İslam alemi, bu yıl Ramazan ayına yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgınına karşı alınan önlemler ve tedbirler kapsamında teravih namazı, mukabele, toplu iftar ve sahur gibi bu ayın birçok güzelliğinden mahrum giriyor.

Salgının dünya genelinde binlerce ölüme neden olması birçok tedbiri de beraberinde getirdi. Türkiye'de alınan önlemler arasında camilerde cemaatle namaza ara verilmesi de var.

20 Mart’tan itibaren camilerde hem vakit namazları cemaatle kılınamıyor hem de cuma günleri camilerin tamamen kapanmasından dolayı cuma namazı toplu halde eda edilemiyor.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu sene teravih namazlarının da cemaatle kılınmayacağını ve herkesin evinde ailesiyle teravih namazlarını kılabileceğini açıklamıştı.

Her Ramazan ayında tıklım tıklım dolan camiler, bu yıl Covid-19 nedeniyle Miraç ve Beraat Kandili'nde olduğu gibi Ramazan ayının ilk teravih namazında da boş ve öksüz kaldı.

Ramazan ayının ilk teravih namazı camilere gidemeyen Müslümanlar, namazı ailecek evlerinde kıldı.

"Küçük Buhara" olarak adlandırılan Gaziantep'te her Ramazan ayında kadın-erkek, genç-yaşlı ve çocuk demeden 7'den 70'e teravih namazları için camilere akın eden vatandaşlar, bu yıl ise camilerin Covid-19 salgını nedeniyle kapalı olmasından dolayı teravih namazını evlerinde kılmak zorunda kaldı.

Ramazan ayında camilerin kapalı olmasından dolayı teravih, cüz okuma ve vakit namazlarını da toplu olarak yapamamanın üzüntüsünü yaşadıklarını belirten Gaziantepliler, Ramazan ayı boyunca camiler kapalı olacağı için teravih namazlarını ailecek evlerinde kılacaklarını söylediler.

 “Evlerimizi mescide çevirmemiz gerekiyor”

Sokağa çıkma yasağı ve camiler kapalı olduğundan dolayı ilk teravih namazını ailecek evde kıldıklarını belirten Ali Altın, “Malumunuz bir veba hastalığı var ve Müslümanların ibadetgâhları bu Ramazan ayında kapalı. Kâbe’miz ve diğer camilerimiz kapalı. Camilerimiz kapalı olsa da bu durumu fırsata çevirmemiz gerekiyor. Evlerimizi mescide çevirmemiz gerekiyor. Ailemizle birlikte dersler işlememiz, büyüklerimiz ile bir araya gelip evin içinde nur kokan bu havayı dışarıya yansıtmamız gerekiyor. Çocukluğumuzdan beri camilerde dersler gördük ve teravih namazı kıldık. Ama bu sene malum hiçbir yere gidemiyoruz. Ancak kesinlikle bu durum ibadetlerimizi yapmamıza kesinlikle engel değildir. Evlerimizde inşallah teravih namazımızı ve mukabelemizi güzel bir şekilde yapabiliriz. Rabbimizin rızasını kazanmak için ise elimizden geleni yapmaya çalışacağız.” dedi.

"Camiler kapalı olsa da evlerimizi mescide çevireceğiz"

Teravih namazını camide kılmayı çok istediğini belirten İmam Altın da, ancak salgın nedeniyle camilerin kapalı olduğunu bu nedenle namazlarını evde ailecek kılacaklarını belirterek, şunları söyledi:

“Malum bu hastalıktan dolayı mescitlerimiz kapandı. Bugün Ramazan ayının ilk gününe kalkacağız ve ilk teravih namazımızı kıldık. Amacımız ise evlerimizi mescide çevirmektir. Bu şekilde ailecek teravih ve vakit namazlarımızı evlerimizde kılmaya gayret ediyoruz. Bu vesileyle evlerimizde de çok güzel bir atmosfer oluştu. Çocuklar içinde bir değişiklik oluyor. Her sene camilere koşan çocuklar bu sene aynı heyecanı evde yaşıyorlar. Bu durum üzücü bir durum ama biz bu durumu bahane etmeyeceğiz. Bu ayı inşallah en güzel şekilde ihya etmeye çalışacağız.”

“Teravih namazlarımızı inşallah evlerimizde kılmaya çalışacağız”

Camilerin kapalı olmasının kendilerinde derin bir üzüntü oluşturduğunu ifade eden Muhittin Uçar da, “Öncelikle Allah bütün İslam âlemine bu hastalığın şifasını göndersin. Ramazan ayında camiler kapalı olduğundan dolayı teravih namazlarımızı inşallah evlerimizde kılmaya çalışacağız. Yine sahur ve iftar programlarımızı da inşallah elimizden geldiği kadar düzenli bir şekilde yapmaya gayret edeceğiz. Yine iftardan sonra camiye gider gibi evimizin bir odasını mescide çevirip teravih namazlarımızı ailecek eda edeceğiz. Mümkün mertebe çocuklarımızla teravih namazımızı günlük olarak inşallah kılmaya gayret edeceğiz. Ailecek inşallah bu sünnetten mahrum kalmayacağız. Teravih namazlarımızın ardından da günlük mukabelelerimizi yapacağız.” şeklinde konuştu.

“Bu yıl camide teravih namazını kılmaktan mahrum kaldık”

Ramazan ayında camilerin kapalı olmasının üzücü bir durum olduğunu belirten Yusuf Sezgin de, “Bu durum bizim için çok üzücü oldu. Camilerimizin ve mescitlerimizin kapanması bizi çok üzdü. Fakat bu durum bizim için bir fırsat oldu. Ailemize ve çocuklarımızla ilgilenmemiz, evimizde çocuklarımızla vakit geçirmemiz için gerçekten bir fırsat oldu. Allah'a hamd olsun ki bu süreci çok güzel değerlendiriyoruz. Gönül isterdi ki teravih namazlarını camide hep birlikte kılalım. Ama hastalıktan dolayı bu yıl camide teravih namazını kılmaktan mahrum kaldık. Fakat bu durumu fırsata çevirdiğimiz için mutluyuz. Gerek Kur'an-ı Kerim, teravih namazı ve diğer ibadetlerimizi hep birlikte yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Teravih namazını camilerde kılmak daha güzel oluyordu”

Muhammed Emin Sezgin de, “Bugün teravih namazının ilk günü ve ailecek teravih namazımızı kıldık. Birlikte Kur'an-ı Kerim okuduk. Evde namaz kılmak güzel ama teravih namazını camilerde kılmak daha güzel oluyordu. Arkadaşlarımızla her gün camiye gidiyorduk, birlikte camide namaz kılıyorduk. Ama bu sene virüs nedeniyle camiye gidemediğimizden dolayı teravih namazında evde ailece kılıyoruz. Bu süreçte evde geçirdiğimiz zaman diliminde de oyunlar oynuyoruz. Çeşitli aktiviteler yapıyoruz.” diye konuştu.

“Ramazan ayında teravih namazı için camiye gitmek daha güzeldi”

Teravih namazını camide cemaatle kılmanın daha güzel olduğunu belirten Hira Altın da şöyle konuştu:

“Bugün ailecek ilk teravih namazımızı kıldık. Normalde Ramazan ayında teravih namazı için camiye giderdik, camide namaz kılardık. Ama virüs nedeniyle teravih namazımızı camide kılamıyoruz, ailecek evde kalıyoruz. Ailecek Kur'an-ı Kerim okuyoruz. Akşamları babam ayrıca sohbet veriyor. Dini bilgiler öğreniyoruz. Yine hep birlikte oyun oynuyoruz. Evde güzel zaman geçiriyoruz.” (İLKHA)