Sosyal paylaşım siteleri üzerinden son günlerde yapılan birçok paylaşımlarda, Kasım 2019’da Çin’in Wuhan kentinde görülen yeni tip Coronavirus’ün ortaya çıkışının, 5G teknolojisinin hayata geçişiyle bağlantılı olduğu iddia ediliyor.
Hatta buna tepki amaçlı Wuhan’da bazı protesto gösterilerin düzenlenerek, polisle çatıştıkları da iddia edildi. En son paylaşın görüntüde şu not düşürüldü: “Wuhan'da halk sokaklara döküldü, kendilerine engel olan güvenlik güçlerine karşı direniyorlar çünkü kendilerini öldüren şeyin aslında 5G olduğunu anladılar.”
Dünyada da oldukça popüler hale gelen benzer iddialar, bununla da sınırı değil.
Örneğin; Avrupa’da ve Amerika’da durumun farkına varıp bilinçlenen halk, 5G direklerini birer birer yıkmaya başladığı, İsviçre’nin 5G ye geçişi insan sağlığına verdiği zararlardan ötürü durdurduğu, İngiliz uzmanın insanları öldüren şey Coronavirus değil frekans silahı olduğu, İngiltere'de de 45 yerde 5G baz istasyonlarına saldırı olduğu iddia ediliyor.
Türkiye’de bazı köşe yazarları tarafından bu konu dile getirildi. Ancak bu iddialar komplo teorisine dayandığı ileri sürülüyor.
Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (CDC) internet sitesinde yer alan bilgilendirmeye göre; yarasa, kedi ve köpek gibi hayvanlarda bulunabilen Coronavirus nadir de olsa insanlara geçebiliyor. SARS ve MERS hastalıkları da hayvanlardan insanlara geçmeyi başarmışlardı ki o zamanlar 5G’de yoktu.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) internet sitesinde de Covid-19’un çıkış noktasına dair bir bilgilendirme notu yer alıyor. Buna göre virüsün muhtemel çıkış noktası, ilk vakalarla bağlantılı olması sebebiyle Wuhan’daki bir deniz ürünleri pazarı idi.
5G’nin insan sağlığına zararlı olduğunu ileri sürerek bu teknolojiye karşı çıkıyor. 5G olarak adlandırılan teknoloji 1G, 2G, 3G ve 4G’yi bir adım öteye taşıyor.
5G hakkında Dünya Sağlık Örgütü’nün internet sitesinde paylaşılan bilgilere göre, kablosuz teknolojilere maruz kalmanın genel sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi gözlemlenemedi.
Cep telefonları radyo dalgaları kullanarak iletişim kurmamızı sağlıyor. Gün ışığı ya da mikrodalga fırının da yaydığı iyonlaştırıcı olmayan radyasyon, DNA’ya zarar vermiyor. (İLKHA)