Ahmet Özal yaklaşık 40 dakika süren görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yaptı. Özal, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bütün siyasi parti genel başkanlarına bir yazı yazarak randevu talebinde bulunduğunu belirterek, " Bunun sebebi zamanaşımı meselesi. 24 Ocak`ta Uğur Mumcu davası zamanaşımına uğruyor. Hemen şubat ayında Eşref Bitlis var, Adnan Kahveci var. Arkadan 17 Nisanda babamın davası zamanaşımına uğruyor. Faili meçhullerde zamanaşımı diye bir şey olmaması gerekir. Bununla ilgili gerekli kanun ya da anayasa değişikliğinin yapılması için uğraşıyorum. Çünkü bunlar değerli insanlardır. Sağ görüş, sol görüş hiç önemi yoktur. Hablemitoğlu ve Çetin Emeç`in davası zamanaşımına uğradı. Esasında geriye dönük de bunların tekrar açılabilmesi lazım. Bununla ilgili bir görüşme yaptım. Meclisteki partilerin göstereceği hassasiyeti çok merak ediyorum" dedi.

ADLİ TIP RAPORU DAHA AÇIKLANMADI

"Adli Tıp raporu ile ilgili Cumhurbaşkanı bir şey söyledi mi" şeklindeki soruyu Özal," Ben bir şey söylemedim. Adli Tıp raporu daha açıklanmadı. Savcıya verilen rapor yarım sayfa bir şeydi. Orda hep dikkat çektiğim bir şey vardı. Bu rapor açıklanmadan 4-5 gün önce `Bu rapor açıklanmayacak, sulandırılacak` ifadelerim olmuştu. Aynen benim dediğim gibi çıktı. Mesela 9 ay önce Malatya Zirve Yayınevi davasında bir uzmançavuşun verdiği 4 tane zehir ismi vardı. O zehirler verildi dendi Özal`a. Bunlar çıktı raporda. Ama savcıya verilen raporda iki tanesi kayboldu zehirlerin. Türkiye`de hiçbir şey gizli kalmaz. Raporu bir gün biri bulur ortaya çıkarır. Kimler üstünü örtmeye kalkarsa onun altında kalır" diye cevapladı.

"Cumhurbaşkanı size bir şey söyledi mi" şeklindeki soruyu da Özal, "Babamla ilgili konu hatta şimdi Madımak`ta Cumhurbaşkanımızın emriyle başladı. Onun son derece şeffaf bir insan olduğunu biliyorum. Bana şu güvenceyi verdi, `Onunla ilgili ne varsa ortaya çıksın diye herkese söyledim. Kimse baskı altında kalmaz` dedi. Ben Cumhurbaşkanımıza ayrıca teşekkür ediyorum" şeklinde cevapladı.