Genç yaşta evlenip yuva kurdukları için haklarında açılan kamu davaları sonrasında eşleri onlarca yıl ceza alan genç evlilik mağduru binlerce aile, çocuklarıyla bir başlarına hayat mücadelesini sürdürüyorlar.

18 yaşını doldurmadan önce eşleriyle severek ve isteyerek evlenen kadınların eşlerine, “Cinsel İstismar” suçlamasıyla onlarca yıl ceza verilip, tecavüzcülerle aynı koğuşa konuluyorlar. Cezası bitip sivil hayata dönenler ise, üzerlerine vurulan “İstismarcı” damgası sebebiyle iş bulmakta zorlanıyor. Bu kapsamda genç evlilik mağduru olan yaklaşık 8 bin aile ve 16 bin çocuk bulunuyor.

Yaşadıkları sorunlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan mağdurlar, eşleriyle severek ve isteyerek evlendiklerini, eşleriyle devletin verdiği resmi nikâh cüzdanlarıyla cezaevinde görüşebildiklerini söyleyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve milletvekillerinin kendilerine verdikleri sözü yerine getirerek sorunlarını çözüme kavuşturmalarını istedi.

“Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, bu yasayı çıkarın. Eşlerimiz çocuklarımıza, biz de eşlerimize kavuşalım”

 Eşiyle 2016 yılında severek ve isteyerek yuva kurduğunu, bu birliktelikten 2 çocuğunun dünyaya geldiğini söyleyen Gülcihan Engin, “Hastanede doğum yaptığım için hakkımda kamu davası açıldı. Eşime 2 sene 6 ay ‘Hürriyeti Yoksun Kılma’dan 16 sene ‘Cinsel istismar Suçu’ndan 20 sene ceza geldi. Ben asla cinsel istismar mağduru değilim. Eşim resmi nikâhlım ve iki çocuğumun babası. Buradan Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, bu yasayı çıkarın. Eşlerimiz çocuklarımıza, biz de eşlerimize kavuşalım.” dedi.

“Cumhurbaşkanı bize söz vermişti “

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, sorunlarının çözüme kavuşturulacağına dair kendilerine söz verdiğini hatırlatan mağdurlardan Merve Tıraş ise, şunları söyledi:

“Buradan Cumhurbaşkanımıza ve tüm yetkililere seslenmek istiyorum. Eşimle 2011 yılında kendi isteğimle yuva kurdum. Şimdi 5 yaşında bir kız evladım var. 9 yıl sonra kamu davasından eşime 12 yıl ceza geldi. Ben kızımla dışarıda çok zor hayat şartlarında mücadele ediyorum. Geçindirmem gereken bir evim, bakmak zorunda olduğum bir çocuğum, cezaevinde bakmakta olduğum bir eşim var. Aslında bu cezalar eşlerimize değil, biz kadınlar ve çocuklara verildi. Yetkililere sesleniyorum, lütfen artık eşlerimiz evlerine gelsinler. İnfaz Yasası çıktığında çok umutlanmıştık. Eşlerimiz bavullarını dahi hazırlamışlardı. Çocuklarımız babalarını bekliyorlardı. Ama hayal kırıklığına uğradık. Cumhurbaşkanımız bize söz vermişti. Genç evlilik mağdurlarının problemlerinin çözüleceğini, mağduriyetin giderileceğini söylemişti. Biz ona güvendik. Sadece Cumhurbaşkanımız yapar dedik. Ama gene hüsrana uğradık. Bütün yetkililere sesleniyorum, Allah rızası için resmi nikâhlı eşimi, çocuğumun babasını evine gönderin.”

“Allah rızası için 8 bin ailenin, 16 bin evladın feryadını duyun”

Eşi Ersin Demir ile 15 yaşında severek ve isteyerek evlendiğini belirten Necla Demir ise, 3 evladıyla birlikte oluşturdukları mutlu yuvalarının gelen kamu cezasıyla yıkıldığını söyledi.

Demir, “3 tane evladımız oldu. Mutlu bir yuvamız vardı. Ta ki kamu cezası gelip, yuvamı yıkana kadar. Resmi nikâhlı eşim, şu anda tecavüzcüm olarak cezaevinde yatıyor. 3 yıldır cezaevinde. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Adalet Bakanımıza sesleniyorum, biz kötü bir şey yapmadık. Sadece genç yaşta evlendik. Allah rızası için 8 bin ailenin, 16 bin evladın feryadını duyun. Buradan vekillerimize sesleniyorum, bize sözler verdiniz. Cumhurbaşkanım, bize söz verdiniz. Sen verdiğin sözü tutarsın. Bizi duy artık.” diye konuştu.

“Lütfen, artık bu zulmü bir an önce bitirin”

12 yıl önce evlenen ve 4 çocuk sahibi olan Şükriye Orhan da mağduriyetini şu sözlerle dile getirdi: “Genç evlilik mağdurlarından sadece bir tanesiyim. Bundan 12 sene önce eşimle severek ve isteyerek evlenip, yuva kurdum. 4 evladımız oldu. Aradan 8 yıl geçtikten sonra, eşime 10 sene 10 ay “Cinsel İstismar” suçundan ceza geldi. Şu anda eşim 5 senedir kapalı cezaevinde. Ben ve 4 evladım mağdur bir şekilde eşimin yolunu gözlüyoruz. Evlatlarım 5 senedir o cezaevi kapılarında büyüdüler. Ben eşimin resmi nikâhlı eşiyim. Bu cüzdan ile cezaevinde eşimin görüşüne gidiyorum. Bana bunu veren de eşimi benden alan da devlet. Biz kesinlikle istismar kelimesini kabul etmiyoruz. Bizim eşlerimiz kesinlikle istismarcı değil. Biz de istismar mağduru değiliz. Biz devletimizden sadece resmi nikâhlı eşlerimizin bir an önce tahliye edilmesini ve bize yapılan zulmün artık bir an önce bitirilmesini istiyoruz. Bize atfedilen o çirkin kelimeyi asla kabul etmiyoruz. Biz eşlerimizi gerçekten seviyoruz. Bir an önce eşlerimizin tahliye edilmesini istiyoruz. Evlatlarımızın artık yüzü gülsün istiyoruz. Lütfen, artık bu zulmü bir an önce bitirin.”

(İLKHA)