Soru: Şiir söylemenin ve dinlemenin yasak olduğunu iddia edenler bunu aşağıdaki ayete dayandırıyorlar:
Şairlere (gelince), onlara da sapıklar uyarlar. (Şuara/224)
Ayrıca şu sözü de görüşlerinin doğruluğuna delil sayıyorlar: "Şairler genelde mübalağa ve yalana sığınırlar, en güzel şiir; içinde çok yalan bulunan şiirdir."
Şuara suresinde geçen ayet, İslam'ın şiir hakkındaki nihai hükmünü mü bildiriyor, yoksa özel bir durumla mı ilgili?
Cevap: Şiir de nesirdeki gibi ibare ve lafızlardan meydana gelir. Ancak şiir vezin ve musiki ile nesirden ayrılır. İmam Gazali şiir hakkında şöyle diyor:
“O bir kelamdır. Onun iyisi iyi, kötüsü de kötüdür.” Rasûlullah (s.a) ise şöyle buyuruyor: “Şiirin bir kısmı hikmettir.”
Rasûlullah şair Tarefe'nin "Zaman senin bilmediğin şeyleri ve bilmediğin kişilerin haberlerini sana gösterecektir" sözünü duyunca, "bu nübüvvet haberlerine benziyor" diyerek, ondan hoşlandığını göstermiştir. Yani bu sözün vahiy eseri olmamakla beraber, peygamberlerin söyledikleriyle örtüştüğünü ifade etmiştir. Çünkü bu hak bir sözdür.
Kur'an-ı Kerim'de Rasûlullah'a atfedilen şairlik sıfatı reddedilmiştir. Silahu'ş-Şiir adlı kitapta da yazıldığı gibi Hz. Peygamber'e sihirbaz ve şair iftirasında bulundukları için Allah müşriklerin bu iftiralarını reddetti. Eğer Kur'an onların bu iftiralarına cevap vermese idi, müşrikler bu iftiralarıyla kalırlardı. O zamanki şairlerin çoğu da -ancak Allah'ın korudukları hariç ki onlar da az idi- günah, gaflet, kibir ve yalanın şeytanları idiler. Eğer Hz. Muhammed de şair olsa idi, onların iddia ettiği gibi, Allah katından gelen Kur'an'ın da bir şiir olması lazım gelirdi. O zaman o ilahi ve mu'ciz bir kitap olmazdı.
Kur'an şöyle diyor:
“Şairlere gelince, onlara da sapıklar uyarlar, onların her vadide başıboş dolaştıklarını ve yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmez misin? Ancak iman edip iyi işler yapanlar başkadır.” (Şuara/224-237)
Buradaki şairlerden kasıt, yalan ve hayal vadilerinde dolaşan, fahiş konuşan, ırzları param parça eden, fitnenin yayılmasına çalışan, neseplere ta’n eden, hicveden, batıl vaatlerde bulunan, batılla iftihar eden, övgüye layık olmayanı öven, işi ile sözü arasında çelişki bulunan şairlerdir.
Aksi halde temiz ve salih kişinin söylediği şiir güzeldir. Bu şiir, zikir, iman, iyi işler, zafere teşvik ve zulmü defetmek için söylenirse o ne güzeldir. Bu nedenledir ki ayette istisna yapılmış ve devamında şöyle buyurulmuştur:
“Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğradıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi akıbete döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.”(Şuara/227)
Peygamberimizin şöyle dediği de rivayet edilmiştir:
“Sizden birinizin karnının irin ile dolması, şiirle dolmasından daha iyidir.”
Şiirin kötülüğüne dair bu hadisi delil olarak gösteriyorlar. Ancak bu rivayetin tashihe ihtiyacı vardır. Hadisin tamamı şöyledir:
“Sizden birinizin karnının irinle dolması kendisiyle hiciv yapılan şiirle dolmasından daha hayırlıdır.”
Görüldüğü gibi kendisiyle hiciv yapılan ibaresi hadisten düşmüştür.
Hz. Peygamber'in bazı şiirler okuduğunu, dinlediğini ve şiir söylemeye teşvik ettiğini görüyoruz. Mesela şaire Hansa'dan bazı şiirler dinlemiş ve onu şiire teşvik etmiş ve haydi Ey Hansa! Demiş. Yine Ka'b b. Züheyr'i dinlemiş ve şairi Hassan b. Sabit'i şiir söylemeye teşvik etmiş ve şöyle buyurmuş:
“Müşrikleri hicvet, Ruh'ul-Kuds seni destekliyor.”
Ka'b b. Mâlik "Ey Allah'ın Rasûlü! Şiir hakkında ne dersin?" diye sorduğunda, Rasûlullah şöyle cevap vermiştir:
“Mü'min diliyle ve kılıcıyla cihad eder.”
Özet olarak diyebiliriz ki, şiirin nazmı haram değildir. Çünkü o da nesir gibidir. Ancak onu su-i istimal etmek haramdır. Şiir nezih ve latif olduğu, insanları günaha ve masiyete sürüklemediği müddetçe onu dinlemek haram olmaz. Kur'an-ı Kerim'de kötülenen şairler, belli şairlerdir ki, onlara ancak günahkârlar tabi olur. Onlar yapmadıklarını söyleyen, batıl ve günah olan şeyleri hayal edenlerdir. İşte İslam'ın şiir hakkındaki görüşü budur.