Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde Kültür ve Kongre Merkezi Osmanlı Salonu'nda düzenlenen "Korona Virüs Hijyen ve Enfeksiyondan Korunma" konulu gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Parlak, konferanstan sonra İLKHA'ya Corona virüs hakkında konuştu.
İlk kez 1960'lı yıllarda dünya üzerinde görülen Corona virüsünün, Covid-19 virüsü adıyla bilindiğini belirten Prof. Dr. Parlak, Corona virüsün hafif, orta ve ağır olmak üzere farklı hallerde seyredebildiğini ifade etti.
SARS ve MERS virüsü ile aynı grupta olan virüsün, soğuk algınlığına benzer bir tabloyla ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Parlak, "Çin'de ortaya çıkan ve 2 ay gibi kısa bir zamanda birçok ülkeye yayılan virüs, hayvanlardan insanlara sıçrama yapabilen virüslerdendir. Bu da çok zordur, kolay değil. Yalnız bunun benzerini biz 'Kuş Gribi'nde gördük. 'Domuz Gribi'nde geçiş çok farklı. Orada, domuz-insan birleşimi, daha sonra insandan insana yayılma vardır. Bu hayvanlardan özellikle kanatlılardan insanlara geçişi oldukça zor. Özellikle yarasalarda, domuz, kirpi, kemirgen ve kanatlılarda bulanabilmektedir. Oradan da insanlara geçebilmektedir. Bu virüs, insanlara geçtiği zaman mutasyona uğrayarak insanlar arasında yayılabilmektedir." şeklinde konuştu.
"Virüsten korunmak için el hijyeni çok önemlidir"
Parlak, "Bugüne kadar birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan virüsten korunmak için el hijyeni çok önemlidir. Eller su ve sabunla iyice yıkanarak mutlaka temiz tutulmalıdır. Bağışıklığı güçlendirecek şekilde Omega-3 ve Omega-6, protein bazlı ürünler, taze yeşil renkli sebze ile meyve tüketilmeli, bol sıvı alınmalı, mümkün olduğunca kalabalık ve kapalı alanlarda bulunulmamalıdır. Koruyucu maske kullanma, kapı kollarına dokunmama ve dezenfektasyona dikkat etme hastalıkla mücadelede önemlidir." diye konuştu.
Corona virüsün en çok yayıldığı dönem
Prof. Dr. Parlak, "Corona virüs bir mikro organizmadır. Dolayısıyla virüsler bahsinde geçiyor. Yayılması genellikle kış sonu, ilkbahar aylarında artıyor, tam mevsimindeyiz şu anda. İnsanların kendine dikkat etmediği üst solunum, damlacık enfeksiyonlarının en çok olduğu mevsim bu mevsimdir. Ya sonbahar-kışta olur ya da kış sonu-ilkbaharda olur. Bu kış sonu, ilkbahara denk geliyor. Dolayısıyla Corona virüs, önemli bir viral hastalıktır. Bu da solunumu içgüdüsel olarak etkilemesinden dolayıdır." dedi.
"Corona virüs, ortalık hastalığıdır"
Prof. Dr. Parlak, virüsün ortalık hastalığı olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
Yani bu; Anadolu'da 'ortalık hastalığı' olarak bilinen hastalığın tam kendisidir. Dolayısıyla hasta olduğun zaman yatacaksın, iş yapmayacaksın, iş yapmayı engelleyecek. İşte buna Corona virüs diyoruz. Buna nezle diyebiliriz, enfeksiyonlardan herhangi biri ile bunu eşleştirebilirsiniz.
"Corona virüsten korkulacak bir durum söz konusu değildir"
Açıklamasında tedbirin elden bırakılmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Parlak, virüse zemin hazırlanmaması gerektiğinin önemini vurguladı.
Prof. Dr. Parlak, "Korkacak bir şey yok! Tabi ki korkmayalım, medyanın yapmış olduğu bu denli korku paniği doğru mudur? Tabi ki değildir, bu bir realite ama hiç mi korkmayalım hayır! Tedbiri elden bırakmayalım! Şu anda Sağlık Bakanlığının yaptığı da tedbir olayıdır. Tedbiri elden bırakmadığımız sürece gerisi takdire kalmıştır. Bizler Corona virüsün bizi hasta etmesine zemin hazırlamayalım. Corona virüsün normal insanlarda hastalık oluşturması sıfır seviyesindedir. Belki ortalık hastalığı seviyesinde olur ama böyle korkulacak bir durum söz konusu değildir." dedi.
Corona virüs belirtileri nelerdir?
Prof. Dr. Parlak, virüsü "ortalık hastalığı" olarak nitelenen nezle ile mukayese ederken, altta hastalığı olanları bu kapsamın dışında tutmak gerektiğinin çok önemli olduğuna değinerek şu uyarılarda bulundu:
Belirtileri, üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileridir. Nedir bunlar? Kuru öksürük, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı, burun akıntısı, vücut ağrıları, zatürre, solunum sıkıntısı, nefes darlığı, ishal, bulantı, kusma ve iştahsızlık şeklinde karşımıza gelebilir. Yani Corona virüsün diğer normal virüslerden influenza ile mukayese edemeyiz. İnfluenza ayrı bir virüstür, öldürücü bir virüstür. İnfluenza ile bu virüsü yan yana koyarsak yanlış yapmış oluruz. Bu virüs, herhangi bir ortalık hastalığıdır, insanların Corona virüs'ten ölme olasılığı çok düşük ama altta yatan hastalığı olanlarda önemlidir. Altta yatan hastalığı olanlara çok dikkat etmemiz, bulaşmasını engellememiz gerekiyor. Bir arada bulundurmamamız gerekiyor. Onları besleme anlamında, sulu proteini bol; B, C, D vitaminleri vererek bu işi hallederiz diye düşünüyorum.
"İnsanda immune sistem gerekeni yapıyor"
Son olarak virüsün tedavisi hususuna da değinen Prof. Dr. Parlak, "Corona virüsün radikal bir tedavisi yoktur ama insanda immune sistemi gerekeni yapıyor. Biz onu tedavi etmesek de olur. Zira immune sistem onu halleder. Beslenmemizi ayarlayalım, altta yatan hastalığımız varsa onu düzeltmeye çalışalım ve bunun gelmesine zemin hazırlamayalım." şeklinde konuştu. (İLKHA)