DOĞRUHABER

İçerisinde "Bin aydan daha hayırlı" olarak nitelenen Kadir Gecesini de barındıran mübarek Ramazan ayına girmemizle beraber koronavirüs salgınıyla ilgili de ümitli gelişmeler yaşanıyor. Son açıklanan rakamlara göre hastalığın geriye doğru bir düşüşe geçtiği gözlendi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Son 24 saatte 3 bin 845 hasta taburcu edildi, 2 bin 861 yeni tanı kondu. Taburcu olanların sayısı yeni hastaların sayısından 984 fazla." dedi.

ŞİFA BULANLARIN TOPLAM SAYISI İSE 25 BİNİ GEÇTİ

Türkiye'de son 24 saatte 2 bin 861 kişiye yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tanısı konulduğu, 106 kişinin hayatını kaybettiği, toplam vaka sayısının 107 bin 773'e, toplam can kaybının 2 bin 706'ya ulaştığı açıklandı. Sağlık Bakanlığının internet sitesinde yer alan "Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu"nun güncel verilerine göre, 38 bin 308 test yapıldı. Bu kapsamda 2 bin 861 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu. Son 24 saatte 106 hasta vefat etti, 3 bin 845 hasta ise iyileşti. Toplam test sayısı 868 bin 565, toplam vaka sayısı 107 bin 773, toplam vefat sayısı 2 bin 706, toplam yoğun bakım hasta sayısı 1782, toplam entübe hasta sayısı 900, toplam iyileşen hasta sayısı 25 bin 582 oldu. Sağlık Bakanı Koca, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Son 24 saatte 3 bin 845 hasta taburcu edildi, 2 bin 861 yeni tanı kondu. Taburcu olanların sayısı yeni hastaların sayısından 984 fazla. Şifa bulanların toplam sayısı ise 25 bini geçti. Testlerin pozitif çıkma oranı azalıyor. Bu tabloya tedbirle destek şart." ifadelerini kullandı.

UZMANLARDAN UMUT VEREN HABER: HAZİRAN’DA NORMALLEŞME ADIMI ATILABİLİR

Türkiye'nin koronavirüs salgınında tepe noktasına geldiğini belirten uzmanlar tedbir elden bırakılmazsa haziranın ilk haftasında normalleşme adımı atılabileceği müjdesini verdi. Prof. Dr. Ateş Kara (Bilim Kurulu üyesi), “Pandemide gerçekten tepe noktasından aşağı iniyoruz ve rakamlar olarak iyi gidiyoruz. Ancak tedbirlerde gevşeme, duraksama, en ufak bir ihmal tabloyu tersine döndürür. Türkiye olarak süreci iyi yönetiyoruz. Yapılan hazırlıklar, ilaçların yatan hastalara anında verilmesi, sağlık personelimizin oluşu ve onların cefakar tavrı sayesinde hastanelerde büyük başarı sağladık. Pek çok kural ve uygulamayı salgının gidişatına göre aldık. Hayatın normal akışına dönmesi rakamlar ve ülkenin gidişatına göre şekillenecek.” dedi.

REHAVETE KAPILMADAN YOLA DEVAM ETMELİYİZ

Prof. Dr. Hasan Tezer (Bilim Kurulu üyesi) ise “Vaka artış hızımız kademeli olarak yüzde 15'lerden önce yüzde 12'lere, sonrasında yüzde 8'lere kadar geriledi. Doğru uygulamaların neticesini görüyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması, mevcut tedavi yaklaşımları, test sayısındaki artış, sağlık personelinin gayretleri tabloyu lehimize çevirmiş durumda. Hocalarımızın, tedavide kendi tedbirlerini aktarmaları, hastanelerdeki yığılma tehlikesinin önüne geçti. Semptomları hafif seyredenlerin evlerde karantina tedavisine alınması doğru hamlelerden biriydi. Süreç böyle devam ederse önümüzdeki günlerde vaka artış hızı yüzde 5'lerin de altına düşecektir. Haziran'da hayatın normalleşeceğini düşünüyorum. Pandemi uzun bir süre. Önlemleri bırakmadan, ‘Artık bitti' diyene kadar gevşemeden yolumuza devam etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

KRONİK KALP RAHATSIZLIĞI OLANLARA "KONTROLLERİ GECİKTİRMEYİN" UYARISI

Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Nail Çağlar, kronik kalp rahatsızlığı olanların yeni tip koronavirüs bulaşma riskinden endişe duyduğu için hastanelere gitmediğini ve kimi zaman kontrollerini aksattığını ifade ederek bunun telafisi zor sorunlara yol açabileceğini, bu nedenle tedavilerin geciktirilmemesi gerektiğini söyledi.

İSLAM İLİMLER FAKÜLTESİ DEKANI: ORUÇ SALGINA KARŞI BÜNYEMİZİ GÜÇLENDİRECEK

Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şemsettin Dursun, “2016 yılında Nobel Tıp Ödülünü kazanan Japon Bilim İnsanı Yoshinori Ohsumi, ‘Orucun kansere iyi geldiğinin tespit edildiğini’ ifade etmiştir. Bilimsel araştırmalar orucun kansere karşı koruyucu olduğunun yanı sıra, romatizma, kronik hastalıklar, ağır metal birikmesine karşı da faydalı olduğunu ortaya koymuştur.” dedi.

RAMAZAN DENGELİ VE PLANLI BESLENMEYLE SAĞLIĞA SAĞLIK KATIYOR

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Küçükkasap Cömert, şu bilgileri verdi: "Kas yıkımını engellemek için, besinlerle yeterli enerji alımı sağlanmalı, kaynak olarak kompleks karbonhidratlar (tam buğday unu ekmek, bulgur, kurubaklagiller) tercih edilmelidir. Kompleks karbonhidratlar, uzun açlık süreci boyunca yavaş emilmeleri sayesinde, enerji kaynağı olarak kalacaklardır. Aynı zamanda yüksek posa içerikleri sayesinde kan şekeri dengesine destek sağlayacak, gelişebilecek kabızlık riskini de engelleyecektir. Ramazanda yaşanan açlık süreci, doğru bir beslenme planı benimsendiği takdirde sağlığı geliştirecek, aksi takdirde de olumsuz birçok sorunun yaşanmasına da neden olabilecektir. Cömert, ramazan açlığında detoksifikasyon/arınma tanımı üzerinde durulduğunu, yağların içinde bulunan toksinlerin vücuttan uzaklaştığını anlatarak, "Aynı zamanda, birkaç günlük süreç sonrasında, kan endorfin (mutluluk hormonları) hormon düzeylerinin arttığı, genel olarak daha iyi bir fiziksel ve bilişsel performans ile görüldüğü de bilinmektedir. Elbette tüm bu olumlu etmenlerin sağlanmasındaki kritik pencere, dengeli besin ve sıvı alımının sağlanmasıdır." diye konuştu.

  1. ENDER SARAÇ'TAN 'ORUÇ TUT SAĞLIK BUL' TAVSİYESİ

Uzman Dr. Ender Saraç, ramazanda oruç ve beslenmeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Risk grubunun dışındaki kişiler için "oruç tut sağlık bul" sözünün çok doğru olduğunu belirten Saraç, "2016 yılında Nobel Tıp Ödülü'nü alan Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi tarafından orucun kansere iyi geldiği tespit edildi. Yaklaşık 16 saat açlıkta insanın lehine çalışan vücuttaki katil hücrelerin açığa çıktığı ortaya konularak, oruç sürecinde vücut tarafından sağlıklı ve genç hücrelerin yapıldığı belirlendi." bilgisini verdi.

'ORUÇ SAĞLIKLI KİŞİLERDE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR'

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, ramazan ayında sağlık ve beslenmeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Günlük hayatın koşuşturmasında bir türlü düzene koyamadığımız beslenme alışkanlıklarımızdan tutun da obezite başta olmak üzere tokluğun getirdiği pek çok hastalığa karşı tutumumuza kadar birçok etkenle mücadelemizde her yıl bizi ziyaret eden bir müfettiştir ramazan." diyen Erdöl, ramazanda oruç tutmanın sağlığa etkilerine ilişkin görüşlerini dile getirdi. Erdöl, bu konuda kanıta dayalı olmayan yorumların dikkate alınmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Hekimler, oruç tutulan dönemde kişinin açlık ve ilaç eksikliğinin sağlığa etkilerini değerlendirmektedir. Bu nedenle, sağlıklı bir kişinin oruç tutarken herhangi bir şey yememesi, içmemesi ya da ilacını almamasının zarar verip vermeyeceği sorularına bilimsel kanıtlara dayalı olarak cevap vermek durumundayız. Oruç tutmak, sağlıklı kişilerde bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Hatta yapılan bilimsel çalışmalar, üç günlük orucun yaşlı insanlarda bile bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve hastalıklara direnci artırdığını göstermiştir. Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, 'hücrelerin yenilenmesi için yaşlı hücrelerin parçacıklarının imha edilmesinin gerektiğini, bunun da uzun süre aç kalarak mümkün olduğunu' belirttiği teziyle, 2016 yılında Nobel Tıp Ödülü'nü almıştır."

"ORUCUN, VÜCUDU DAHA DİRENÇLİ HALE GETİRDİĞİ AŞİKARDIR"

Bilimsel anlamda orucun, Kovid-19 dahil pek çok etkene karşı vücudu daha dirençli hale getirdiğinin aşikar olduğuna dikkati çeken Erdöl, şunları kaydetti: "Özetle, tedavisi zor ya da ciddi bir hastalık sebebiyle ameliyat geçirenler, mutlaka sık aralıklarla beslenmesi gereken hastalar, kanser rahatsızlığı bulunanlar, organ veya kemik iliği nakli olanlar, sık aralıklarla ve devamlı ilaç kullanmayı gerektiren ağır kalp, böbrek, karaciğer hastaları, ağır diyabetliler, ağrılı hastalıklarına bağlı ilaç kullanması gerekenler, mevcut bir hastalığın oruç sebebiyle daha ağırlaşabileceği ya da sıhhatin bozulacağından endişe edilen tüberküloz ve diğer ateşli hastalıkları olanlar gibi kronik hastalıkları bulunanlar hekim tavsiyesiyle oruç tutmayabilir." Prof. Dr. Erdöl, Kovid-19 ile mücadele kapsamında cuma namazları ve teravihleri kılmak için camilerin açılmayacak olmasını, halk sağlığının korunması bakımından takdire şayan bir karar olarak gördüğünü dile getirdi.