Mücahid Temel /  Doğruhaber

Bir yandan Irak Kürdistanıyla Irak merkezi hükümeti başbakanı Maliki arasındaki gerginlikler diğer yandan Irak’ın birçok bölgesinde patlayan bombalar, işgalci ABD’nin aslında görevini hala sürdürdüğü, ülkede Şii ve Sünni kesimi tekrar karşı karşıya getirmeye çalıştığı işaretlerini veriyor. Bölgenin son durumunu gazetemize değerlendiren Kürdistan İslami Hareket yetkililerinden Abdullah Hasan El-Varti önemli açıklamalarda bulundu. El-Varti, “Maliki ülkede bir çeşit diktatörlük tesis etmek istiyor” dedi.

Kürdistan ile Türkiye ilişkilerini ve bunun neticesinde El- Maliki’nin Kürdistan’a karşı olumsuz tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Irak Kürdistan bölgesi bütün Kürtler için özel bir öneme sahiptir. Bu nedenle Kürdistan bölgesinin, maslahatı gereği komşularından herhangi bir ülkeyle ilişki kurması tabii bir durumdur. Özellikle Irak başbakanı Nuri El-Maliki’nin ülkede tesis etmek istediği bir çeşit diktatörlüğü ve hükümeti tek eline almak istediği bu dönemde, Kürdistan bölgesinin komşularıyla ilişkilerini sağlama alması bölgenin maslahatınadır.

MALİKİ ÜLKEYİ DİKTATÖRLÜKLE YÖNETMEK İSTİYOR

Nuri El Maliki eskiden olduğu gibi ülkeyi tekrar diktatörlükle yönetmek istiyor. Ancak bu konuda kesinlikle başarılı olmayıp, bu hedefle yok olacaktır. El-Maliki ülke için verilen kararları kendisi veriyor. Ülkeyi kendisi ve onunla beraber olan yardımcıları yönetiyor. Diktatörlük üzere kurulan bu yönetim Kürt halkını ve Ehli Sünnetti dışlıyor. Nuri El-Maliki’nin bu tutumu Irak’ta bulunan hiçbir çevre ve partinin yararına değildir.

Bu durumda Kürdistan bölgesinin Türkiye ile ilişkilerinin güçlenmesi karşılıklı iki taraf için de büyük bir kazanımdır. Hem Türkiye, hem de Kürdistan bölgesi için özellikle de ticari ve ekonomik alanda büyük kazanımdır.

Türkiye’nin Kürdistan bölgesiyle kurduğu ilişki sizce stratejik mi? Taktiksel mi?

Türkiye’nin Irak Kürdistan’ı ile ilişkisi bir taraftan stratejik boyuta öte taraftan da taktiksel boyuta sahiptir. Bu doğrultuda Türkiye bir taraftan dünyaya ve bölgeye kendi rolünü göstermeye çalışırken, diğer taraftan PKK’ya karşı Irak Kürdistan’ındaki Kürtlerin desteğini kazanmaya çalışıyor. Bu ilişkinin böyle bir boyutunun olduğunu da unutmamak gerekiyor. 

Öte yandan Kürdistan bölgesinin de Türkiye ile ilişki kurması kendisinin yararınadır. Çünkü Nuri El-Maliki fırsat bulduğunda bölgeye saldırıyor. Bölgede kriz ortamları yaratıyor. Bu nedenle Kürdistan’ın komşularıyla güçlü olup, onların desteklerini alması kendisinin yararınadır.

TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER OLUMLU

Türkiye’nin PKK ile sorunlarını göz önünde bulundurduğumuzda sizce Kürdistan halkı genel olarak bu ilişkileri nasıl değerlendiriyor?

Kürdistan halkı arasında farklı bakış açısına sahip gruplar bulunuyor. Muhalefet, Irak yönetimini destekleyenler, sivil toplum kuruluşları ve diğer kesimler bu doğrultuda görüşlerini açıklıyor. Doğal olarak birbirine zıt bu görüşler aynı bakış açısı içinde bu ilişkileri gözlemleyemez. Genel olarak bazı kesimler buna karşı olsa da halkın geneli Kürdistan’ın komşularıyla ilişkilerini sağlam tutmasını faydalı ve olumlu karşılıyor. 

Daha önceleri Kerkük’ün Kürdistan bölgesine bağlanması konusunda Türkiye’nin şiddetli bir muhalefeti vardı. Son zamanlarda bununla ilgili Türkiye’nin bir tavrı görülmüyor. Maliki en son çıktığı televizyon programında, Türkiye’nin, Kerkük’ün statüsünün belirleneceği referandumda, Türkmenlerden Kürdistan bölgesi lehinde oy kullanmalarını istediğini ifade etti. Bu konuda ne diyorsunuz?

Bu konuda Türkmen Cephesi Başkanı bir açıklama yaparak, Nuri El-Maliki’nin ifade ettiği şekilde Türkiye’nin bu yönde kendilerine bir telkinde bulunmadığını söyledi.

Eğer Türkiye Kürdistan halkını destekleyip, Kerkük’ün Irak Kürdistan’ına katılması yönünde destek verirse, biz Kürt halkı olarak bunu memnuniyetle karşılarız. Çünkü Irak’ta bulunan bazı grup ve siyasi oluşumlar Irak’ın tekrar diktatörlüğe geçmesini istiyorlar. Bir daha kavimleri ve halk gruplarını dışlamaya çalışıyorlar. Diğer taraftan bölgesel güçlerin doğrudan Irak’ın iç işlerine müdahale etmesi uygun değildir. Bu da iç işlerimizdir. Başkalarının Irak’ın iç işlerine karışması kimsenin maslahatına değildir.

İHTİLAFLI BÖLGELER REFERANDUMLA ÇÖZÜLECEK

Sizce ihtilaflı bölgeler konusu nasıl çözülecek?

İhtilaflı bölgeler konusunun nasıl çözüleceği bütün Irak halkının oylarıyla kabul edilen Anayasada ifade edilmiştir. Buna göre önce nüfus sayımı yapılacak daha sonra referanduma gidilecektir. Böylece bu bölgelerin nereye bağlanacağı konusu netleşmiş olacaktır. Biz buraların aslında Kürt bölgesi olduğuna inanıyoruz. Ama her şeye rağmen yapılacak bir referandumda çıkacak sonuca razı olacağız. Bu bölgelerin referandum sonucunda Kürdistan’a bağlanması durumunda, biz yine burayı Arap ve Türkmen kardeşlerimizle kardeşçe bir şekilde yönetmeyi düşünüyoruz. Fakat Nuri El-Maliki ve onun etrafındakiler bu sorunun çözülmesini istemiyor. Bu nedenle sürekli gerginlik çıkarma politikasını takip ediyorlar.