MEHMET ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’da “İdlib Zirvesi” yapacak. Ankara’nın masadaki temel talebi, Baas rejiminin Soçi Mutabakatı sınırlarına kadar geri çekilmesi. Kritik görüşme talebi Baas rejiminin İdlib’te TSK güçlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 29 Şubat’ta yapıldı. İdlib’de gerilimin tırmanmaya başladığı şubat boyunca telefonla görüşmeler yapan Erdoğan ve Putin, bu kez yüz yüze görüşecek. Liderlerin buluşması öncesinde kurmaylar çantalarını açarak tezlerini bir kez daha karşılıklı savunacak.

BAŞTA SURİYE VE LİBYA OLMAK ÜZERE KRİTİK MADDELER MASADA OLACAKTIR

Kritik görüşme öncesi gazetemize önemli değerlendirmelerde bulunan İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasında gerçekleştirilecek görüşme son dönemlerin en kritik görüşmesi olacaktır. Bu görüşmeden tam ateşkes veya tam uzlaşma çıkar demek için henüz erken. Yapılacak görüşmede, başta Suriye ve Libya olmak üzere kritik maddeler masada olacaktır. Rusya bir yandan Esed ile Hafter’i buluşturarak Türkiye’ye mesaj veriyor, bir yandan da Suriye sahasında Esed ve İran milisleri üzerinden askeri mesaj veriyor. Putin, bugün yapılacak görüşmede sahada ve masada olan etkinliğini kendi güç demeti olarak masada bulunduracaktır. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Türkiye’nin ise buradaki en ciddi kozu çok kısa zaman içerisinde sahada aldığı ciddi kazanım ve bu kazanımın ivmesinin devam edeceğinin sunulması olacaktır. Dolayısıyla buradaki önemli nokta, saha ve masanın birbirine entegre olmasıdır. Saha masayı her zaman belirler. Askeri harekatlar siyasi sonuçlarına göre değerlendirilir ve siyasi sonuçlar üretir. Bu noktada Türkiye’nin askeri harekat noktasında kararlı olduğunu, geri adım atmayacağını daha önce Suriye’de YPG/Pkk üzerinden ABD’ye verdiği mesajda olduğu gibi İdlib üzerinden de Rusya’ya aynı mesajı verecektir.” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE BELKİ DE EN GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE RUSYA’NIN KARŞISINA ÇIKACAKTIR

“Türkiye’nin izlediği strateji 15 Temmuz darbe girişiminden sonra değişti” diye konuşan Babacan, “ Türkiye, sahada bir problem varsa ve gelecekte bu sana tehdit oluşturacaksa kaynağında yok et mantığı ile hareket ediyor. Bir diğer nokta ise diplomasi ile kördüğüm halini almış kronik meseleleri önce sahada sonra da masada çöz noktasına gelmiştir. Türkiye bu noktada yeni bir strateji uyguluyor. Suriye meselesinin başladığı günden bu yana, yani 9 yıldır Türkiye belki de en güçlü bir şekilde Rusya’nın karşısına çıkacaktır. En nihayetinde Türkiye bu kazanımla Rusya’yı ateşkese razı edebilir. Bu görüşmede iyi kötü senaryolar, en kötü senaryo ve gri noktalar da masada olacaktır. Ben bu noktada gri noktaların daha fazla olacağını düşünüyorum. Kısa vadede pratik, çok büyük sonuçlar beklememek lazım. Ateşkes ihtimalinden söz edebiliriz. Ama bir ateşkes olsa bile bunun sistematik ve yürüyen bir sistem olacağını düşünmüyorum. Çünkü daha önce yapılan bütün ateşkes anlaşmaları Rusya destekli rejim ve milisler tarafından defalarca bozuldu” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE, RUSYA’NIN VERECEĞİ SÖZLERE TEMKİNLİ YAKLAŞACAK

Rusya ve Baas rejiminin Soçi-Astana mutabakatını hiçe sayıp İdlib ve diğer bölgelerde defalarca katliam yaptığına dikkat çeken Babacan şunları dile getirdi; “Türkiye’nin çağrılarına ve taleplerine rağmen saldırılar hiç durmadı. Aslında Türkiye Şubat ayı başında Rusya’dan fazla bir şey istemedi, şunu istedi Türkiye; Soçi anlaşmasına uy ve rejimi belirlenen sınırların dışına çek. Ama Rusya bu iki çağrıya uymamakla beraber masum siviller daha fazla hedef alınmaya başlandı ve üstüne Rusya’nın gözetimi altında TSK’ya ciddi saldırılar oldu. Bu noktada Türkiye Rusya’nın sunacağı yeni ateşkes anlaşmasına da çok güvenmeyecektir diye düşünüyorum. Türkiye ateşkes olsa bile bunu şartlı olarak kabul edecektir. Çünkü geçmişte yaşadığı acı tecrübeler ortada. Bu noktada Türkiye, Rusya’nın vereceği sözlere temkinli yaklaşacağını düşünüyorum.  Rusya, rejimi ve milisleri Soçi ve Astana sınırlarına çekmediği sürece Türkiye de sahada ilerlemeye devam edecektir.”

KRİTİK GÖRÜŞMEDE MASADA NE OLACAK?

Ankara’nın önceliği, rejimin İdlib’de saldırılarını durdurması. İnsani dramın son bulması ve sivillerin Türkiye sınırına göç etmesinin önlenmesi için öncelikle ateşkes isteniyor. Sınıra göç baskısı için rejimin Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesini talep ediyor. Aksi takdirde, Bahar Kalkanı Harekâtı, rejim gözlem noktalarının gerisine çekilinceye kadar geniş çaplı olarak devam edecek. Rusya’ya “Rejim ile aramıza girme” denilecek. Bunun için uçuşa yasak bölge ve hava sahasını kullanma konuları masaya getirilecek. Rusya’nın temel tezi ise “sahada durum değişti, buna uygun yeni bir mutabakat, yeni bir harita ortaya çıkmalı” olacak. Rusya, Soçi Mutabakatı’nın güncellenmesini istiyor. Bu çerçevede çatışmasızlık bölgesi alanının daraltılmasını, muhaliflerin ve Türkiye’nin İdlib’in yüzde 40’lık alanına denk gelecek, yeni bölgede kalmasını talep ediyor. Türkiye’nin Soçi Mutabakatı’yla oluşturduğu 12 Gözlem Noktası’nın yerlerinin değişerek, Türkiye sınırına yaklaştırılmasını istiyor. Rusya, M4 ve M5 otoyollarının, hem ticari hem de güvenlik nedenleriyle rejime bırakılmasını ve muhaliflerin bu yollardan çekilmesini talep ediyor.”