Cinsel sapkınlığa sahip çıkan Ankara Barosu, İzmir Barosu, HDP, CHP ve İHD'nin, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında yaptığı suç duyurusuna her kesimden tepkiler gelemeye devam ediyor.
Peygamber Sevdalıları Vakfı, yaptığı yazılı açıklamada, “Erbaş’ın şahsında İslami değerlere, İslam’ın kutsallarına dil uzatan başta Ankara Barosu olmak üzere İslam düşmanı tüm yapı ve sapkın kesimleri bu alçakça saldırılarından ötürü şiddetle lanetliyor, Müslüman halkımızı tepki vermeye çağırıyoruz.” denildi.
İşte açıklamanın tamamı…
BASINA VE KAMUOYUNA
"Her kim Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikail'e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kâfirlerin düşmanıdır." (Bakara - 98)
“Biz insanı en güzel şekilde -ahseni takvim üzere, yarattık. Sonra onu (insanların bir kısmını bu güzel surette yaratılmaları nimetinin şükrünü yerine getirmediklerinden, yâni küfürleri (imansızlıkları) ve isyan etmeleri sebebiyle) esfel-i sâfilîne bırakırız. İman edip salih (iyi) amel işleyenler bundan müstesna; onlar için kesilmeyecek bir mükâfat vardır.” (Tîn 4-6)
YİNE BİR DÜŞMANLIK YENİ BİR KÜSTAHLIK
Birkaç sene önce karikatür kriziyle ve Kur'an yakma hadiseleriyle Müslümanların en yüce değerlerine hakaretlerde bulunan küstah Avrupa, siyonist İsrail ve Amerika’dan sonra, bu defa da bunların yerli türevleri olan barolar ve STK’lar Müslümanlara olan düşmanlıklarını ve kinlerini kusmuşlardır. Bu yeni senaryo, hiç şüphesiz öncekilerin bir devamı olup Müslümanları tahrik etmek ve bazı karanlık hesapları için yaptıkları sistematik saldırılardan bir saldırıdır.
Zinanın, eşcinselliğin ve daha nice sapkınlığın, ahlaksızlığın savunuculuğunu yapan İslam düşmanı kesimler, kendi sapkın anlayışlarını mahkûm eden aziz İslam dinine, İslam’ın mukaddes kitabına, İslami değer ve öğretilere dil uzatmaktan geri kalmamış, her fırsatta yüce İslam’a saldırmışlardır. Çağdaşlık maskesi takınan bu yobazlar, her türlü ahlaksızlığı, sapkınlığı; çağdaşlık ve insan hakları adına savunmaktan çekinmemişlerdir.
Diyanet İşleri Başkanının bir hutbede söylediklerini bahane eden bu sapkın kesim, İslam’ın değerlerine yine alçakça bir saldırı kampanyası başlatmış bulunmaktadırlar. Diyanet İşleri Başkanı, İslam’ın emirlerini söylemekten başka bir şey yapmamasına rağmen bu kesimler onun şahsında İslami değerlere, İslam’ın kutsallarına saldırmaya başladılar.
İslam’ın değerleri çağlar üstüdür ve kıyamete kadar baki kalacaktır
Bizler Peygamber Sevdalıları olarak tüm İslam düşmanlarına ilan ediyoruz ki; kâfirler istemezse de Allah nurunu tamamlayacaktır. İslam’ın emirleri, değerleri, öğretileri ebedidir, çağlar üstüdür ve çağlar üstü kalmaya devam edecektir. İnsanlık için kurtuluşun kaynağı, saadetin adresi olan İslam’ın yüce değerleri her zaman ve tüm insanlık için biricik kurtuluş yoludur.
Asıl çağdışı olan, çağlar ötesinin karanlığından gelen bu sapkınların düşünceleri, inançları ve kendileridir. Müslüman halkın değerlerini hiçe sayan, aşağılayan ve nefret söylemi içeren bu alçakça açıklamaların sahipleri yüce İslam dinine olan bu kin ve nefretlerinin kaynağını yine çağlar ötesinden almaktadırlar. Onlar ataları Firavun’un, Nemrud’un, Ebu Cehil’in yolunu sürdürmektedirler.
Halkın dini ve ahlaki değerlerini aşağılayan, toplum arasında kin ve nefret tohumlarını eken, emperyalist güçlerin çirkin, karanlık projelerinin lejyonerleri -paralı askerleri- olan bu hak ve halk düşmanları bilsinler ki ataları nasıl ki tarihin karanlık sayfalarında unutulup gittilerse onlar da onların sapkın ideolojileri de İslam’ın güneşi karşısında yok olup gidecektir.
Dün olduğu gibi bugün de baki kalacak olan İslam ve İslam’ın değerleri olacaktır. Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışan ve sapkın düşüncelerini meşrulaştırmaya çalışan bu LGBT’i zihniyetli kişi ve yapılar bilmelidir ki biz Müslümanız ve ölçümüz İslam’dır. İslam’a göre zina ve eşcinsellik gibi her türlü fuhuş ve sapkınlık haramdır. Müslüman bir toplumda bunların asla yeri yoktur.
Burada hükümete de birkaç sözümüz olacaktır. İslam dini; “din, can, mal, namus ve nesil” gibi beş hayati esasın korunmasını taahhüt eder. Başa gelince veya güç devşirince ‘malı ve nesli talan edecek’ zihniyete sahip olanlar bir kez daha gerçek yüzlerini göstermişlerdir. Dinimiz nesli ve ürünü talan edecek her türlü saldırı, düşmanlık ve ahlaksızlığın yaygınlaşmasını istemez ve onunla mücadele edilmesini emreder.
O halde bu sapkın kesimler; halkının ekseriyeti Müslüman olan bu ülkede bu cesareti, bu küstahlığı nereden buluyorlar? Diyanet İşleri Başkanının Kur’an ayetlerini açıklamasına bile tahammül edemeyip linç girişiminde bulunan bu çevreler hangi cesaretle sapkınlığı korumaya kalkışabiliyor, hatta suç duyurusunda bulunabiliyorlar? Demek ki bu çevreler mevcut sapkınlığı meşru gösteren yasal bir çerçeveden faydalanmaktadır.
Ne yazık ki devlet mevzuatı bu ülkede her türlü sapkınlığı yasal bir çerçeveye sokuyor. Zinayı, eşcinselliği kanun, sözleşme vs. yasanın koruması altına alıyor. İstanbul sözleşmesi ve diğer yasal mevzuatlar, bu İslam düşmanı çevrelere cesaret ve küstahça saldırma imkânı vermektedir.
Bu sapkınlıkların bu kadar aleni bir şekilde savunulup sahiplenilmesinde devletin de hükümetin de vebali vardır. Böyle giderse insanlar sapıklığı, ahlaksızlığı, zinayı, eşcinselliği; eleştirmekten, İslam’ın bu konudaki emirlerini açıklamaktan çekinir hale geleceklerdir.
Hükümet bu sapkınlıklara zemin yaratan kanun, sözleşme ve mevzuatı derhal değiştirmelidir. Aksi takdirde, Allah’ın katında ve halkın vicdanında onlar da mahkûm olmaktan ve mesuliyet altına girmekten kurtulamayacaklardır.
Verdiği hutbede İslam’ın zinayı ve eşcinsel sapkınlığı mahkûm eden emirlerini açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şahsında İslami değerlere, İslam’ın kutsallarına dil uzatan başta Ankara Barosu olmak üzere İslam düşmanı tüm yapı ve sapkın kesimleri bu alçakça saldırılarından ötürü şiddetle lanetliyor, Müslüman halkımızı tepki vermeye çağırıyoruz.
İslam’ın ve yüce Kur’an’ın sahipsiz olmadığını tüm dünyaya, özellikle bu İslam düşmanı kesimlere, göstermek için halkımızı her platformda bu alçaklığı ve bu alçakları; kınamaya, lanetlemeye davet ediyoruz. (İLKHA)