Dünyadaki Müslüman gençleri temsil eden ve 56 ülkenin üye olduğu İslam İş birliği Gençlik Forumu (ICYF)’nin dünyanın farklı ülkelerinden üst düzey devlet yetkililerini gençlerle buluşturmayı hedefleyen online seminerler dizisinin ilk konuğu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın oldu.
“Herkesi kapsayan sistemde köklü değişiklikler olacak”
“Coronavirus Sonrasında Bizi Nasıl Bir Dünya Bekliyor?" başlığıyla İnternet üzerinden yapılan seminerde konuşan Kalın, dünyanın tarihte bir paradigma değişimi anından geçtiğine işaret ederek “Bunun kısa tarihimizde bir devrime yol açıp açmayacağını henüz bilmiyoruz ancak uluslararası sistem, devletler, devlet dışı aktörler, uluslararası şirketler, medya, bireyler, yani herkesi kapsayan sistemde köklü değişiklikler olacak” dedi.
Bu zor dönemden sonra dünyada birçok dinamiğin değişimine tanık olunacağını belirten Kalın, bir yandan insanların birbirlerine yardım etmek için çırpındığını, diğer yandan açgözlülüğün, ırkçılığın, yabancı düşmanlığının, ayrımcılığın görüldüğünü ve bu gerçekle yaşamak zorunda kalınacağını söyledi.
Covid-19 pandemisiyle birlikte mevcut küresel dinamiklerin tartışmaya açık ve yapay olduğunun ortaya çıktığına vurgu yapan Kalın, “Artık hepimiz kimsenin yenilmez olmadığını düşünüyoruz. Hiç kimse vazgeçilmez değildir, hiç kimse bağışık değildir ve hiç kimse tüm dünya sistemini dize getiren bu görünmez organizma karşısında kuralın istisnası değildir. Bugün bazı ülkelerin, ekonomik güçleri veya siyasi yönetişim yapıları ne olursa olsun, bu salgına diğerlerinden daha etkili bir şekilde yanıt verdikleri gerçeğini kabul etmek zorundayız.” ifadesini kullandı.
“Covid 19 uzun süre bizimle birlikte olacak, bir meşruiyet krizine yol açacak”
Birçok devletin, uluslararası kurumların ve hükümetlerin Covid 19 salgınına yanıt vermede yaşadığı yetersizliğin büyük bir meşruiyet krizini beraberinde getireceğini düşündüğünü belirten Kalın, şunları söyledi:
“Bugün sahip olduğumuz uluslararası düzeni tanımlaması ve düzenlemesi gereken kurumların meşruiyetleri, uygunlukları, verimlilikleri sorulacak. Bu açıkça 2008 mali krizinden farklıdır. Çünkü 2008 finansal krizi, esasen finansal piyasalarla ve finansal krizden bir anlamda, G20 de dâhil olmak üzere dünyanın güçlü uluslarıyla sınırlıydı. Diğer uluslararası ekonomik aktörler, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve diğerleri bir araya geldiler ve bir şekilde krizi kontrol altına aldılar ama bu farklı. Bu uzun süre bizimle birlikte olacak bir meşruiyet krizine yol açacak.”
‘Pandemi’nin küresel ekonomiye getireceği zararın 3 ile 4 trilyon dolar arasında tahmin edildiğinin altını çizen Kalın, ekonomideki normale dönüşün 2022’ye kadar sürebileceğine dikkat çekti.
“Hepimiz güvende olana kadar hiçbirimiz güvende değiliz”
Kalın, “Bu salgına karşı savaşacak ve ırk, renk, yaş, ulus, din ve diğer her şeyden bağımsız olarak tüm vatandaşların güvenliğini sağlayacaksak, bunu insanca bir şekilde yapmalıyız. Bu süreçte insanlığın gerçekliklerinden yola çıkmak gerekiyor. Kimse bu tür ‘pandemi’ler karşısında bağışıklık iddia edemez. Hepimiz güvende olana kadar hiçbirimiz güvende değiliz.” dedi.
Ülkelerin maske tedariki konusunda birbirleriyle sorunlar yaşadığı bu dönemde, Türkiye'nin İspanya ve İtalya gibi salgından en çok etkilenen ülkelere yardımda bulunduğunun altını çizen Kalın, Türkiye’nin bu mücadeleyi birçok açıdan farklı ve başarılı yönettiğini, maske krizi yaşanırken, Türkiye’nin vatandaşlarına ücretsiz maske dağıtımı gibi uygulamaları hayata geçirdiğini ifade etti. (İLKHA)