Adana'nın Seyhan ilçesinde bulunan medresede eğitimlerini alan talebeler, Kur'an-ı Kerim'i ezberleyip hayatlarında uygulama konusunda özel gayret sarf ediyorlar.
Medresede öğrencilere hafızlığın yanı sıra; akaid, fıkıh, siyer gibi başlıca İslami konularda da eğitim veriliyor.
"Çocukları telefon, televizyon ve tabletlerle yetiştiriyorlar"
Kur'an-ı Kerim'in, yarısına yakın bir kısmını ezberleyen ve okuluna da açık öğretimden devam eden Taha Cuma Yedigöz (16), "Helal ve haramların yok sayıldığı bir toplumun içerisindeyiz. Şu anki nesil boş bir şekilde yaşıyor. Anne-babalar, çocuklarını telefon, televizyon ve tabletlerle yetiştiriyorlar. Bu şekilde beyinlerine gereksiz bilgiler yükleyerek hafızlarını kirletiyorlar. Ama medreselerde olunca hem günahlardan uzak kalmış oluyorsunuz hem de temiz bir hayat yaşamış oluyorsunuz. Burada öğrendiğimiz bilgilerden dolayı, sosyal medyada ya da sosyal yaşantımızda yanlışlara düşmeyerek öğrendiklerimizi uyguluyoruz. Bu şekilde günahlardan uzak kalıyoruz. Bu dünya en fazla 60-70 sene yaşayacağımız boş bir dünyadır. Fakat ahiret hayatı sonsuzdur. Bu dünyanın zevklerine göre şekil almayıp ahirete göre şekil almalıyız. Dinimizin emirleri doğrultusunda hayatımıza devam etmeli ve İslam'a yakınlaşmalıyız." diye konuştu.
"Cehennemi düşünüp günahlara dalmıyoruz"
İnsanların, Kur'an-ı Kerim okudukları zaman sıkıntılarını attığını belirten ve bir buçuk senedir hafızlık eğitimi alan Muhammed Esad Yıldırım (14), "Kur'an-ı Kerim okuyarak huzur buluyoruz. Bir sıkıntım olduğunda, Kur'an-ı Kerim okuyup rahatlıyorum. Bizler burada sevap ve günahları öğreniyoruz. Bu amellerin karşılıklarını öğrendikçe kötülüklerden uzak duruyoruz. Cehennemin korkusunu yaşadığımız ve ıstırabını düşündüğümüz zaman, günahlara dalmıyoruz. Zaten Kur'an-ı Kerim okuduğumuz için bunlara meyletmek de hoşumuza gitmiyor." şeklinde konuştu.
"Buraya geldiğim için mahallemdeki pisliklerden ve kötü ortamdan uzak duruyorum"
Diğer arkadaşları gibi Kur'an-ı Kerim'in yarısından fazlasını ezberleyen Ömer Akgül (13), "İnşallah hafızlığa daha yaklaşıyorum. Önceden okula gidip yaramazlık peşindeydim. Başka çocukların eşyalarını alır ve maalesef onları döverdim. Zamanım hep bu şekilde geçiyordu. Eve gittiğimde ise anne ve babama saygısızlık yapıp onları sürekli üzerdim. İçimde hep hafızlık kursuna gitmek vardı. Şimdi Allah'a şükür buradayım. Buraya geldiğim için mahallemdeki pisliklerden ve kötü ortamdan uzak duruyorum. Yine Allah'a şükürler olsun ki anne ve babama saygısızlık yapmaktan uzaklaştım. Güzel bir hayat yaşıyorum. Allah, kendisine dua eden, kendisine yönelen ve ibadetlerini yapan insanın duasına icabet edeceğini ve karşılığının ise cennet olacağını biliyoruz." dedi.
"Yükümüz ağır, işimiz ise zordur"
Medresenin faaliyete girdiği dört yıllık süreden bu yana eğitmenlik yapan Abdullah Adsan ise, medresedeki amaçlarının erdemli bir neslin inşası olduğunu ifade ederek, "Yarışmalar yaptırarak eğlenceli bir şekilde derslerimizi daha iyi kavramaları için gayret sarf ediyoruz. Gayemiz Rıza-ı İlâhî olduğu için, bizlere emanet edilen bu çocukların yetiştirilmesi için bir sorumluluğumuz var. Anne ve babalar büyük beklentilerle çocuklarını buraya gönderiyorlar. Yükümüz ağır, işimiz ise zor. Fakat ecir de o oranda büyüktür. Biz burada çocuklarımız ile birlikte olduğumuz gibi, cennetteki bir hayatı da hayal ediyoruz. Bu nedenle Kur'an öğrenmek ve öğretmek en güzel iştir. Hem bizler hem de çocuklarımız hıfz ettiğimiz Kur'an'ımızı yaşayarak, Rabbimize hamdımızı sunabiliriz. Hayatımızda Kur'an'ı ne kadar yaşarsak o denli hayatımız düzen ve huzur bulur." ifadelerini kullandı. (İLKHA)