İslam'da evliliğe bakış, aday seçimi, aile olmanın önemi ve aile içinde saygı-sevgi kavramlarının ele alındığı seminerde TESSEP Diyarbakır İl Koordinatörü Münevver Korkmaz, 4 haftadan oluşan 'Aile Okulu' programa başladıklarını belirtti.

TESSEP'in söz konusu programı düzenlemedeki amacına değinen Korkmaz, "TESSEP, 'insanların yarısı kadındır, diğer yarısını yetiştiren de kadındır' ilkesi gereği, kadını ihyayı çalışmasının ana eksenine alan bir platformdur. 'Kadın bozulursa toplum bozulur, kadın ihya olursa toplum ihya olur' anlayışıyla hazırladığımız 'Aile okuluna başlamış bulunuyoruz dört haftadan oluşan programımıza farklı konuşmacılarımızla devam edeceğiz." dedi.

Programa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Sema Yarar, evliliğin öneminden bahsederek, "Evlilik kurumu toplumun temel direği olan ailenin başlangıç birimidir. Ailenin temeli de evlilik ile atılır. Evlenmek yuva kurmak insanın fıtri bir ihtiyacıdır. Dinimiz de evlenmeyi, mutlu bir yuva kurmayı, hayırlı evlatlar yetiştirmeyi teşvik etmiştir. İnsan neslinin sağlıklı ve temiz bir şekilde devam etmesi de ancak evlilik ile mümkün olur." ifadelerini kullandı.

"Yeryüzünü imar etme görevi insanoğluna verilmiştir"

Evliliğin insanın dinini ve iffetini korumada bir kalkan görevi gördüğünü söyleyen Yarar, "Evlilikten amaç sadece arzuların tatmini değil, hayırlı evlatlar yetiştirmek ve Allah’a yakınlaşmaktır. Bu sebepledir ki kişinin hayatı süresince verdiği en önemli kararlardan biri hiç şüphesiz evliliktir. Allah-u Te'ala yeryüzünü imar etme görevini insanoğluna vermiştir. Yeryüzünün imarı da erkek ve kadının helal bir şekilde birleşmesinden meydana gelen çocuklar ile olur. Yeryüzünde son secde eden Müslüman olduğu müddetçe, işte o insanı yetiştirmek evlenen insanın amaçları arasında olmalıdır." diye belirtti.

Evliliğin Allah rızası için yapılan ibadet olarak görülmesi gerektiğine vurgu yapan Yarar, "Evlilik namaz gibi, abdest gibi şartları olmasa da bir ibadettir. Dinimizde ibadetin amacı takvadır. Takva üst düzeyde bir Allah bilinci ve duyarlılığıdır. Yani bu evlilik sayesinde bize takva sahiplerine önder yap, bu ifadeden de tıpkı diğer ibadetler gibi evliliğin amacının takva olduğu anlaşılmaktadır. Kur’an-ı Kerim'in ifadelerine dayanarak, İslam dinin evliliğe çok önem verdiğini, hatta onu ibadet gibi gördüğünü söyleyebiliriz." dedi.

"Eşler hayatları boyunca birbirine merhamet etmelidir"

Aile hayatının doğru bir biçimde kurulması, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir şekilde devam etmesinin temel şartlarından birinin doğru eş seçimi olduğunu ifade eden Yarar, "Eş seçimi büyük bir önem arz eder. Peygamber Efendimiz, evlenecek kişilerde zenginlik, asalet ve güzellikten önce ahlak güzelliği ve dindarlık aramamızı tavsiye etmiştir. Evlilikte eşler hayatları boyunca birbirine merhamet etmeli, sevgi ve saygı ile davranmalıdır. İnsan en yakınına, eş ve çocuklarına saygı göstermiyorsa başkalarına gösterdikleri saygının bir anlamı yoktur. Kişi öncelikle eşine saygı göstermelidir. Eşlerin birbirinden razı olması başkalarının rızasından daha önemlidir. Çünkü koskoca bir ömür birlikte geçecektir." hatırlatmasında bulundu.

Topluma dayatılan yanlış uygulamalarının evlilik kurumu üzerinde oluşturduğu olumsuzlukları da ele alan Yarar, "Her geçen gün isteklerin artması evliliğe bakışı biraz daha geciktirmekte maalesef evlilik oranını düşürmektedir. Yüzyıldır uygulanmakta olan yıkım projeleri sonuçları artık aile kurumumuzda net olarak görülmeye başlandı. TUİK verileri tehlikeyi bizlere haber vermektedir. Bunun farkında olmak ve kararlarımızı ona göre vermek her bireyin vazifesi olmalıdır." dedi.

"Reklam ve modanın etkisi ile aşırı tüketime yönenilmemeli"

Evlilik sürecinde yapılan israflar konusunda eşlere tavsiyelerde bulunan Yarar, "Evliliğe karar vermiş kişiler reklam ve modanın etkisi ile aşırı tüketime yönelmemeli, lüks ve görkemli hayata özenip karşı tarafı zor durumda bırakmamalı. Doyumsuz ve özenti içinde olan bireylere dönüşmemeye dikkat etmek gerekir." şeklinde konuştu.

Aile kavramına da değinen Yarar, "Aile eşsiz bir güven ve mutluluktur. Ne zaman başımız sıkışsa, kaç yaşında olursak olalım, yardımımıza ilk önce ailemiz koşar. Ailesiz insan köksüz ağaç gibidir. Köksüz ağaç nasıl kuruyup giderse, ailesiz insanlarda yarınlara ulaşamazlar. Bu sebeple herkes ailesinin değerini çok iyi bilmeli, ailesine gerekli önemi vermelidir." diye belirtti.

Ailenin, toplumun yapısı üzerindeki etkisine dikkat çeken Yarar, Aile yapısı sağlam olursa, güçlü olursa o nispette toplumda güçlü olur. Ailenin en önemli özelliklerinden biri de neslin devamının güvenli bir şekilde sağlanmasıdır. Aile kurumunun zayıfladığı toplumlarda sağlıklı bireyler yetiştirmek oldukça zordur." ifadelerini kullandı.

"Toplumda ahlaki çöküntülerin önüne geçebilecek en önemli kurum ailedir"

Yarar, "Toplumda ortaya çıkabilecek ahlaki çöküntülerin önüne geçebilecek en önemli kurum ailedir. İnsanlığı tehdit eden gayri ahlaki durumlardan, hastalık ve strese karşı insanı koruyan en sağlam ve koruyucu sığınak ailedir. Toplum için önemli olan, toplumun devamını sağlayacak, iyi ahlaklı, kendisi ile ve çevresiyle barışık, ailesine ve topluma faydalı bireyler yetiştirmektir. Bundan dolayı bilinçli iyi ailelere şiddetle ihtiyaç var." dedi.

Toplumda oluşan manevi hastalıkların aile kurumunun zayıflamasından kaynaklandığını söyleyen, "Ayrıca aile kurumunun zayıfladığı, aile yaşantısının olmadığı yerlerde her türlü gayri ahlaki tutum ve davranışlar, fuhuş ve cinsi sapıklıklar ve bunlara bağlı olarak da birçok bedensel ve ruhsal ve de toplumsal hastalıklar ortaya çıkar. İşte aile, toplumda ortaya çıkabilecek, ahlaki çöküntülerin önüne geçebilecek en önemli ve kutsal bir kurumdur." şeklinde konuştu.

"Evi cennetten köşe yapan şey sevgidir"

Aile içi sevgi-saygı kavramlarına da değinen Yarar, "Evi cennetten köşe yapan şey sevgidir, cehennem çukurlarından bir çukur yapan şey de sevgisizliktir. Ailede mutluluk, bireylerin birbirini tanımasıyla başlar, anlamasıyla şekillenir ve vücut bulur, saygı göstermesiyle ve karşısındakini düşünmesiyle yükselir." diye belirtti.

Evlenilen eşle üç bağın olduğunu söyleyen yarar, "Birincisi o bir insandır, ona insanca davranmalıyız. Diğer insanlara nasıl davranıyorsak eşimize de öyle davranmalıyız. İkincisi, eşimiz bizim din kardeşimiz ve herhangi bir din kardeşimize yapacağımız davranış olgunluğu eşimiz için de geçerlidir. Çevremizdeki insanlarla olan iletişim dilimiz eşimiz için de geçerli olmalıdır. Üçüncüsü, O sonuçta bizim eşimiz, yani hayat arkadaşımız, ahiret yoldaşımızdır. Uzun bir yolculuk olan dünya hayatında meşakkatleri ve sıkıntıları iyi bir yol arkadaşı sayesinde rahatlıkla aşabiliriz." dedi. (İLKHA)