Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam yaptığı konuşmada, gece yarısından itibaren 30 büyükşehir ve akciğer hastalığının fazla olduğu illere lojistik hariç araç giriş-çıkışlarına izin verilmeyeceğini, 20 yaş altında olan gençler için sokağa çıkma yasağı getirildiğini ve sokağa çıkanlar için de maske takma zorunluluğu getirildiğini bildirdi.

Gece yarsından itibaren alınan kararlar uygulanmaya başlandı. İstanbul’da İBB tarafından da toplu taşımaya binen vatandaşlara ücretsiz maske dağıtımına başlandı.

Alınan karalarla ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Sinan Bayraktar, 20 yaş altı olan bireyler için sokağa çıkma yasağının getirilmesi ve büyükşehirlere araç giriş-çıkışlarına izin verilmemesinin virüsün bulaşmaması açısından yerinde kararlar olduğunu söyledi. Bayrakta, EPDK tarafından alınan kara ile faturaların ortalama bir bedel üzerinden hesaplanmasının ise doğru olmadığını ifade etti.

“Yasağa büyük oranda uyulması ve belediyelerin desteği ile işin toparlanmaya gireceği umudu doğdu”

Tedbirlerin kademe kademe ve hızlı bir şekilde geldiğini söyleyen Bayraktar, “Hafta sonları insanların yayılma pozisyonları oldukça yoğun oluyor. Ancak bugün basın bültenlerinde, haberlerde izlediğimiz kadarı ile özellikle büyük kentlerde sokağa çıkma yasağına büyük oranda uyulduğu, bu işin ciddiye geldiği, özellikle belediyelerin de katkıları ile işin toparlanmaya gireceği umudu doğdu. Çünkü yayılma olayı oldukça yüksek. Bu da iletişimdeki sorunları ortaya çıkarıyor.” dedi.

“Tam bir sokağa çıkma yasağı değil ama olayı yüzde 60 oranında bir sokağa çıkma yasağı var”

Bayraktar, “Dün geceden itibaren büyükşehirlerin giriş-çıkışlara kapatılmasının 2 nedeni var. Birincisi büyükşehirlerde enfekte olayı çok yüksek ve buralardan küçük şehirlere birkaç gündür büyük bir hareket başladı. Yani yazlıkları olanlar yazlıklarına doğru gidiyorlar. Oradaki sağlık sistemini de sıkıntıya sokmak üzereler. İkincisi canlı hareketliliği durdurmaları gerekiyordu. Sağlık bakanının açıkladığı gibi bir kişi 16 kişiyi enfekte edebiliyor. Bu da tehlikeli bir durum. İtalya, Fransa ve Amerika’nın başına gelenler bunlar. Bizimkiler kademe kademe tedbir alıyorlar. Tam bir sokağa çıkma yasağı değil ama olayı yüzde 60 oranında bir sokağa çıkma yasağı gibi görüyorum.” diye konuştu.

“Gençler taşıyıcı oldukları için sokağa çıkmaları yasaklandı”

20 yaş altında olanların çok hareketli ve çalışan bir gurup olduğunu belirten Bayraktar, “Bir bölümü kafeterya, büfe lokanta gibi yerlerde çalışıyorlardı. Buralar kapatılınca eve geldiler. Bunların çoğu yevmiye ile kayıtsız çalışan kişiler. Bununla birlikte sokağa çıkma yasağı ile tamamen sitemden çıkmış olacaklar. Çünkü sağlık yetkililerinin açıkladığına göre taşıyıcı kesim virüsü hissetmeden geçirebiliyor. Ama bulaştırma konusunda da taşıyıcı oluyorlar. Yasaklamayı bu nedenle koydular. Çünkü parklara ve diğer yerlere çıkma imkânları oluyor. Çocuğu evde zapt edemiyorlar. Şimdi önemli bir gurubun evde olması ve dışarı çıkmaması gerekiyor. Güvenlik görevlileri vatandaşın kimliğini alarak ceza kesiyor. Evinize ceza makbuzu gelebilir. Bir diğer üst aşaması ki inşallah olmaz, askerin sokağa çıkmasıdır.” şeklinde konuştu.

 

Esnafın tamamı ertelemelerden faydalanacak

İşe ekonomik olarak bakıldığında durumdan etkilenmeyen kesimim olmayacağını belirten Bayraktar, şöyle konuştu: “En küçüğünden en büyük şirketlere, en küçük fertlere kadar herkes etkilenecek. Devletler önlem alıyorlar. Bizimkiler de bir takım tedbirler aldılar. Devletin aldığı vergiyi ötelemesi, SSK primlerinin alınmaması, kiraların ötelenmesi, faizlerin alınmaması gibi küçük esnafı rahatlatıcı bir takım tedbirler alıyorlar. Vatandaşın bunları bilmesi gerekiyor. Bugün kunduracı, terzi, yufkacı da mücbir sebep tanımına giriyor ve her konuda da ertelemeye tabi oldular. Bunu bilmeleri gerekiyor. Bu 3 aylık bir rahatlama sağlayacak.”

Herhangi bir sigortaya tabi olmayanlar gelir kaybına uğrayacaklar

20 yaş altı kayıtsız çalışanlar için resmi olarak bir ödeme sağlanamayacağını hatırlatan Bayraktar, “Kayıt içinde olan kişilerin kısa çalışma ödeneği alma imkânı var. Yani sigortalı olmaları gerekiyor. Sigortalı bir işçisi olan kesim bile işsizlik ödeneği alabiliyor. Bunu çok dikkatle ilesinler. İŞKUR’un sayfasına girsinler. Orada detayları bulabilirler. Ancak 17 yaş gurubunda herhangi bir sigortaya tabi değilse gelir kaybına uğrayacaklar.” dedi.

20 yaş altına sokağa çıkma yasağının amacının mevcut sağlık sistemini sora sokmamak olduğunu, hastanelerin şimdiden yüzde 70 oranında dolduğunu söyleyen Bayraktar, şehirlerdeki giriş-çıkış kısıtlamalarının da bu sebepten uygulandığını vurguladı.

Ünlü profesörlerin söylemine göre virüsün her hâlükârda vücudumuzda bulunduğunu ancak bağışıklık sisteminin güçlü olması halinde ayakta kalınabildiğini belirten Bayraktar, virüsün yayılmasıyla sağlık sistemlerinin devreye girdiğini ve böylelikle ölüm oranlarında artış yaşandığını ifade etti.

“Sayılar arttıkça sokağa çıkma yasağı kapsamını daha da genişletecekler”

Bayraktar, “Bugün solunun cihazlarının artması, TSK’nın maske üretimini devreye alması ile Türkiye günde 8-10 milyon maske üretecek hale geldi. Dün geceden itibaren toplu taşımaya binenlere ücretsiz maske verilmeye başlandı. Bu maske spekülasyonlarını çok yaşadık. Bu noktadan hareket edersek bu yaş gurubunun evde olması yayılmayı biraz engelleyecek. Özellikle büyük kentlerden çıkışın yasaklanması (lojistik hariç) yerinde bir karardır. Kısmen de olsa büyük oranda sokağa çıkma yasağı geldi. Bu sayılar arttıkça sokağa çıkma yasağı kapsamını daha da genişletecekler.” diye konuştu.

“Virüs bittiğinde alışverişte korkunç bir hareketlilik başlayacak”

Önümüzde ramazan ve bayramın olduğunu ve virüsün devam etmesi halinde insanların birbirlerine sarılıp kucaklaşmaya hasret kalacaklarını hatırlatan Bayraktar, “Yakınlarımızın, aramadıklarımızın, gitmediklerimizin kıymetini anlayacağız. Corona sonrası yaşamın değerini anlayacağız. Corona sonrası büyük bir ticari işlem hacmi doğacak. Alışverişten çektiğiniz insanları tekrar devreye aldığınızda mağazalarda korkunç bir hareket başlayacak. İnşallah virüs tamamen geçer de o hareketliliği sağlayabiliriz.” şeklinde konuştu.

“EPDK’nın kararı doğru değil, umarım ki yeniden değerlendirirler”

EPDK’nın faturalar ile ilgili aldığı ve sosyal medyada eleştirilere maruz kalan yeni kararı da değerlendiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Yapılan uygulamaya ben de tepki gösteriyorum. Ortalama olarak hangi değeri alacaklarını göreceğiz. Bana göre şu anda yapılmaması gereken bir uygulamaydı. Örneğin dün akşam benzine 20 kuruş zam yapıldı. Petrolün düştüğü bir ortamda zam uygulamayın. Belki çok büyük bir şey ifade etmiyor ama ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.’ Bir taraftan bizi korumaya çalışırken bir taraftan da yakıta zam yapılıyor. Vatandaşın morali açısından zam yapılmamalıydı. Enerji fiyatları ile ilgili de aynı şeyi söylüyorum. Bugün siz ortalama fatura yapacaksınız. Neyi ne şekilde yapacakları belli değil. Ortaya bir şey attılar ama uygulamanın nasıl olacağını kendileri görecekler. Bu, çok tartışma getirecek bir uygulama. Umarım ki yeniden değerlendirilir. Belki düzeltme yaparlar.”

İstihdamın sekteye uğramaması için devlet işverenlere ödenek sağlıyor

Kısa çalışma ödenekleri ile ilgili de bilgi veren Bayraktar, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Kısa çalışma ödeneğinin amacı, devletin çalışanların yüzde 60 maaşını ödemesi demektir. Yani iş güvenliği sağlanıp işçi çıkarılmaması, istihdamın bozulmaması isteniyor. Bunun karşılığında işçi çalıştıran şirketlere ödenek yapılacak. Devlet burada bir yükün altına girdi. Karşılıklı fedakârlık yapılmış olacak. Zaten kamu çalışanlarının maaşlarını devlet veriyor. Özel şirketlerde evden çalışma modeli ile zaten bir takım maliyetler azaldı. Şirketler satış koşullarından büyük zarar yaptılar. Bir de personelden büyük bir zarara girmemeleri için devlet katkıda bulunacak. Avantajları budur. Dezavantajı da belki şirket işçi çıkaracaktı ama bun şekilde işçi çıkaramayacak. Kurum kısa çalışma ödeneğine başvurmazsa işçi çıkarabilir. 3 ay boyunca ücretsiz izin verip çıkarabilirdi. Ancak bu sefer SGK prim sorunları ortaya çıkacak.” (İLKHA)