DOĞRUHABER– HABER YORUM

Bunun üzerine başta Ankara, İzmir ve Diyarbakır Baroları (Ve koroya katılan CHP) olmak üzere malum belli kesim Sn. Ali Erbaş’ın şahsı üzerinden İslam’ın bizatihi kendisine ateş püskürdü.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu sıradan kurumlar olmadığı için konuşma ve yorumları resmi bir kurum olan Diyaneti bağladığı gibi Anayasal anlamda da bir koruma şemsiyesi bulunur.

Belki bu kulağa garip geliyordur ancak realite bu.

Bu kurum(DİB) Anayasal olarak her ne kadar layık olduğu noktada değilse de sonuçta bu ülkede Anayasal bir kurum olup yine kanunlara tabi ve yasalarla korunan bir kurumdur.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi “Sakıncalı gördüğü konulara girmeme” konusunda ısrarcı davranmayan DİB dinen doğruları anlattıkça, din karşıtlarının saldırısına uğruyor.

Normal şartlarda kendilerini “Cumhuriyetin kurucuları, sahipleri ve kollayıcıları..” olarak gören malum kesim İslam’ın amir hükümlerini hiçe saydıklarını çekinmeden çiğnediklerini gösterdikleri gibi kendileri için bir TABU sayılan ANAYASA’yı da çiğnemekten çekinmiyorlar.

İslam karşıtlığında bu kadar cüretkar davranıp da hiçbir zaman karşılık almayan bu kesim acaba bu defa da karşılıksız mı kalacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kesimlere tepkisini dile getirirken bu defa farklı bir şey söyledi:

“…Faşizmin en ilkel halini yansıtan bu yaklaşımların ülkemizdeki varlığı; demokrasi, çoğulculuk, inançlara saygı gibi ilkelerin hala yerli yerine oturmadığına işaret ediyor. Demokratlık adına faşizmi, halkçılık adına millet düşmanlığını sergileyen bu mankurtların gerçek yüzleri birer birer ifşa olmaktadır. Türkiye bu zihniyetten arınma aşamasına gelmiştir...”.

+Malum İslami anlamda tüm duyarlı kesimler tepkilerini ortaya koydular. Bu kesimlerin tepki ve lanetleme dışında yapabilecekleri şeyler yasa dışı sayılacağı için şimdi herkes bu zihniyetten arınmanın ne şekilde olacağını merak ediyor.

Evet bu zihniyetten arınma vakti çoktan gelmiş, geçiyor da acaba bu konuda DEVLET NE YAPACAK? Sorusu cevap bekliyor.

Çünkü bu zihniyete karşı müeyyide anlamında bir şeyler yapması gereken asıl olarak devlettir!

Aynı şekilde devlet bürokrasisinin de kendi içinde şu konuyu konuşmasının zamanı gelmedi mi?

“BU ZİHNİYET ÜLKEYE VE DEVLETE SÜREKLİ KAYBETTİRİYOR, BU ZİHNİYETİN TÜM KALINTILARINDAN KURTULMANIN VAKTİ GELMEDİ Mİ?”