İslam alemi, Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in, "Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur" dualarıyla karşılamış olduğu mağfiret ve arınma mevsimine ulaşmanın sevinç ve heyecanını yaşıyor.

Halk arasında "üç aylar" diye ifade edilen Recep, Şaban ve Ramazan aylarının önemi ile ilgili İLKHA'ya açıklamalarda bulunan STK'lar, üç ayların Müslümanlar için bir fırsat ve arınma mevsimi olduğuna dikkat çekti.

"Recep ayı ekme, Şaban ayı sulama, Ramazan ayı da hasat ayıdır"

Sepici Kültür Hizmetleri Derneği Onursal Başkanı Hasan Hüseyin Çubuk, üç ayların, Rabbimiz tarafından verilmiş büyük bir ikram olduğunu söyledi.

İçerisinde bulunduğumuz mübarek ayların en güzel bir biçimde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çubuk, "Bu aylarda yapılan ibadetler, diğer aylara göre daha fazla kıymet kazanıyor. İbadetler nasıl böyle mükafatlandırılıyorsa, günahların karşılığı da bu şekilde artıyor. Çünkü bu aylar, haram ayları da içinde barındırıyor. Recep ayı ekme, Şaban ayı sulama, Ramazan ayı da hasat ayıdır. Günahlarımızdan arınmamız gerekmektedir." diye konuştu.

"Zekât, infak ve sadakalarımızı ümmetimize merhem olarak kullanmalıyız"

Sadece Allah'ın rızası gözetilerek yapılan zekât ve infakların, ümmetin ayağa kalkması için gerekli olduğunu vurgulayan Çubuk, "Dünyanın dört bir yanında Müslümanlar, sadece Rabbimiz Allah'tır dediklerinden dolayı zulüm altındadırlar. Ümmetin kan ağlayan yarasına bir nebze de olsa faydalı olabilmek, çok güzel bir iştir. Zekât, infak ve sadakalarımızı ümmetimize merhem olarak kullanmalıyız." ifadelerini kullandı.

"Bu aylarda tövbe ve istiğfara önem verilmeli"

"Ümmetin aynı karede poz vermesi, İttihad-ı İslam'ın gerçekleşmesi en çok ihtiyaç duyduğumuz şeydir. Birlik ve beraberliğimizi bu aylarda arttırmamız lazım." diyen Çubuk şunları kaydetti:

Her türlü belaların içerisine düşmüş, uyuşturucu çukurundaki gençlerimizi o ortamlardan kurtarabilmek için, bu ayları faziletli bir fırsat olarak görmek lazım. Bu aylarda Efendimizin en fazla önem verdiği şeylerden biri de tövbe, istiğfar ve oruçtu.

"İbadetlerimize bu aylarda daha fazla titizlik göstermeliyiz"

Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) Adana İl Temsilcisi Orhan Erkuş, bu aylarda nefisleri hesaba çekmenin önemine vurgu yaptı.

Ümmet'in içinde bulunmuş olduğu zor durumun itikad ve maddi güçle düzelebileceğini ifade eden Erkuş, bunun çaresinin ise ilim tahsil etmek ve Allah yolunda mallarını feda etmekten geçtiğini belirtti.

"Hazreti Peygamber bu aylarda Kur'an okumayı ve infak etmeyi arttırırdı"

Bu manevi iklimde Müslümanların bol bol dua etmesi tavsiyesinde bulunan Erkuş, "İbadetlerimize bu aylarda daha fazla titizlik göstermeliyiz. Rabbimiz ile irtibatımızı canlı tutmalı ve namazlarıma sarılmalıyız. Namazlarımızın bizleri her türlü çirkinlikten uzak tuttuğuna inanmalıyız. Bu aylar Peygamber Efendimiz için de önemli bir yere sahipti. O (Sallahu Aleyhi Vesellem), bu aylara kavuştuğunda, Kur'an okumayı ve infak etmeyi arttırırdı." şeklinde konuştu.

"Rahmet kapısından mahrum olmamak için özel gayret sarf etmeliyiz"

"Kendimize gelebilmemiz ve bilinçlenebilmemiz için bu aylar kaçınılmaz bir fırsat olarak kapımıza gelmiş. Var olan eksikliklerimizi tespit edip süratle bunları düzeltmek için yoğun çaba sarf etmeli ve bu yolda istikrarlı olmalıyız." diyen Erkuş konuşmasını şöyle sürdürdü:

Kendi iç dünyamızda kendimizi yargılamalı, yaptığımız günahlardan dolayı pişmanlık duymalıyız. Takva zırhına bürünüp bu şekilde kalan ömrümüzü bereketlendirebiliriz. Rahman olan Rabbimize dua etmekten ve rahmet kapısından mahrum olmamak için özel gayret sarf etmeliyiz. Dualarımıza ve mübarek ayların sonuncusu olan Ramazan ayına kavuştuğumuzda, sofralarımıza ihtiyaç sahiplerini ve kardeşlerimizi de dahil etmeliyiz.

"Kur'an ve sünneti iyi bir şekilde anlayıp siyeri iyi bir şekilde tanımalıyız"

İbadetlerin zirveye çıkması gereken mübarek aylara erişmenin sevincini yaşadığını dile getiren Medeniyet Vakfı Adana İl Başkan Yardımcısı Serdar Gürbey, bu ayların vermiş olduğu maneviyata erişmenin yolunun Kur'an-ı Kerim'i yakından tanıyıp ilim kitaplarıyla da kendilerini geliştirmeleri gerektiğini ifade etti.

Yüce İslam dininin manevi bir ağırlığı ve ciddiyetinin olduğunun altını çizen Gürbey, "Her bir mümin elinden geldiği kadarıyla kutsal kitabımıza sıkı sıkıya sarılması gerekmektedir. Ümmetin en hayırlı nesli olan sahabe efendilerimiz, bu ayları nasıl ihya etmişse, onların hayatları da örnek olarak bize bir mirastır. Kur'an ve sünneti iyi bir şekilde anlayıp siyeri iyi bir şekilde tanımalıyız." diye konuştu. (İLKHA)