11 ayın sultanı Ramazan'ın ilk teravih namazı, 23 Nisan Perşembe günü kılınacak. Müslümanlar için büyük öneme sahip üç aylardan Ramazan'ın ilk orucu için 23 Nisan'ı 24 Nisan'a bağlayan gece sahura kalkılacak.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen, insanların koronavirüs nedeniyle olağanüstü bir dönem yaşadığını, bu sürecin ekonomik ve sosyal hayatın yanı sıra dini hayatı etkilediğini söyledi.
"Camileri evlerimize getirelim"
Camilerde cemaatle ibadet edilecek günlerin bir an önce gelmesi için dua ettiğini belirten İşliyen, teravih namazlarının camide cemaatle eda edilmemesinin, Ramazan'ın neşesi, feyiz ve bereketinden yararlanılmayacağı anlamına gelmediğini vurguladı.
İşliyen, teravih namazının camilerde cemaatle kılınabildiği gibi evlerde de cemaatle veya tek başına kılınabileceğini dile getirerek, "Özellikle teravih namazı bağlamında kardeşlerimize 'Mademki camilere gidemiyoruz, o halde camileri evlerimize getirelim' şeklinde bir çağrı yapıyoruz" dedi.
"İhmalimizi telafi etme imkanı"
Allah'ın, Kur'an-ı Kerim'de Yunus suresinde, Hazreti Musa ve Hazreti Harun'a, "Evlerinizi mescit haline getirin" buyurduğuna işaret eden İşliyen, koronavirüsle mücadele sürecinin ihmal edilenlerin imar edilmesi için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
İşliyen, insanların, "nazargahı ilahi (Allah'ın baktığı yer)" olan kalplerini ihmal ettiğini anlatarak, şunları söyledi:
"Bedenimiz, elbisemiz, işimiz, aşımız ve fiziğimizle o kadar çok meşgul olduk ki Allah'ın nazargahı olan kalplerimizi ihmal ettik. Kalbi imar etmenin yolu zikir, Kur'an, tezekkür, tefekkür ve ibadettir. Dolayısıyla zorunlu inzivada olduğumuz bugünlerde kalbimize yönelebiliriz. Eşlerimizi, eşlerimizle sohbet etmeyi ve çocuklarımızla ilgilenmeyi ihmal etmiş olabiliriz. İşte Allah, o ihmalimizi telafi etme imkanı verdi."
"Belli surelerin anlamını okuyalım"
Vatandaşların Ramazan'da evde geçirdiği vakti ibadet açısından iyi değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan İşliyen, şunları anlattı:
"Evde çocuklarımızla namazı birlikte kılmaya gayret etmek lazım. 'Benim kıraatim çok iyi değil. Sesli olarak çok iyi sure okuyamıyorum.' diyen ebeveynlerimiz, hiç olmazsa surelerin açıktan okunmadığı öğle ve ikindi namazlarını ailesiyle kılarak, çocuklarıyla namazları cemaatle kılma alışkanlığı geliştirsinler. Çay ve aile sohbetlerimiz aynı zamanda ilim meclislerimiz olsun. Mukabele geleneğimizde olduğu gibi hatimlerimizi okuyacağız ama Ramazan boyunca Kur'an'ın tamamının anlamını okumaya gücümüz yetmese bile, belli surelerin anlamını okuyalım.
Hazret Peygamberin hayatını anlatan, çok güzel yazılmış ve çok hacimli olmayan kitaplar var. Bu Ramazan'dan başlamak suretiyle Peygamber Efendimizin, Sahabe-i Kiram'ın hayatlarından parçalar anlatan, ibadet, ahlak ve benzeri kuralları ihtiva eden ilmihal kitaplarını okuyalım ama mutlaka bir okuma geleneği geliştirelim. Çünkü aynı çatının altında yabancı, birbiriyle konuşamaz insanlar haline geldik. Çünkü maalesef her birimiz elimizdeki telefonun ekranından açılan dünyayı, yanımızdaki sevdiğimizin dünyasına açılmaya tercih ediyoruz."
İtikafa evde girme tavsiyesi
Ramazan'ın son 10 gününde yapılan itikaf ibadetine değinen İşliyen, ülke genelinde camilere ilişkin alınan koronavirüs tedbirleri kapsamında vatandaşların itikafa evlerinde girebileceğini söyledi.
İşliyen, vatandaşların evlerinin bir odasını itikaf alanı yapabileceğini anlatarak, "Madem bu yılki itikafı mescitlerde yapamıyoruz, o zaman zikir, ibadet, tefekkür, tezekkür, Kur'an ve duayla meşgul olmak üzere kendi evlerimizde itikafa girebilir, dua edebilir ve Hazreti Peygamber'in tavsiye ettiği şekilde o günleri geçirebiliriz" dedi.
"Akrabalarımızın hal ve hatırlarını sorabiliriz"
İşliyen, koronavirüs tedbirleri nedeniyle yoğun katılımların olduğu iftar sofralarının kurulamayacağına işaret ederek, "Ramazan'da toplu iftarlar yapamayacak olmamız, Ramazan'dan fakirleri istifade ettiremeyeceğimiz anlamına gelmez" dedi.
Ramazan'ın ardından 24 Mayıs'ta ise Müslümanların büyük sevinçle karşıladığı Ramazan Bayramı'na girileceğini hatırlatan İşliyen, şunları söyledi:
"Bu süreçte telefonları ve iletişim araçlarını kullanarak çevremizdekilerin halini hatırını sorabiliriz. Akrabalarımızın ve çevremizdekilerin evlerine gidemesek bile kapıdan hal ve hatırlarını sorabiliriz, ihtiyaçlarını görebiliriz ama kesinlikle ihmal etmemeliyiz. Bir telefon etmek suretiyle bile olsa gönüllerini almalı, varsa mutlaka ihtiyaçlarını görmeliyiz."
Kaynak, AA