YUSUF CAN – HABER YORUM

Zaten marketlerdeki anlamsız panikle gelen alışverişlere bakıldığında bazı gıdalardan sonra en çok alınan şeyin temizlik ürünleri olduğu görülür.

TV’lere çıkan bütün uzmanlar “Hijyenden, ellerin özenle yıkanmasından” ısrarla bahsedip dururlar.

Hal böyle olunca da bazı araştırma şirketleri durumdan vazife çıkarıp hemen “ Tuvalet sonrası el yıkama oranları hangi ülkede ne kadardır?” şeklinde istatistikler yapmaya başladılar.

Bu istatistiklerden bazısını aşağıya not düşelim:

Tuvalet sonrası el yıkama oranları:

Suudi Arabistan: %97

Türkiye: %94

Yunanistan: %85 ...

Hollanda: %50

İtalya: %57

Fransa: %62 ...

Güney Kore: %39

Japonya: %30

Çin: %23

63 ülke arasında tuvalet sonrası el yıkama oranının en düşük olduğu ülke yüzde 23'lük bir oranla Çin. Japonya yüzde 30, Güney Kore'yse yüzde 39 ile son sıralarda yer alıyor (Kaynak: Euronews)

Bu listeye bakıldığı gibi dikkatleri celp eden şey;

1-İslam ülkeleri en temiz ülkeler olarak görülüyor

2-Çin vs. gibi Uzakdoğu ülkeleri ve (insanlık için bugün medeniyetin beşiği sayılan) Avrupa bu sıralamada oldukça geride görünüyorlar.

“Bunun Koronavirüs ile ne alakası var, İslam ülkelerinde de yayılıyor!” denilebilir. Bu da doğru. Ancak Müslümanların “Abdest ve Namaz başta olmak üzere” genel temizliğe gösterdikleri ehemmiyet tüm hayatlarına yansır.

Öyle ki daha önce Hindistan’la aynı toprakları paylaşan Müslümanların temizliği Hünduların takdirini kazandığı için Müslümanların yoğun yaşadıkları bölgelere “PAK- İSTAN” yani “Temiz Bölge” diyorlardı.

Müslümanların halini en güzel şekilde anlatan şu hadisi okuyunca temizliklerinin sırrı daha iyi anlaşılıyor.

Ebû Hüreyre (ra)'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav)’i şöyle buyururken işittiğini söyledi:

- "Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?" Sahâbîler:

- O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem:

- "Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder" buyurdular.

(Buhârî, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 283. Ayrıca bk. Tirmizî, Emsâl 5; Nesâî, Salât 7; İbni Mâce, İkâmet 193)

İslam’ın yol göstericiliğine rağmen Müslümanların salgın hastalıklara yakalanmalarının sebebi nedir? Diye sorulursa Hz Ali’nin verdiği şu cevap akıllara gelir.

Hz. Ali'ye sordular: "Başımıza gelen sıkıntılar, imtihan mıdır? Yoksa ceza mı.?" İlmin Kapısı cevap verdi: “Eğer bizi Allah'a yaklaştırıyorsa imtihandır. Uzaklaştırıyorsa cezadır.”

Tabi bir şeyin ceza olması için de insanların “Ellerinin yaptıkları etkilidir” Nitekim ayeti kerime şöyle buyurur:

 “Size isabet eden sıkıntı ve musibetler kendi elinizle yaptığınız (yanlış işler) yüzündendir. Üstelik (Cenab-ı Hakk hatalarınızın) birçoğunu da affetmektedir.”(Şura-30)

Rasulullah’ın “İslam güzel ahlaktır!” şeklindeki veciz ifadesine rağmen insanların küçük bir panikle stokçuluk- fırsatçılık- fesatlık… yapmaları tamamıyla güzel ahlak olan İslamı ne denli yanlış yorumladıklarını ve ondan uzaklaştıklarını gösteriyor.

Tabii Koronanın bir imtihan mı bir ceza mı olduğunu insanların Yüce Allah’a yaklaşmaları veya uzaklaşmalarıyla anlamak mümkün.