İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Alo Fetva'' hattının İstanbul Müftülüğünün Nuruosmaniye ek hizmet binasında hizmet verdiğini söyledi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sosyal mesafeyi uygulayacak şekilde çalışma düzenine geçtiklerini belirten Maşalı, ''Yaşanan süreç nedeniyle görevli sayısında azaltmaya gittik. İl düzeyinde günlük 2 kadın, 2 erkek personelimizle 09.00-16.30 saatleri arasında hizmet vermeye devam ediyoruz. 'Alo Fetva' hattımız normal rutin hayatımızdaki çalışmalarını hiçbir aksaklığa mahal vermeden aynı şekilde yürütmektedir." diye konuştu.

"GÜNLÜK ORTALAMA 300 SORU GELİYOR"

''Alo Fetva'' hattına günlük ortalama 300 sorunun geldiğini belirten Maşalı, şöyle devam etti:

"Dinimiz hayatla iç içe. Bu iç içeliği yöneltilen dini sorular üzerinden de okumak mümkün oluyor. Görevlilerimiz Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun verdiği fetvalara göre sorulara cevap veriyor. Bugünlerde 'Alo Fetva' hattına yöneltilen sorular daha ziyade yaşadığımız koronavirüs salgınıyla alakalı konularda. Mesela kolonya ve benzeri temizleyici maddelerin abdesti bozup bozmayacağıyla alakalı çok soru alıyoruz. Kolonya uçuşkan bir maddedir ve bu yönüyle dönüşüme yani istihaleye uğramaktadır, dolayısıyla da abdesti bozmamaktadır."

Virüse bağlı olarak vefat edenlerin gasil ve defin işlemlerinin nasıl yapılacağı ile ilgili olarak Din İşleri Yüksek Kurulunun bir fetva yayınladığını belirten Maşalı, şunları anlattı:

"Buna göre risk durumuna bağlı olarak muhtelif şekillerde uygulamaya gitmek mümkün. Cenaze risk oluşturuyorsa hiç yıkamadan defnedilebilir. Aynı şekilde kefenlenmesi bir risk oluşturuyorsa ceset torbası ile ve hatta tabutla defnedilebilir. Dolayısıyla riski sıfıra indirecek şekilde bir uygulamaya gidilmelidir. Cenaze namazları da yine cenazenin defnedileceği yerde bulaşma riskini ortadan kaldıracak şekilde ve namaza iştirak edenlerin de sosyal mesafeye riayet etmesi şartıyla kılınması gerekmektedir."

"MİLLİ OLMANIN ÖTESİNDE DİNİ BİR GÖREVDİR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Biz bize yeteriz Türkiyem" yardım kampanyası başlattığını hatırlatan Maşalı, Diyanet İşleri Başkanlığının da bu kampanyaya güçlü bir destek verdiğini ifade etti.

Tevbe Suresi'nin 60. ayetinde, zekat almaya hak kazananların öncelikle fakirler, miskinler ve borçlular şeklinde zikredildiğini belirten Maşalı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devletimiz bu kampanyayı yaparken bu süreçte salgının vatandaşımız üzerinde oluşturduğu maddi sıkıntıyı hafifletmeyi amaçlamıştır. Bu süreçte bu kampanyaya verilecek desteğin zekattan düşülmesi meselesi gündeme gelmiş ve Diyanet İşleri Başkanlığımız bu yönde açıklamalarda bulunmuştur. Zekat maddi desteğe muhtaç fakirlere, miskinlere, borçlulara, mağdur duruma düşenlere verilir. Yaşanan bu süreçte çok sayıda kardeşimiz muhtaç ve mağdur duruma düşmüştür. Bu zor süreçte bu kardeşlerimize biraz olsun nefes olabilmek, onlara destek sunabilmek milli bir görev olmanın da ötesinde büyük bir dini görevdir. Dolayısıyla kampanyanın amacı, yapılacak bağışlarla muhtaç durumda olan kardeşlerimize destek sunmak ve onların ihtiyacını gidermek olduğuna göre pek tabi bu kampanyaya zekatlarımızı verebiliriz. Bu konuda herhangi bir sıkıntı olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Vatandaşımızın gönlü rahat olsun. Öte yandan asıl olan veren kimsenin niyetidir, karşı tarafın bunun bir zekat olduğunu bilmesi de zorunlu değildir. Ancak vatandaşımız kafasında hiçbir soru işareti kalmasın istiyorsa bağış yaparken 'zekat' açıklamasını düşebilir."

"KURALLARA UYMAK DİNİ BİR GÖREV"

Maşalı, "Alo Fetva" hattına gelen diğer sorulardan bahsederken de şunları söyledi:

"Hattımıza 'İçinde alkol bulunan ilaç ve gıda takviyelerini kullanmak caiz mi?', 'Zekat vaktinden önce verilmesi caiz mi?', 'Üç kere cuma namazı kılınmadığında dinden çıkılır mı?', 'Hastanede (tıpta) domuz enzimleri içeren ilaçları kullanmak caiz mi?', 'Namazların iş yerlerinde cemedilmesi caiz mi?', 'Cenaze taziyesini nasıl yapacağız?' gibi gelen soruları görevlilerinimiz cevaplıyor."

Koronavirüs salgınının bir an evvel son bulması yönünde dua ve niyazda bulunan Maşalı, salgının yayılmasının önlenmesi adına yapılan uyarılara uymanın ahlaki ve dini bir görev olduğunun altını çizdi.

Maşalı, "İslam ahlakının en önde gelen ilkelerinden biri, tutum ve davranışlarımızın sadece bize değil başkalarına dönük sonuçlarını da dikkate almaktır. Böyle olduğu içindir ki İslam alimleri dini konularda konuşurken o şeyin insanlar için ileride oluşturabileceği muhtemel sonuçları (meal) da dikkate almışlardır." dedi.