Doğruhaber/haber merkezi
Allah-u Teâlâ Kur’an-ı Kerîm’de; “Hepiniz birden Allah’ın ipine (İslâm’a) sarılın, asla ayrılmayın” (Âl-i İmrân / 103) buyurmuş ve Müslümanları Kur’an’ın etrafında birlik olmaya çağırmıştır.
İnsanca yaşamanın, huzura kavuşmanın tek yolu birlik ve beraberliktir. Dinimizin emirleri Müslümanlar arasında birliği sağlamaya yöneliktir. Allah’a inanan Müslümanların tek bir kitabı, tek bir kıblesi vardır. Camide cemaatle namaz kılan ve bir araya gelen Müslümanlar, birlik olmanın huzurunu duyarlar. Cuma ve bayram namazları da böyledir. Hac ibadeti ise İslâm birliğinin sembolüdür. Dünyanın dört bir tarafından gelen Müslümanların aynı anda Arafat’ta buluşmaları, tanışıp görüşmeleri gönüllerde İslâm’ın birlik ve beraberlik anlayışını kökleştirmektedir.
Resulullah (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmaktadır; “Size birlik halinde bulunmanızı tavsiye eder; ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zira şeytan, yalnız başına yaşayan insana yakın olup, beraber bulunan iki kişiden uzaktır. Kim cennetin ta ortasında yaşamak isterse, toplu halde bulunmaya baksın.” (Tirmizî - Fiten / 7)
“Müslüman topluluğundan bir karış da olsa ayrılan kimse boynundaki İslâm bağını çözmüş demektir. “ (Tirmiziz – Âdâb / 78)
“Cemaatten ayrılmayınız. Şunu biliniz ki sürüden ayrılanı kurt kapar.”
“Allah’ın yardımı cemaatle (toplulukla) beraberdir. “ (Ebû Davûd – Salat / 46)
Bu hadis-i şeriflere ve dinimizin birlik ve beraberlikle ilgili emir ve tavsiyelerine dikkat etmeli ve “cemaatin (birlik ve beraberliğin) rahmet, ayrılığın azap” (Tirmizî – Fiten / 7) olduğu unutulmamalıdır.
Allah-u Teâlâ Kur’an-ı Kerîm’de; “Allah’a ve O’nun Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider. Bir de sabırlı olun. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir. “ (Enfâl / 46)
Toplum düzeni birlik ve beraberlikle sağlanır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde, birlik ve beraberlik içinde yaşamanın toplum hayatı bakımından ne kadar önemli olduğunu, birliğin temin edilememesi halinde sosyal bünyede nasıl huzursuzluklar çıkacağını toplumu bir insan vücuduna benzeterek anlatmak istemiştir.
Bazı organları hasta olan bir insanın vücudu nasıl zayıf ve güçsüz düşerse; düşmanlıkların yaygınlaştığı, birlik ruhunun kaybolduğu toplumlar da öyle güçsüzleşirler. Bu da düşmanın işine yarar. Bunun için bir milleti yıkmak isteyenler, önce o milleti meydana getiren fertler arasında ayrılık tohumları ekerek onları birbirine düşürürler. Birlik ve beraberliklerini bozarlar. Maddî ve manevî güçlerini kardeşlerine karşı kullanan ve düşmanlarını unutanlar kolayca başkalarına yem olurlar.