Cezayir
Cezayir'de son bir yıla damgasını vuran, ülke siyasetinde köklü değişimlere yol açan kitlesel protestolar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını endişesiyle yasaklandı. Gösterilere katılan aktivistler, enerjilerini dezenfeksiyon ve farkındalık kampanyalarına yönlendirdi.

Cezayir, Şubat 2019’da Abdulaziz Buteflika'nın kötü giden sağlığına rağmen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beşinci döneme aday olması üzerine kitlesel protestolara sahne oldu. Binlerce kişinin katıldığı gösteriler giderek ivme kazandı ve ordunun da müdahalesiyle Buteflika'yı koltuğundan etti.

Buteflika'nın istifasına rağmen gösteriler, "yolsuzluğa bulaşanlardan hesap sorulması, Buteflika'nın yakın çevresinin görevden uzaklaştırılması ve sistemde köklü değişiklikler" talebiyle devam etti.

Bu süreçte eski başbakanlar ve ülkenin en zengin iş adamlarına uzanan çok sayıda yolsuzluk soruşturması açıldı, eski dönemin nüfuzlu isimleri hızla gözaltına alınmaya başladı.

Ancak yolsuzluk operasyonları Cezayir sokağındaki gösterileri yatıştırmadı. Gösterilere katılan birçok kişi, yolsuzlukla mücadele operasyonlarını, ordunun Buteflika ekibini tasfiyesi biçiminde değerlendirdi.

Sokaktan yükselen itirazlara rağmen yıl sonunda ordunun ısrarıyla cumhurbaşkanlığı seçimleri tamamlandı. Ordu ve yönetim, cumhurbaşkanlığı seçimlerini yeni bir dönemin kapısı şeklinde niteleyerek gösterilerin sonlanması çağrısı yaptı.

Buna karşın Cezayir sokağı, her hafta cuma günü binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen kitlesel halk yürüyüşlerine ara vermedi. Bu durum geçen cumaya kadar sürdü.

Cezayir’de Kovid-19 salgını
Cezayir'de Kovid-19'a ilk olarak şubat sonlarında yurt dışından gelen bir İtalyan vatandaşında, ardından da Fransa'dan gelen bir gurbetçinin başkentin batısındaki El-Belide ilinde ziyaret ettiği ailesinde rastlandı.

Aynı aile içinde koronavirüse yakalananların sayısının kısa sürede 17'ye ulaşması endişeleri artırdı. Bu arada virüs ülke genelinde de yayılmaya başladı.

Cezayir’de şu ana kadar yeni tip koronavirüs testi pozitif çıkan 201 kişinin bulunduğu ve 17 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, geçen salı, salgını önlemek amacıyla camilerin kapatıldığını, cuma namazı dahil cemaatle namaz kılmanın askıya alındığını, ayrıca her türlü kitlesel gösteri ve protestonun yasaklandığını açıkladı.

Tebbun, "Bu salgın herkesi ilgilendiren kapsamlı, ciddi bir sağlık ve ulusal güvenlik sorunu. Bu, özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelebilir ancak halkın sağlığı hepsinden önemlidir." ifadelerini kullandı.

Tebbun'un bu açıklamasının ardından bir yılı aşkın süredir aralıksız devam eden cuma gösterileri, Kovid-19 nedeniyle ilk kez geçen hafta yapılmadı.

Cezayir sokakları uzun süre sonra boş kalırken sosyal medyadaki siyasi paylaşımların yerini de bilinçlendirme ve salgına karşı önlem amacıyla yapılan çağrılar aldı.

Salgın Cezayir’i de etkisi altına aldı
Cezayir’de 24 Şubat’ta ilk vakanın ortaya çıkmasının ardından başta başkent olmak üzere ülke genelindeki alışveriş yerleri, pazarlar ve diğer kalabalık noktalardaki insan hareketliliği gözle görülür şekilde düştü.

Son dönemde salgının hız kazanması ve farkındalık çalışmalarının artmasıyla başkentte yeme-içme mekanlarının kepenk indirdiği, trafiğin seyrekleştiği ve insan hareketliliğinin azaldığı görüldü.

Aktivistlerden bilinçlendirme kampanyaları
Cezayir hükümeti, kamusal alanlara ve toplu taşımalara yönelik sterilizasyon çalışmaları başlatırken, kitlesel protestolar sırasında güç kazanan sivil toplum hareketleri de bilinçlendirme kampanyaları ve temizlik çalışmalarına katıldı.

Aktivist Saib Dabbagi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Büyük toplumsal hareketler şu anda sağlık tehdidi oluşturuyor. Bu nedenle yürüyüşlere ara verdik. Salgın biter bitmez (protesto yürüyüşlerine) devam edeceğiz." dedi.

Sokaktaki dezenfeksiyon çalışmalarına eldiven ve maske takarak katılan Mesinisa Cafer ise, "Koronavirüs salgını bir tehdit, ancak farkındalık, tedbir ve koordinasyonla bu virüsün yayılmasını sınırlandırabiliriz." ifadelerini kullandı.

Gönüllü sağlık çalışanı Velid Yahlef de aktivist grubu olarak her gün dezenfeksiyon çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Yahlef, "Bizim çalışma yaptığımız ilk günlerde insanlar tehlikenin farkında değildi. Ancak giderek toplumun farkındalığı yükseldi. Bu da bize güç verdi." diye konuştu.

"Evde kalın çağrısı" çağrısı
Cezayir'deki farkındalık ve gönüllülük kampanyaları sokakla sınırlı kalmadı. Kitlesel gösteriler sırasında ün kazanan sosyal medya grupları, "Önlemek, tedaviden daha iyidir" ortak sloganıyla salgından kaçınmak için halka evde kalma çağrısı yaptı.

Aktivistler, bu konuda toplumda farkındalığı artırmak için Arapça, İngilizce, Fransızca, "Kendini ve aileni korumak için evde kal", "Korona ile mücadele için iş birliği yapalım, evde kalalım", "Başkasının hastalığına sebep olma", "Evde kal, namaz kıl, tefekkür et, kitap oku, film izle" gibi mesajlar paylaştı.