Türkiye'nin sınırlarını açmasının ardından binlerce göçmen Avrupa'ya geçmek için Yunanistan sınırına doğru harekete geçti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 138 bini aşkın göçmenin sınır geçtiğini açıkladı. Diğer yandan Yunan güvenlik güçlerinin sınır geçmek isteyenlere açtığı ateş sonucu 2 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi de yaralandı. Dün Ankara ve Atina'da göçmen krizine karşı diplomasi trafiği de tüm hızıyla sürdü.

Türkiye'nin sınırlarını göçmenlere açmasının ardından başlayan sınır hareketliliği devam ediyor. Yunanistan göçmenleri sokmamak için silah kullanırken, Avrupa da göçü engellemek için hem Ankara'da hem de Atina'da diplomasi trafiğine çıktı.

BAKAN SOYLU'DAN HAVADAN İNCELEME

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye-Yunanistan sınırında havadan incelemelerde bulundu.

Bakan Soylu, Pazarkule ile Kastanies sınır kapılarında incelemelerde bulunmak üzere Çorlu Havalimanı'na geldi.

Buradan helikopterle Edirne'ye geçen Soylu, Türkiye-Yunanistan sınırındaki sığınmacı hareketliliği ve bölgeyi havadan inceledi.

Soylu'ya İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy ve AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal da eşlik etti.

TÜRKİYE'YE 170 MİLYON EURO

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Yaptığımız görüşmelerde sadece insani yardım için 170 milyon euroluk bir katkıda bulunacağımızı ifade ettik. Bu katkının 60 milyon euroluk kısmı en hassas gruplara yönlendirilecek" dedi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye'deki temaslarının ardından ayrılmadan önce Ankara Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yaptı. Toplantıya AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger de katıldı.

Borrell, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılan görüşmenin uzun ve verimli geçtiğini belirtti. Borrell, "Çok verimli bir istişareydi. Tüm yaptığımız görüşmelerde Türkiye'nin şu anda karşı karşıya olduğu zorlu durumu anladığımızı ifade ettik. Aynı zamanda, şu anda Avrupa sınırlarındaki mevcut durumun da kabul edilemez bir husus olduğunu gündeme getirdik. Şu anda AB ve Türkiye sınırında yaşanmakta olan iki taraflı baskı ve atılan tek taraflı bazı adımlar her iki taraf için pozitif bir şey getirmeyecektir. Bundan da en kötü etkilenen kişiler Suriyeli mülteciler olacaktır" dedi.

"KONU ÇOK ÖNEMLİ SORUN"

Borrell, görüşmelerde masadaki konulardan bir diğerinin İdlib'deki insani durum olduğunu kaydederek, "Bu konunun çok önemli ortak bir sorun olduğunu düşünüyoruz. Bu bir şekilde devam ederse özellikle insani anlamda çok dramatik sonuçları olacaktır. Aynı zamanda çok farklı çatışmaları tetikleyecektir. Kriz yönetiminden sorumlu komisyon üyemiz ile birlikte yaptığımız görüşmelerde sadece insani yardım için 170 milyon euroluk bir katkıda bulunacağımızı ifade ettik. Bu katkının 60 milyon euroluk kısmının gerçekten insani açıdan zor durumlarla karşı karşıya kalan en hassas gruplara yönlendirilecek" diye konuştu.

AB ve Türkiye ilişkilerinde yeni bir dinamiğe ihtiyaç olduğunun altını çizen Borrell, "Bu önemli dinamik kazandırılırsa hem Suriye'deki duruma katkıda bulunacaktır hem de etki ettiği krizin çözülmesine katkıda bulunacaktır" ifadelerini kullandı.

Borrell, "Cumhurbaşkanı ile görüşmede daha fazla göçmenin yönlendirilmemesi gerektiğini ilettiğinizi söylediniz. Bu konuya Cumhurbaşkanı nasıl bir yanıt verdi?" sorusuna ise, şöyle yanıt verdi:

"Göçmenlerin sınıra gitmesini teşvik etmediklerini, ancak sınıra gitmek isteyen kişileri de engelleyemeyeceklerini belirttiler. Bu göçmenlerin, AB sınır kapılarının açılmasıyla bu kapıdan çok kolay bir şekilde geçebileceklerine inanmalarını veya bu şekilde yönlendirilmelerini istemiyoruz. Çünkü bu onları çok tehlikeli seyahatlere yönlendiriyor."

AB, SINIRLARI KORUMAKTA KARARLI

Avrupa Birliği (AB),sığınmacı krizine ilişkin dış sınırlarını koruma konusunda kararlı olduğunu bildirdi.

Brüksel'de Yunanistan sınırında yaşanan göç krizi gündemiyle toplanan AB İçişleri ve Adalet Konseyi Olağanüstü Toplantısı'nın ardından sonuç bildirgesi yayımlandı.

Bildirgede, "AB ve üyeleri, etkin biçimde Birliğin dış sınırlarını koruma konusunda kararlıdır. Yasa dışı geçişlere müsamaha edilmeyecektir." ifadesine yer verildi. Bu kapsamda, AB ve üyelerinin uluslararası hukuka uygun biçimde tüm gerekli önlemleri alacağı vurgulandı.

AB'nin etkin biçimde göçmen kaçakçılığıyla mücadele edeceğine dikkati çekilen bildirgede, Birliğin ve üyelerinin Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansını (Frontex) da devreye sokarak, göç baskısıyla karşı karşıya olan alanları güçlendireceği belirtildi.

"TÜRKİYE'NİN GÖÇ BASKISINI KULLANMASINI REDDEDİYORUZ"

Türkiye ile AB arasında 2016'da imzalanan sığınmacı mutabakatına da değinilen bildirgede, şunlar kaydedildi:

"AB Konseyi, Türkiye'nin artan göç yükünü, topraklarında karşı karşıya olduğu riskleri, 3,7 milyon göçmen ve mülteciye ev sahipliği yapmak için gösterdiği büyük çabaları kabul ediyor. Bununla birlikte, Türkiye'nin siyasi amaçlarla göç baskısını kullanmasını şiddetle reddediyoruz. AB'nin dış sınırlarındaki bu durum kabul edilemez.

Konsey, Türkiye'nin 2016 Ortak Beyannamesi'nin hükümlerini, tüm üye devletler bağlamında tam olarak uygulamasını beklemektedir. Söz konusu mutabakat, Türkiye'nin göçmen ve mültecilere ev sahipliği yapma konusundaki önemli çabalarını destekleyerek somut sonuçlar doğurmaktadır. Hem AB hem de Türkiye bu iş birliğinin ve taahhüdün devam etmesinden yararlanmaktadır."

 

KAYIK KAVGASI

Edirne'de Meriç Nehri’ni kullanarak Yunanistan’a geçmek isteyen mülteciler arasında kayığa önce binme kavgası çıktı. Yaşanan arbede sırasında bazı göçmenler suya düşerken, kayığa binen bir grup Suriyeli ise Yunanistan tarafına geçti.

Türkiye'de bulunan düzensiz göçmenlerin Edirne’den Yunanistan'a geçişleri akşam saatlerinde devam etti.

Meriç Nehri kenarında toplanan kadın ve çocukların da aralarında olduğu Suriye, Cezayir, Fas, Filistinli 50’den fazla göçmen kayıkla Yunanistan’a geçmeye başladı. Bir grubun geçmesinin ardından kıyıda bekleyen Suriye ve Filistinli göçmenler arasında kayığa önce binmek için yaşanan tartışma, kavgaya dönüştü. Yaşanan arbede sırasında bazı göçmenler suya düştü. Nehri geçmek için kayıkta bulunanlar ise, 'Yunan polis botu geliyor' söylentisiyle panikleyerek suya atlayıp kıyıya döndü. Devam eden kavgada kayığı ele geçiren Suriyeli göçmenler ellerindeki ağaç dallarını kürek gibi kullanıp Meriç Nehri'ne açılarak Yunanistan'a geçti.

VAZGEÇMİYORLAR

İzmir'in Dikili ilçesi Bademli köyü yakınlarında deniz kenarındaki zeytinlik arazide bekleyen göçmenler Yunanistan tarafında darp edilip paraları alınmasına rağmen vazgeçmiyorlar. Soğuk havaya rağmen aralarında çocukların da bulunduğu Afganistan uyruklu 50 kişilik sığınmacı grup, şişme bot temin edip Yunanistan'a geçmek için bekliyor.

Türkiye'nin göçmenlere Avrupa kapılarını açmasının ardından İzmir'in Dikili ilçesi Bademli köyü açıklarında göçmen hareketliliği artarak devam ediyor. Yunan Sahil Güvenlik birimlerinin sert müdahaleleri nedeniyle can güvenliklerinin tehlikeye girmemesi için Türk Sahil Güvenlik güçleri tarafından denize açılmalarına izin verilmeyen sığınmacılar ateş yakarak ısınmaya çalışıyorlar.

DÖVÜLDÜLER, PARALARI ALINDI, SINIRDIŞI EDİLDİLER

1 hafta önce Edirne üzerinden Yunanistan'a geçtiğini söyleyen 25 yaşındaki sığınmacı Rıza, Yunan polisinin telefon ve parasını elinden aldığını ardından sınır dışı edildiklerini belirtti. İki gün önce Dikili'ye geldiklerini ifade eden Rıza, "Ayarladıkları botun gelmesi ile birlikte tekrar Yunanistan'a geçmeyi planlıyoruz" dedi. Yunanistan'a geçiş yapmak için bekleyen göçmenlerden Hüseyin ise, arkadaşı ile birlikte Yunanistan'a geçiş yaptığını Yunan polislerinin kendilerine iyi davranmadığını söyleyerek "Bizi dövdüler, paralarımızı alıp bizi geri gönderdiler. Dikili'de botun gelmesini bekliyoruz. Bot geldiğinde Yunanistan'a geçeceğiz." diyerek sözlerini şöyle tamamladı.

BEKLEYİŞ DEVAM EDİYOR

Gece karanlığının çökmesi ile birlikte sınırın diğer tarafına geçmek için amansız bekleyişlerine devam eden 13 yaşındaki Susan ise, çok zor durumda olduklarını ifade etti. Susan, "7 kardeşiz, babamız yok. İstanbul'da da yaşayamıyoruz. Ayakkabımız yok. Zor durumdayız. Bu yüzden karşıya geçmek istiyoruz" diye konuştu. 6 aylık kızı ile birlikte Yunanistan'a geçmek için bekleyen bir diğer mülteci olan Yalda, 6 aylık bebeğiyle hem soğuk havaya hem de Yunan polisine karşı direniyor. 2 gündür soğuk havada arazide ateş yakarak beklediklerini belirten Yalda, şartların kendileri açısından çok zor olduğunu söyledi.

130 GÖÇMEN KURTARILDI

Yunanistan sahil güvenlik ekipleri tarafından denizin ortasında çaresiz bırakılan 130 göçmen sahil güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı.

Yunanistan sahil güvenlik ekipleri tarafından denizin ortasında çaresiz bırakılan ve çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 130 göçmenin imdadına Türkiye sahil güvenlik ekipleri yetişti.

Kuşadası açıklarında Yunanistan tarafından çaresiz bırakılan 3 ayrı lastik bot içerisindeki düzensiz göçmenler yardım talebinde bulundu. Kuşadası Sahil Güvenlik Bot Komutanlığı tarafından görevlendirilen sahil güvenlik botu tarafından söz konusu lastik botlar tespit edilerek, içerisinde bulunan 89 Suriye ve 41 Afganistan uyruklu olmak üzere toplam 130 düzensiz göçmen kurtarıldı.

Kaynak: Ajanslar/Haberturk