Riyad Makaev /Doğruhaber
Bugün Çeçenlerin, Çeçenistan'ı savaş sırasında bir günlüğüne bile terk etmeyen değerli bir oğul, milli kahramanı ve İkinci seçilmiş bir Cumhurbaşkanının şehadetinin 15. yıldönümüdür.

ÇEÇENİSTAN’DA EN ÇOK BARIŞ İSTEYEN ADAM
Aslan Mashadov, Çeçenistan’a Başkanı seçildiğinde, Avrupa Konseyi ve AGİT'in uluslararası gözlemcileri de dahil olmak üzere dünyanın 60'tan fazla ülkesinin temsilcileri hazır bulundu.
Aslan Mashadov, Sovyetler Birliği'nin çöküşü sırasında yeni bir Çeçen devletinin şekillenmeye başladığı sırada Çeçenistan’da siyasi sahnede yer aldı. İlk başkan Cevher Dudaev gibi, tüm deneyimlerini kendi halkına aktarmak ve kendi insanlarına hizmet etmek için Rus ordusunda parlak bir kariyeri terk ederek anavatanına döndü.

Üç yıl boyunca, Sovyet ordusunun eski bir subayı olan Albay Mashadov, Çeçenistan'da büyük bir saygı gördü. Savaşın arifesinde, 1994 yılında Çeçen İçkerya silahlı kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanlığı görevini üstlendi ve dünyanın en güçlü ordularından birine karşı çıktı. Savaş alanında Generel Viktor Kazantsev gibi eski silah arkadaşlarıyla yüzleşmek zorunda kaldı. Ama, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Başkanlık görevine başlarken düzenlenen törene yakın zamanda savaştığı bazı Rus generallerini davet edecek kadar alçak gönüllüydü.

ESİR DÜŞEN RUS ASKERLERİNİ BİR ŞARTLA ANNELERİNE TESLİM EDERDİ
Mashadov'un karakteristik özelliklerinden biri: Düşmanlarını her zaman müzakere yoluna çıkmaya ikna etmeye çalışırdı, asla kimseyi rahatsız edecek dil kullanmazdı. Esir düşen Rus askerlerini Çeçenistan’ın dışında eve götürmeleri şartıyla annelerine teslim etti.

DAHA ÖNCE BÖYLE BİR OPERASYON YAPILMADI
Aslan Mashadov büyük bir savaş dahisi idi. Bunu Ağustos 1996'da Grozny'nin geri alınırken düzenlenen operasyon sırasında gösterdi. Grozny’de Rus askeri birlikleri tamamen kuşatıldı ve sadece General Lebed'in kişisel katılımıyla ve iyi niyeti Rus birliklerini yıkımdan kurtardı.

DÜŞMANLAR BİLE SAYGI DUYUYORDU
Rus General Lebed, bir isyancıyla değil, şerefli ve onur sahibi bir halk lideriyle görüşmeye gidiyorum, diye vasıflandırdığı Mashadov ile müzakerelere oturdu. Mashadov yetenekli bir müzakereciydi. Aslan Mashadov, Dağistan’ın Hasavyurt şehrinde Rus heyetini Çeçenistan'ın fiilen uluslararası hukukun tanındığı bir anlaşma imzalamaya ikna edebildi.

Aslan uzun zaman Çeçenistan’da Cumhurbaşkanlığına aday olmayı reddetti. Arkadaşları onu ikna etmeye çalıştı, politikacıların ve İhtiyar Şurasının baskısı üzerine savaşın henüz bitmediğini fark ettiği için rıza gösterdi.

Savaşa karşı ve barış sever biri olduğu için insanlar ona oy verdi; insanlar onun barış ve uyum sağlayacağına inanıyorlardı. Rusya dahil.

Dış politikadaki bir diğer zafer, 12 Mayıs 1997'de Moskova'da imzalanan Rusya ile bir barış antlaşmasıydı. Taraflar, bu anlaşmanın Çeçenler ve Ruslar arasındaki dört yüz yıllık çatışmayı sona erdirmesi konusunda anlaştılar.

Yıkık bir ülkedeki nüfusun % 90'ının işsiz olduğu küllere dönüşen bir başkentte her girişimin açılışında sevindi. Ama çabaları boşa çıktı. Bunun nedeni ülke içindeki yıkıcı Rus oyunları oldu. Sevgi dolu bir babaydı, ama Çeçen geleneklerinin talep ettiği gibi kendi çocuklarından hiç bahsetmezdi.

Bu savaşın başlangıcından itibaren 1999 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in duruma hakim olmadığına ve müzakerelerde anlaşmazlıkların çözülebileceğine içtenlikle inanıyordu. Şerefli bir insan olduğuna, iyilik için çaba gösterebilen bir düşmanla karşı karşıya olduğuna inanmak istiyordu. Ama, yanılmıştı... Putin hala farklı coğrafyalarda Müslümanların kanını akıtmaya devam etmektedir.

Bugün, işgal altındaki Çeçenistan, ülkedeki tüm yasaklara rağmen gizlice kahramanını hatırlıyor ve yad ediyor. İslam alemi de kahramanını unutmuş değil. Aslan Mashadov sonsuza dek müslümanlar için özgürlük mücadelesinin bir sembolü oldu. Bu dünyadan bir yenilmez yiğit olarak ayrıldı. Onun mücadelesi hala onun bıraktığı yerden devam etmektedir. Allah yolunda hayatını veren tüm şehit kardeşlerimizin şehadetini Allah kabul eylesin!