Kuran'ı Kerim leş ve üzerinde Allah'ın adı anılmayan hayvanı haram sayar.

İslam fıkhı ise müthiş bir kategorizasyon ile eti yenilen ve yenilmeyen hayvanları ayırmıştır.

Hiçbir mezhepte yarasalar, fareler, böcekler "eti yenilebilecek hayvanlar" kategorisinde değildir.

BM Koronavirüs salgını sonrasında bu virüslerin ortaya çıkma yeri olan "canlı ve ölü vahşi hayvanların satıldığı pazarların yasaklanması"nı talep ediyor.

Talep, Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Başkanı Elizabeth Maruma Mrema'an geldi.

Koronavirüsün dışında ayrıca Afrika'da ortaya çıkan Ebola ve Doğu Asya'da yarasalardan insanlara bulaştığı bilinen nipah virüsünün kaynağının da vahşi hayvanlar olduğunu söylüyor Mrema...

ve sözlerini şöyle tamamlıyor:

"özellikle Afrika'da düşük gelirli ve geçimlerini vahşi hayvanlardan sağlayan toplumlar için alternatifler üretilmeli"

Aslında Mrema'nın söylediklerinin Türkesi çok net!

Mrema İslam fıkhının yiyecekler bahsinin uygulanmasını istiyor. İslam yiyeceklerde helal ve temiz olma şartını ortaya koyuyor. Dünya bugün bilimsel anlamda çok ileridir farelerin yılanların, haşerelerin insan sağlığına uygun olmadığını çözümleyecek bir seviyededir. İslam fıkhı ise 1300 yıl önce bunu ortaya koymuştur.

Ve Kuran'ın altını çizdiği bir diğer husus ise domuz etidir.

İnsanlık domuzdan bir virüsün ortaya çıkıp insanlığı tehdit etmesini beklemek zorunda değildir.

Şüphesiz BM'nin bilerek ve isteyerek İslam Fıkhını savunması düşünülemez ama şartlar tüm insanlığı Allah'ın kevni yasalarına uymaya zorluyor. İnsanlık gönülden olmasa bile -şartların dayatmasından dolayı- Allah'ın emirlerine ve kurallarına uymak zorundadır.

BM de Dünya Sağlık Örgütü de İslam nizamının yeme ve içmede getirdiği kuralların mükemmelliğini itiraf etmek zorundadır. Bugün olanlar mecburi itiraflardır