Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığının, Ramazan ayı temasını “Ramazan ve Sorumluluk Bilinci” olarak belirlediğini dile getiren Taştan, amaçlarının toplumsal duyarlılık ve farkındalık oluşturmak olduğunu ifade etti.
İnsanların maddi ihtiyaçlarının yanında manevi ihtiyaçlarının da olduğunun altını çizen Taştan, dünya ve ahiret huzurunun ancak Allah'ı anmakla mümkün olabileceğini belirtti.
Bu yıl Coronavirus salgını nedeniyle camilerde teravih namazı kılınmayacağını hatırlatan Taştan, insanların kendi evlerinde aile fertleri ile birlikte sosyal mesafeye dikkat ederek namazlarını kılmaları gerektiğini söyledi.
“Bu sene Ramazan ayının teması ‘Ramazan ve Sorumluluk Bilinci’ olarak belirlendi”
Taştan, “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayına yaklaşmış bulunmaktayız. 23 Nisan perşembe günü evlerimizde kılacağımız ilk teravih namazının ardından 24 Nisan cuma günü tutacağımız oruç ile Ramazan ayı başlamış olacaktır. Başkanlığımız, dua, rahmet ve mağfiret iklimi olan Ramazan ayında her yıl bireysel ve sosyal hayatımıza ışık tutan önemli bir temayı kamuoyunun gündemine taşıyarak toplumsal bir duyarlılık ve farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda 2020 yılı Ramazan ayı teması ‘Ramazan ve Sorumluluk Bilinci’ olarak belirlenmiştir.” dedi.
“Allah insanı başıboş bırakmamıştır”
Allah’ın insanı başıboş yaratmadığını, kendisine sorumluluklar yüklediğini vurgulayan Taştan, şunları söyledi:
“Yüce Allah, insanı eşsiz güzellikte yaratmış. Onu, ‘akıl’ ve ‘irade’ gibi iki güzel hasletle donatmış ve kâinattaki nice varlığı onun hizmetine sunmuştur. Rabbimiz, ‘İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?’ ayet-i kerimesiyle insanın dünya hayatında başıboş olmadığını, aksine sorumluluk sahibi bir varlık olduğunu bildirmiştir. Rabbimiz, ‘Göklerin, yerin ve dağların yüklenmekten çekindiği ağır bir emaneti insanoğlu üstlenmiştir.’ buyuruyor. İnsanın ilk ve en büyük sorumluluğu kendisini yaratan Allah'a karşıdır. Kur'an-ı Kerimde Yüce Rabbimizin ‘…Allah'ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler…’ ve ‘Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.’ ayetlerinde ifade edildiği üzere bu sorumluluk, kulun kendisini yaratan Rabbinin varlığını ve birliğini kabul etmesi, O'na ortak koşmadan inanması, emir ve yasaklarına riayet etmesidir.”
“Dünya ve ahiret huzurunun ancak Allah'ı anmakla mümkün olur”
İnsanların maddi ihtiyaçlarını karşıladıkları gibi manevi ihtiyaçlarını da karşılaması gerektiğini belirten Taştan, insana bahşedilen canın büyük bir emanet olduğunu söyledi.
Taştan, “Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesselem) bir hadis-i şerifinde, ‘Allah'ın kulları üzerindeki hakkının, insanların O'na kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır. Bunu yaptıkları takdirde kulların Allah üzerinde hakkının ise, Allah'ın onlara azap etmemesidir.’ buyuruyor. İnsanın Rabbine karşı sorumluluğunun hemen ardından kendisine karşı sorumluluğu gelmektedir. Çünkü ona bahşedilen can, beden, akıl ve irade sorumluluğu ağır bir emanettir. Helal ve nezih gıdayla beslenmek, sağlığını korumak, zararlı alışkanlıklardan kaçınmak insanın öncelikli görevidir. Aynı şekilde insan, manevi ihtiyaçlarının da olduğunu unutmamalı, dünya ve ahiret huzurunun ancak Allah'ı anmakla mümkün olacağı bilinciyle en kıymetli zaman dilimlerinden biri olan Ramazan ayında Rabbine yönelmelidir.” diye konuştu.
“Vatandaşlarımız, namazlarını evlerinde aile bireyleriyle birlikte kılmaya teşvik edilecektir”
Coronavirus salgını nedeniyle camilerin kapatıldığını hatırlatan Taştan, şu tavsiyelerde bulundu: “Başkanlığımızca Covid-19 ile ilgili alınan tedbirler kapsamında cami ve mescitlerde cuma namazları, cemaatle teravih namazları ve vakit namazları kılınmayacaktır. Vatandaşlarımız, namazlarını evlerinde aile bireyleriyle birlikte kılmaya teşvik edilecektir. Evde karantina uygulamasına tabi olan vatandaşlarımız bu uygulamanın dışındadır. Ramazan ayında isteyen vatandaşlarımızın hijyen kurallarına riayet ederek namazlarını münferiden eda edebilmeleri için cami ve mescitler açık tutulacaktır. Cami minarelerindeki kandiller, Ramazan ayı boyunca iftar vaktinde yakılacak, imsak vaktinde söndürülecektir. Sabah ezanları başkanlık takvimine göre her camide aynı anda imsak vaktinde okunacaktır. Akşam ezanlarının tam vaktinde okunacaktır. Ramazan ayı boyunca her gün yatsı ezanından önce sala, ezana müteakip dua okunacaktır. Ayrıca cuma günleri öğle ezanından önce sala, ezana müteakiben dua okunacaktır.”
“Diyanet TV’de mukabele programları olacak”
Bu sene camiler kapalı olduğu için mukabele yapılamayacağına işaret eden Taştan, “Camilerimizde mukabele okunmayacaktır. Ancak din görevlilerimiz, Ramazan ayı boyunca her gün Diyanet TV'de, sahur programından sonra, (imsak saatine göre değişiklik gösterebilir) ayrıca 15.00 ve 24.00 saatlerinde okunacak olan mukabele programlarının duyurulmasını ve bu programların takip edilmesini teşvik edecektir. Kur'an’ı Kerim okumasını bilen vatandaşlarımızın ferdi olarak mukabele okumaları teşvik edilecek, okunacak olan hatimlerin Kadir Gecesi’ne kadar tamamlanmaları halinde duası Kadir Gecesi’nde TRT1 ve Diyanet TV ekranlarında düzenlenecek programda topluca yapılacaktır. Görevlilerimiz bu konuda vatandaşlarımıza gerekli yönlendirmeyi yapacaktır.” dedi.
Müminlerin sorumluluklarını hatırlaması bakımından Ramazan ayının önemine dikkat çeken Taştan, müminin sorumluluklarını yeniden hatırlaması bakımından Ramazan-ı şerifin eşsiz bir fırsat olduğunu ifade etti.
“Ramazan; Kur'an, tefekkür, oruç ve sabır ayıdır”
Taştan, “Ramazan; Kur'an, tefekkür, oruç ve sabır ayıdır. Hatalardan arınma ve günahlara tövbe etme zamanıdır. Ramazan, takva ve şükür vaktidir. Ramazan; aynı zamanda fakirlere, düşkünlere, kimsesizlere, tüm ihtiyaç sahiplerine iyilik elinin uzatıldığı paylaşma ve yardımlaşma ayıdır. Bu haliyle Ramazan, dünyamızı huzura, ahiretimizi cennete çevirecek bir bilinçlenme ayıdır. Hâsılı Ramazan ayı, Rabbimizin rızasına uygun bir ömrü bize öğreten manevi huzur iklimidir. Ramazan ayı teması olarak konusunun bütün sorumluluk bilinci yönleriyle ele alınması, yükümlülüklerimizi hatırlamamıza, kulluk şuurumuzun artmasına, kardeşliğimizin ve toplumsal dayanışmamızın güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır.” (İLKHA)