Gaziantep Üniversitesinin ev sahipliğinde Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantı Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Adil Öztekin'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Toplantının açılışında konuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, İslam dünyasının şu an içinde bulunduğu kavgalı durumun üzüntü verici olduğunu söyledi.
Gür, “Öyle bir dünya düşünün ki, buhranlar içerisinde fetret dönemi yaşıyor ve o dönemde bir Resul geliyor. Huzur adacıkları adalet mümessilleri ve dürüstlük timsali olan insanlarla dünyaya yeni bir ışık doğuyor.” dedi.
“Müslümanlar kaosun temsilcisiymiş gibi lanse ediliyor”
Yüzyıllarca bu ışığın sürekli nur saçtığını ve bir süre sonra bu huzur adacıklarının yerini kaosun aldığını ifade eden Gür, “Bu nasıl bir dünya? Eman, ehliyet ve huzur, saadetin temsilcisi olan Müslümanlar bir süre sonra kaosun temsilcisiymiş gibi lanse edilmeye başlanıyor. Diğer bir taraftan her şeyi ile sadece Müslümanların tüm insanlığın malı, mülkü, canı, dini emniyet altında ve ümmetinin, Müslümanların koruması altında olduğu söylendiği halde, bugün Müslümanlar birbirlerine başkalarının verdiği kadar zarar veriyor. Burada bir sorun yok mu? Sizler kimlersiniz diye sorulduğunda ‘Biz Müslümanlardanız’ denildiğinde, ‘evet, sizler Müslüman iseniz, sizden asla bir zarar gelmez’ denilerek, biz Endonezyalara, Malezyalara, Uzak Doğulara ticaret ehli, dürüstlüğüyle giden bir ümmetten bugün asla güvenilmeyen bir toplum algısına nasıl dönüştük.” diye konuştu.
“Kavram üretemeyen Müslüman toplum oluştu”
Özellikle sekülerizm, modernizm kıskacında kavramlarını yitiren, kavram üretemeyen bir Müslüman topluluğu oluştuğunu vurgulayan Gür, “Gençlerimiz inancını ve dinini kültürel olarak biliyor. Ancak muamelat bazında ise askıya almış. Bu gençler bizim gençliğimiz. İşte bu tür vesilelerle özellikle batı dünyasının hegemonyası altında kavramlarımızı enjekte ederek, kendi kavramlarımızı bize inkar ettirir hale getirdikleri bu dünyada yeniden bir kavram sorgulamasına, mümkünse kavramlarımıza yeniden sımsıkı sarılmaya ihtiyacımız var. Bunu yapacak olan da ittifak ve birlik içerisinde Diyanet, İlahiyatlar ve Milli Eğitimimiz, birlikte yekvücut olarak hareket etmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehmus Demir ise Türkiye’de ve İslam dünyasında dini düşünce ve dini algı ile ilgili birçok problem bulunduğunu, bu nedenle dinle ilgili tartışmaların çoğu zaman kaygan bir zemin üzerinde yapıldığını ifade etti.
“Dinle ilgili tartışmalar kaygan zeminde yapılıyor”
Günümüzde İslam dünyasının neredeyse bir ölüm kalım mücadelesi içerisinde olması ve emperyalist işgaller birlik, beraberliği, dayanışmayı ortadan kaldıracak ve yeni sorunları doğuracak büyük bir risk taşıdığını kaydeden Demir, şunları söyledi:
“Dini, mezhebi, etnik, ideolojik fay hatlarının giderek derinleştiği bu dünyada tek tipçi ve dayanışmacı İslami zihniyetlerin yerine artık empati ya da karşılıklı tavize dayalı bir uzlaşma kültürü olmazsa olmaz görünmektedir. Bu çerçevede özellikle de gençlere yansıttığımız dini söylemimizin de ciddi anlamda yetersizlikler içerdiğini ifade etmek gerekmektedir. Dolayısıyla da dini söylemin imaj, algı yönetim ve hasar denetimi açısından tahlil edilmesi gerekmektedir.”
Programa, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Akif Pusmaz, Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ve Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, çeşitli üniversitelerden rektörler ile İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanları katıldı. (İLKHA)