Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, cuma hutbesinde, “İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtıliği, Eşcinselliği lanetliyor.” açıklamasının ardından cinsel sapkınlığı savunan İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Ankara Barosu gibi çevrelerin hedefi haline geldi.
Cinsel sapkınlığa sahip çıkan çevreler Erbaş’ı eleştirirken, Türkiye’nin dört bir yanından Erbaş’a destek açıklamaları çığ gibi büyüyor.
Bir destek de Hukuki Araştırmalar Derneği Bitlis Şube Başkanı Avukat Kadir Köstekçi’den geldi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, cuma hutbesinde kötülüklere karşı topyekûn mücadele mesajı verdiğinin altını çizen Köstekçi, Diyanet İşleri Başkanı olması nedeniyle İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları hakkında toplumu aydınlatma görevini yerine getirdiğini vurguladı.
Ankara Barosu’nun, Diyanet İşleri Başkanını hedef göstererek halkın bir kesimini nefretle aşağılayıp, kitlelere hedef göstermekle itham ettiğine dikkat çeken Köstekçi, Diyanet İşleri Başkanı özelinde İslamiyet hakkında aşağılayıcı ifade kullandığını belirtti.
“Ankara Barosu değerlerimizi aşağılamıştır”
Köstekçi, “Ankara Barosu söz konusu metinde, ‘sesi çağlar öncesinden gelen bu şahıs’, ‘içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan 8-9 nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak’ gibi ifadelerde bulunarak kültürümüzü, inancımızı ve değerlerimizi apaçık aşağılamıştır. Bu ifadelerin halkın bir kesimini nefretle aşağıladığı ve Diyanet İşleri Başkanını kitlelere hedef gösterdiği açıkça ortadadır.” dedi.
“Ankara Barosu öncelikle 10 bini aşkın üyesini hiçe saymıştır”
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş ve görevleri hakkında kanunun birinci maddesinin, Diyanet İşleri Başkanlığının görevlerini bildirmiş olduğunu hatırlatan Köstekçi, bu kanun uyarınca din konusunda toplumu aydınlatma görevi Diyanet İşleri Başkanlığına tevdii edildiğinin ifade etti.
10 binden fazla üyesi bir baronun, yönetim kurulundaki birkaç üyenin şahsi fikrini bir meslek odasına yansıtması başta Ankara Barosu üyesi olan avukatları hiçe saymak olduğunu belirten Köstekçi, “İçerisinde bulunduğu ‘pandemi’ sürecinde bünyesinde bulunan avukatların sorunlarına eğilmek yerine, kanuni olarak kendisine verilen görevi yerine getiren bir devlet adamına saldıran zihniyetin ülkemizin hukuksal problemlerine ne derece faydalı olacağını kamuoyunun takdirine bırakmaktayız. Kaldı ki bir din adamının inandıklarını söylemesi kadar doğal bir şey de olamaz. Bunu halkı kin ve nefrete sevk etmek olarak lanse etmek gaflet olup, bunun Ceza Kanunları anlamında suç kabul edilmesi mümkün değildir.” diye konuştu.
“Kimsenin toplumun değerleriyle oynamaya hakkı yoktur”
“Kimsenin bu kutsal günlerde toplumun değerleri ile oynamaya, insanların huzurunu kaçırmaya hakkı yoktur.” diyen Köstekçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eşitlik, adalet, özgürlük gibi kavramların ardına gizlenmek sureti ile toplumun değerleri ile oynanmasını, toplumun en temel taşı olan aile kavramını yok edecek çalışmalara girişilmesini kabul edemeyiz. Diyanet İşleri Başkanının açıklamaları nedeni ile hedef gösterilmesi ise bir hukuk kurumu olan barolara asla yakışmayan bir tutumdur. Yine ‘sesi çağlar ötesinden gelen.’ demek sureti ile dini değerlerimizi küçümseyen yaklaşımı da kınadığımızı belirtmek isteriz. Hukuki Araştırma Derneği olarak, okumuş olduğu hutbe nedeniyle sosyal platformlarda eleştirilen, şikayet edilen Ali Erbaş’ın yanındayız.” (İLKHA)