Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, günümüze ışık tutacak birçok meseleye Risale-i Nur Külliyatı’nda açıklık getirmiştir. Bir talebesinin suali üzerine uyku meselesini de ele almış Efendimiz (s.a.v) ‘in bu konudaki hadislerini tam bir açıklıkla ifade etmiştir.
BEDİÜZZAMAN UYKU ÜÇ NEVİDİR DER;
Birincisi: Gayluledir ki, fecirden sonra ta vakt-i kerahet bitinceye kadardır. Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, hilaf-ı sünnettir. Çünki rızık için sa’yetmenin mukaddematını ihzar etmenin en münasib zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet arız olur. O günkü sa’ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.
Görüldüğü gibi sabah gün doğumundan keharet vakti bitinceye kadar olan zaman çalışma için en doğru en sağlıklı zaman olduğunu bildirmekte bu saatte yapılan uykunun rızkın bereketsizliğine sebebiyet verdiğini açıklamaktadır. Zira gelişmiş bütün ülkelerde çalışma zamanı çok erken saatlerde başlamaktadır. Hatta bir süre önce çalışma saatlerinin öne alınması bizim ülkemizde de konu olmuştu.
İkincisi: Feyluledir ki, ikindi namazından sonra mağribe kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yani uykudan gelen sersemlik cihetiyle o günkü ömrü nevm-alud, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi; manevi cihetiyle de o gün hayatının maddi ve manevi neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.
İkindi vaktinden akşama kadar olan sürede günün maddi ve manevi neticeleri görüleceğinden, o saatlerde yapılacak uykunun insanı sersemleştirmesi neticesinde o neticelerinin görülemediği bildirilmektedir.
Üçüncüsü: Kayluledir ki, bu uyku sünnet-i seniyedir. Duha vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziret-ül Arab’da vakt-üz zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir ta’til-i eşgal, adet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku, hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünki yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek ömrüne hergün bir buçuk saat ilave ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilave ediyor.
Görüldüğü gibi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri hadislerin ışığı altında gün içinde yapılan uykunun insan hayatı üzerinde nasıl bir etki yaptığını aklen izah ediyor. Sünnet-i Seniye’nin kaylule uykusu olduğunu belirterek insan ömrüne hergün bir buçuk saat ilave ettiğini belirtiyor.
Risale Ajans