Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, yüksek ateş, titreme, nefes darlığı gibi belirtilerle ortaya çıkan hastalığın kuluçka süresinin 14 güne kadar uzayabildiğini belirtti.

Corona virüsün ölümcül oranının diğer hastalıklara göre daha düşük olduğunu belirten Şenyiğit,

"Bu virüs, domuz gribi veya normal griplere göre 5-10 kat daha fazla hızlanıp bulaşıyor. Ancak ölümcül olma oranı, diğer virüslere göre daha düşüktür. Daha önce domuz gribi, SARS ve benzeri bulaşıcı hastalıklar vardı. Bu hastalıkların ölüm oranı yüzde 20 yüzde 30'u bulurken şu anki Corona virüsünde ölüm oranı yüzde 2 ile yüzde 3 arasındadır." dedi.

65 yaş üstü, kronik hastalığı ve risk grubundaki hastaların daha dikkatli olmaları gerektiğini belirten Şenyiğit, hastaların kendilerinden şüphelenmesi durumunda sağlık kurumuna gitmeleri gerektiğini söyledi.

Şenyiğit, "Gribal enfeksiyonun belirtileri olan boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırma durumları covid-19'dan farklıdır. Corona virüsün etkileri yüksek ateş, göğüs ağrısı, halsizlik şeklinde kendini hissediyorsa mutlaka şüphelenip sağlık kurumlarına gitmek gerekir. " ifadelerini kullandı.  

"Yurt dışından gelen vatandaşların dışarı çıkmaması gerekiyor"

Yurt dışından gelenlerin 14 gün boyunca kimseyle görüşmemesi gerektiğine dikkat çeken Şenyiğt, "Ülkemiz ve bölgemizde yurt dışına giden özellikle umreye gidip gelenlerin 14 gün boyunca kimse ile görüşmemesi ve o kişinin evden çıkmaması gerekiyor. Umreden veya Avrupa'dan gelenlerin evden çıkmaması gibi 14 gün boyunca onların ziyaret edilmemesi gerekir. Çünkü bunlardan hastalık bulaşma söz konusudur. Eğer Avrupa veya umreden gelen vatandaşlarda yüksek ateş, göğüs ağrısı, üşüme, titreme ve halsizlik varsa mutlaka göğüs hastalıkları uzmanına veya enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmalarında çok büyük bir fayda olacaktır. " şeklinde konuştu.

"Corona virüs için bol bol su içilmeli"

Virüsten korunmak için neler yapılması gerektiğini söyleyen Şenyiğit, "Ellerin yıkanması son derece önemlidir. Bu mikroplar hastalıklı biri tarafından dışarıya atıldığı zaman hem parçacıklarla havada asılı kalır, hem de kapı tokmağı, masa sandalyede bir süre içinde ölmeden kalır. Bizlerde masalara, sandalyelere dokunduğumuzda o mikrop dediğimiz virüsler elimizde kalır. Elimize bulaşan bu mikroplarla birlikte bir şey yediğimiz zaman ağzımıza götürüyoruz ve mikroplar boğazımızda kalır. Bundan dolayı bize bulaşan mikroplar akciğere gider ve ölümcül bir hastalık olur. Bunun için bol bol su içilmeli, çünkü su içildiğinde boğazda kalan mikroplar mide ve bağırsaklarda yok olur. Tuzlu su ile gargarada yapılabilir. Bununda mikropları öldürücü üzerine etkisiz ettiği tespit edilmiştir." dedi. (İLKHA)