Dünya var olduğundan bu yana ve bugünden kıyamete kadar musibetlerin var olacağını belirten Taşçı önemli olanın, bu süreci Müslümanca atlatabilmek olduğunu belirtti.
"Ezan sesleriyle kalplerimiz, gönüllerimiz inşirah buluyor"
Camiler kapalı olsa da camilerde ibadet yapılamıyor olsa da ezan seslerinin yükseldiğini dile getiren Taşçı "Millet olarak birçok badireler atlattık. Ben bütün kalbimle inanıyorum ki inşallah bu badireyi de atlatacağız Allah'ın izniyle. Millet olarak birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi muhafaza ederek bu süreci en hızlı bir şekilde atlatmamızı sağlayacak olan, özellikle karantina uyarılarına harfiyen riayet etmemiz gerekiyor. Müslüman olmanın bir gereği de içinde bulunduğumuz dezavantajlı durumu avantaja çevirebiliriz, onun mücadelesini verebiliriz. Ezanlar okunuyor, ezan sesleriyle kalplerimiz, gönüllerimiz biraz inşirah buluyor, bir nebze rahatlıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Evlerimizi mescitlere çevirelim"
Taşçı, İslam'ı yaşamak adına evlerin de büyük önem taşıdığını belirterek " Allah Resulü, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'e (Aleyhissalatu vesselam) Peygamberlik verildiği zaman, Dini Mubin-i İslam'ı ve Cenab-ı Allah'tan gelen ilk vahiyleri etrafındaki insanlara, sahabesine ilk tebliğe bir evde başladı. Dar'ul Erkam diye meşhur olan Erkam bin Ebi'l- Erkam ismindeki sahabenin evini kendisine bir merkez edindi. Ve bir evde başladı İslam'ın neşvu nema bulması, insanlıkla buluşması. Bugün mademki böyle bir musibetle imtihan oluyoruz. Camilerimize giremiyoruz ne yapalım? Biz de camilere giremesek te, evlerimizi camilere, mescitlere çevireceğiz. Belki de bundan önce çocuklarımıza, ailemize zaman ayıramıyoruz, yetişemiyoruz diye yakınıyorduk. Cenab-ı Allah, 'ailenle istediğin gibi zaman geçirebilirsin, çocuklarınla beraber olabilirsin' diyor adeta. Belki bundan önce çocuklarımıza faydamız olmuyor, çocuklarımızı yetiştiremiyoruz diyorduk." şeklinde konuştu.
"Kendimizle, ruhumuzla, kalbimizle, gönlümüzde baş başa kalabiliriz"
Evde kalınan sürecin, kişinin kendisine ayırabileceği en kıymetli zaman olduğunu dile getiren Taşçı,
"İşte bizim için bir fırsat. Kur'an-ı Kerim okuyabiliriz. Kur'an-ı Kerim'in manasını okuyabiliriz. Çocuklarımızla beraber oturup kitap okuma seansları yapabiliriz. Elimize birer kitap alıp çoluğumuzla, çocuğumuzla beraber, Peygamber Efendimiz, Allah Resulü Hazreti Muhammed (Aleyhissalatu vesselam)'ın hayatını okuyabiliriz. O'nu tanımaya çalışabiliriz, O'nun sünnetini öğrenmeye çalışabiliriz. Hiç değilse dinimizin olmazsa olmazı, her Müslümanın bilmesi gereken iman esaslarını, ilmihal bilgilerini bu süreçte oturup evlerimizde okuyup öğrenebiliriz. Çocuklarımızla eşlerimizle beraber namazlarımızı, caminin bir şubesi gibi evlerimizde cemaatle kılabiliriz. Bir kenara çekilip tefekkür edebiliriz, tedebbür edebiliriz. Cenabı Allah'ı zikir ve tesbih edebiliriz. Yani biraz da kendimizle, ruhumuzla, kalbimizle, gönlümüzde baş başa kalabiliriz." ifadelerini kullandı.
Taşçı son olarak "İnşallah bu badireyi bu süreci atlattıktan sonraki hayatımıza bir hazırlık bir başlangıç yapabiliriz. Yani bu gibi musibetler, ne ilk ne de son olacak. Dünya yaratıldığından beri, Hazreti Âdem'den günümüze, günümüzden de kıyamete kadar bu gibi musibetler her daim olmuş, olmaya da devam edecek. Önemli olan bizlerin bu süreci Müslümanca atlatabilmesi, bu dezavantaj gibi gözüken şu hali avantaja çevirmenin mücadelesini vermemiz gerekir." dedi. (İLKHA)