BİR AYET-İ KERİME

"(Resûlüm!) De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar! Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!"

(Furkân Suresi, 77)

BİR HADİS-İ ŞERİF

“Allah Teâlâ katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.”

(Tirmizî, Deavât, 1; İbn Mâce, Dua, 1)

BİR HİKMETLİ SÖZ

“Evet kudret, insanı çok dâirelerle alâkadâr bir vaziyette yaratmıştır.

Hem en küçük ve en hakīr(ehemmiyetsiz) bir dâirede, insanın eli yetişebilecek kadar insana bir ihtiyâr, bir iktidar vermiştir.

Ferşten(yerden) arşa, ezelden ebede kadar en geniş dâirelerde insanın vazîfesi, yalnız duâdır.

Evet قُلْ يَعْبَؤُابِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعآَؤِكُمْ [De ki: Eğer duânız olmasa, Rabbim size ne diye ehemmiyet versin?] âyet-i kerîmesi, bu hakīkati tenvîr (aydınlatmaya) ve isbâta kâfîdir.

Öyle ise, çocuğun eli yetişemediği bir şeyi pederinden ve vâlidesinden istediği gibi; abd (kul) de, acz ve fakrıyla Rabbisine ilticâ eder (sığınır) ve Hâlikından(yaratıcısından) ister.”

(Mesnevî-i Nûriye, Habâb, 96)