Yeni Ceza İnfaz Kanun düzenlemesinde gözden kaçanlar için İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan hukukçular, "Yanlışlar düzeltilsin, mağdurlar hürriyetlerine kavuşsunlar" ifadelerini kullandılar.
İslami kimliklerinden dolayı 28 Şubat zihniyeti ile FETÖ yargısının kumpasları sonucu ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen kolon kanseri hastası Şehmus Alpsoy ve yaşlı babası Mehmet Emin Alpsoy'un (73) yeni infaz paketine dâhil edilmemesi aile, avukat ve sosyal medya kullanıcılarının tepkilerine neden oldu ve tepkiler gelmeye devam ediyor.
"Haksızlıkları gideren devlet adil devlettir"
Devletin adil olması gerektiğinin altını çizen Emekli Hâkim Nusret Çiçek, "Haksızlıkları gideren devlet adil devlettir. Madem infaz yasasında düzenlemeler yapıldı, o halde terörle suçlanan birçok kişinin de mağduriyetine el atmak gerekirdi. Örneğin yılların kanayan yarası Sivas olayları var. Otelin içindeki insanları yakanları tasvip etmek anlamında asla söylemiyorum. O dosyayı ben de okudum. Cinayeti kimlerin işlediği hala meçhul. Deliller genel de olaya müdahale eden polislerin ifadelerine dayanıyor. 'Bağırırken bunu da gördüm.' Öylece, sadece 'gördüm' sözcüğünden insanlar cinayet suçundan cezaevlerinde ömür tüketiyorlar. Buna karşılık halen cezaevlerinde çile çekenler var. Mesela, baba Mehmet Emin Alpsoy ile oğlu Şehmus Alpsoy 28 Şubat karanlığının mağdurları. Madem adalet diyoruz, o halde bu dosyalara yeniden bir göz atalım. Yanlışlar düzeltilsin, mağdurlar hürriyetlerine kavuşsunlar." dedi.
"Sivas Davası sanıkları haksız yere mahkûm olmuşlardır"
Yeni bir düzenlemeyle bile olsa Sivas Davasının mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini söyleyen Avukat Cengiz Ocakçı, "Yeni infaz yasası genç evlilik mağdurlarını ve Sivas Davası mağdurlarını kapsam dışında bırakmıştır. Bunlar haksız yere mahkûm olmuşlardır. Toplantı ve gösteri kanununa göre o dönemdeki DGM'de kendilerinin yargılanmaları devam ederken daha sonra müebbet hapse mahkûm edildiler. Bu haksız bir tutumdu. Şu anda halen içerdiler. Sivas Davası mağdurlarının yeni infaz düzenlemesi ile gündeme getirilmemesi bir haksızlık. Tam olarak izahatına giremiyorum ama inşallah yakın bir zamanda müjdeli haberlerle bu kardeşlerimizin de serbest bırakılacaklarını düşünüyorum. İnfaz yasasından faydalanmamış olmaları bir sıkıntıdır. Bundan çok daha ağır suç işlemiş, teröre bulaşmış olan kimselerin af edilmeleri karşısında, bunların göz ardı edilmesi adaletsizlik ve hukuksuzluktur. Bu noktada yüreği yanan üst düzey yetkililerle görüştüğümde, meseleye dair yakında bir müjde vereceklerini söylediler." şeklinde konuştu.
"Devletin adil olmak gibi bir zorunluluğu var"
Covid-19 salgınının cezaevlerinde yatmakta olan tüm mahpusları etkileme potansiyeline sahip bir tehdit olduğunu belirten MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Abdurrahman Ünlü, ise "Bu insanların her türlü güvenliğini sağlamak ise kamu otoritesine ait. Burada devletin cezaevlerini boşaltmaya çalışması elbette anlaşılabilir bir tutum. Fakat devletin adil olmak gibi bir zorunluluğu var. Salgın konusunda uzmanların belirttiği en önemli hususlardan biri risk grubuna dikkat etme gerekliliği. Kimler var bu risk grubunda; kronik hastalar ve yaşlılar. Öyleyse cezaevlerinde bu risk grubunda olanları maksimum düzeyde dışarı çıkaracak çözümlere odaklanmak gerekirdi ama öyle olmadı. Ancak biliyoruz ki cezaevlerinde artık kendi bakımını dahi yapamayacak durumda hasta veya yaşlı mahkûmlar var. Bu insanlara acilen odaklanılması gerekir kanaatindeyim. Bir diğer husus terör davaları. Bu davalarda silahlı bir olaya karışmamış, örgüt üst düzey yöneticiliği gibi bir pozisyonda bulunmamış kişilerin de infaz paketine dâhil edilmeleri gerekirdi." ifadelerini kullandı. (İLKHA)