2- Zekat zenginin malına karışmış fukara hakkıdır Nitekim Yüce Mevlâ şöyle buyurur:
“Onların mallarında (ihtiyaç içinde olup) isteyenin ve istemeye utanıp da zengin sanılanın hakkı vardır.” (Zariyat Suresi, ayet 19)
Bir zenginin sürüsüne karışan fakirin koyunu hükmen ne ise, zenginin cebindeki fakirin hakkı olan zekat da odur. Binâen aleyh, sürüye karışan koyunu benimsemek ne kadar çirkin ise, cebindeki fukara hakkını vermemek de o derece çirkindir.
Zekat, dinimizin esas temellerinden birini teşkil ediyor. Aynı zamanda zekat, cemiyet hayatının temeli olduğu gibi, İslam cemiyetinin sağlamlaşması ve devamını temin ettiği için İslamiyetin yükselmesine hizmet eden önemli bir vazifedir. Hiç bir semavi din İslam kadar yardımlaşmaya önem vermemiştir. Zekat sayesinde dilencilerin azalması, bir çok vukuatın önüne geçilmesini sağlamıştır. Zira karnı aç olan insan her cürmü işleyebilir. Fakat karnı doyarsa bu cürümleri terk edebilir.
3- Zekatta İslamiyetin neşri ve il’â-yı kelimetullah vardır. Bu hususta fakir canı ile, zengin malı ile cihada iştirak eder.
4- Zekat kominizm, kapitalizim ve dünya-perestlik belasından sakınmanın en büyük çarelerinden biridir.
5- Zekat, zengini cimrilikten ve bunun hastalığından korur. Böylece onlar da felaha ererler. Hâsılı zekat, bir çok hikmetleri muhtevî olan pek büyük bir ibadettir.
Kaynak: Miftâhu’l-İrşâd