmış görüyoruz. Düşüncelerini, yapmak istediklerini ve yapılması gerekenleri soruyoruz kendisine:
Muhterem Hocam, örtünme konusu üzerinde çokça durduğunuzu görüyoruz. Hatta Kutlu Doğum etkinliklerinin büyük bir bölümünde bile oradaki bayanlara yönelerek örtünme konusuna vurgu yapmadan geçmiyorsunuz, niçin?
Ben şahsen örtünmenin Allah katında ne anlama geldiğinin günümüzde tam olarak idrak edilmediği kanaatindeyim, hatta örtünenler tarafından bile. Aynı şekilde çıplaklığın, örtüsüzlüğün de neyi ifade ettiğinin anlaşılmadığı, anlatılmadığı inancındayım. Bu konuya hiçbir zaman fıkıh diliyle yaklaşmayı doğru bulmuyorum Cennetten yeryüzüne indirilen insanoğluna Allah Teâlâ’nın ilk emrinin örtünme emri olduğuna, ilk uyarısının da örtüsüzlük konusunda olduğuna inanıyorum: (7/26, 27)
Biraz büyük bir iddia gibi gelecek size fakat: Eğer bugün Ebu Hanife ve İmam Şafii (Allah onlardan razı olsun) gibi büyük imamlarımız hayatta olsalardı, bir ülkenin Darü’l-İslam, İslam Yurdu olup olmadığına karar verirlerken, o ülkenin caddelerini, meydanlarını ve okullarını dolduran bayanların kıyafetlerine bakarak da karar verirlerdi.
Müslüman bireyler olarak örtünmek veya örtünmemek böylesine önemli olduğu gibi, toplumsal açıdan daha da önemlidir. Yaşadığımız şu coğrafya ancak bayanlarının örtünmesiyle var olabilecektir, varlığını sürdürebilecektir, hem de muhteşem bir anlamda var olacaktır. Örtüsünden sıyrılmasıyla birlikte tarih sahnesinden silinip gidecektir veya silinip gitmese de adı anılmaya değmez bir şekilde kalacaktır. Belki bu konuyu biraz abarttığım zannedilebilir fakat unutmayınız ki, ahlaksızlık yeryüzünde zirve yaptığı bir demde kopacaktır kıyamet, dünyanın sonu ahlaksızlıktan dolayı gelecektir, hadisi şerifler böyle haber veriyor.
Yani örtüsüzlüğü, çıplaklığı böylesine büyük bir tehlike olarak görüyorsunuz?
Şeytan ve dostlarının tartışmasız hakimiyeti olarak görüyorum. Kitabımız’ın bize öğrettiğine göre, şeytanın en belirgin özelliği, daima fuhşiyatı emrediyor olmasıdır Şeytan ve dostları tarih boyunca örtüye, edebe, hayâya, temiz aile hayatına, nikâha, utanma duygusuna ve kızarabilen yüze düşman olduğu kadar hiçbir şeye düşman olmamıştır Dün babamız Adem’i ve annemiz Havva’yı cennetten bu şekilde çıkartmıştır. Bugün de şeytan ve dostlarının oluşturduğu sistemlerin, kurumların, sosyal yapıların ve güç odaklarının olmazsa olmazları, onları ayakta tutan sütunları cinselliktir, kadın dişiliğinin sergilenmesidir, örtüsüzlüktür
Gerek yazılarınızda, gerek konuşmalarınızda İslâm’ın bundan sonra örtü aracılığıyla kıtalardan kıtalara yayılacağını söylüyorsunuz?
Müslüman bayanların örtüsü, tarihin hiçbir döneminde bugünkü gibi bir misyon yüklenmemiştir Allah bilir ya, İslâm yeryüzüne bir daha egemen olacaktır Yarınlarda İslâm’ın rakibi ne Hıristiyanlık olacaktır, ne Yahudilik ve ne de bir başka din İslâm’ın karşısına rakip olarak çıksa çıksa, fuhuş ve edepsizlik sektörü, cinsellik tapınağının şövalyeleri çıkacaktır Çünkü yarınlarda İslâm’ın en belirgin yüzü, İslâm’ın gelişinin en belirgin işareti, örtülere bürünmüş Müslüman kızlarımız, Müslüman kadınlarımız olacaktır
Sizce bu konuda nasıl daha etkili olunur?
Mükemmelce örtünen, örtüsünü sevdirebilen kızlarımız okullarda ekipler oluşturmalıdırlar, davet ekipleri, İslam’a davet grupları, tesettüre davet grupları oluşturmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki, insanlar bir davaya katılmak için sadece okuduklarıyla ikna olmazlar, aynı zamanda içlerine katılabileceği arkadaş gurubu ararlar. Mahallelerde, semtlerde ve iş yerlerinde de aynı ekipleri oluşturmalıdır güzelce örtünen bayanlarımız. Hiç kimse arkadaşından etkilendiği kadar bir başkasından etkilenemez. Onun için arkadaşlara çok görev düşmektedir.
Özellikle kent merkezlerinde yüksek öğrenim görmüş veya kendi kendisini yetiştirmiş ve örtünmeyi başkalarını sevdirebilecek durumdaki bayanlarımız kesinlikle sık sık bir araya gelerek davet faaliyetinde bulunmalıdırlar.
Müslümanların bu yaz en büyük uğraşları tesettür olmalıdır. Ayrıca, içerisinde bulunduğumuz üç aylar bu hususta kendileri için büyük bir avantaj olacaktır.
Peki bugün Müslümanlar olarak bunun için neler yapmalıyız
Kelimenin tam anlamıyla bugün hiç beklemeksizin hızlı bir seferberlik ilan etmeliyiz, örtünme seferberliği, tesettüre bürünme seferberliği? Kız çocuklarımıza, onların babalarına, annelerine örtünmenin önemini anlatmalıyız, bu davaya önce kendilerini inandırmalıyız.
Bunun için en azından “Namazla Diriliş Platformu” gibi platformlar oluşturmalıyız ve ülkenin en ücra köşesine kadar ulaşarak konferanslar, paneller, açık oturumlar ve sohbetler düzenlemeliyiz.
İlim adamlarımızdan, hocalarımızdan, seydalarımızdan bu konu üzerinde yoğunlaşmalarını istirham ediyoruz. Yazarlarımızdan tesettür konusunu işlemelerini, yeni yeni kitaplar, risaleler ve makaleler yazmalarını istiyoruz.
İslam adına mücadele veren cemaatlere sesleniyorum, sivil toplum kuruluşlarına ve gönüllü kültür teşekküllerine sesleniyorum: Bugün İslam adına, Tevhid adına yapacağımız faaliyetlerin başında kesinlikle tesettür seferberliği geldiğine inanıyorum.
Yaz tatilinde öğrenciler için yaz kursları düzenleyen dernek, vakıf ve özel okulların yetkililerine sesleniyorum. Allah için şu tatil döneminde sizlere emanet edilen kız çocuklarımıza tesettürü sevdirin, Müslümanca örtünmeyi sevdirin ve bu konuda şimdiden hazırlıklar yapın.
Doğruhaber