VAN - Eğitim-Bir Sen 2 Nolu şube tarafından Van YYÜ Merkezi Yemekhane önünde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı okuyan Eğitim-Bir Sen Van 2 Nolu Şubesi Başkanı Memet Kimya devlet memurlarının adeta üniformalı asker muamelesi gördüğünü söyledi.
 
"İnancı Gereği Başını Örtenlere Saygı Duyulması Gerekir"
İnancı gereği başını örtme ihtiyacı duyan ve tercihinden dolayı saygı duyulması gereken kadın çalışanlara başörtüsü yasağı getiren darbe dönemi ürünü, çağdışı yönetmeliği tanımadıklarını belirten Kimya, "Öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliği değişmiş, tek tipçilikten vazgeçilmiş, imam hatip okullarında bütün derslerde, diğer okullarda sadece Kur`an-ı Kerim dersinde başörtüsü serbestisi içerecek şekilde serbest kıyafet hakkı tanınmışken, öğretmen adaylarına staj dönemlerinde serbest kıyafetle okula gitme haklan iade edilmişken, eğitim çalışanlarının saçıyla, bıyığıyla, ense tıraşıyla, favorisiyle, pantolonunun kumaşıyla ilgilenilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz." dedi.
 
"Darbe Dönemlerinin Dayatması Olan Kılık Kıyafet Zorunluluğu İnsan Tabiatına Aykırıdır"
Türkiye`de kadınlara 1930 yılında seçme, 1934 yılında seçilme hakkı verildiğini hatırlatan, Başkan Kimya, "2013 yılında hala ne giyeceklerine karar verme hakları yok. Şiddetle mücadele konusunda kampanyalar başlatan devlet, ne yazık ki en büyük şiddeti, başörtüsü yasağıyla kadınlara kendisi uygulamaktadır. Başarıyı, gelişmeyi ve değişimi zihinsel bir süreç olmaktan ziyade dış görünüşe endeksleyen bu çarpık bakış açısının tedavülden kalkma zamanı gelmiş ve geçmektedir. Darbe dönemlerinin dayatması olan kamu çalışanlarına kılık ve kıyafet zorunluluğu insan tabiatına aykırıdır. Yönetmelik, `Bıyık şeklinden, Kravat takma şekline kadar karar vermekte ve tek tip elbise giyileceğini belirtilmektedir" ifadelerini kullandı.
 
"Başörtüsü Yasağı Hariç Geçersiz Olan Bu Yönetmelik Bir An Önce Değiştirilmelidir"
Bayan çalışanların giyim kuşamlarında aynı baskıların gösterildiğine hatta ayakkabılarına kadar ilgilenildiğini aktaran Kimya, "`Kadınların giyeceği ayakkabılar ve çizmeler sade, normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur` şeklinde getirilen yaptırımların da pratikte hiçbir değeri yoktur. Başörtüsü yasağı hariç bütün sınırları geçersiz olan bu yönetmelik bir an önce değiştirilmelidir. Devlet halkın inançlarıyla kavga etmeyi artık bir kenara bırakmalıdır. İnsanlarını tanımlamayı değil, tanımayı seçmelidir." şeklinde konuştu.
 
"Kimse Kendisine Verilmeyen Yetkiyi Kullanmaya Kalkmasın"
Darbe dönemindeymiş gibi ilkel başörtüsü yasağı yönetmeliklerinin hala kaldırılmadığına değinen Kimya sözlerini şöyle sürdürdü: "Halk, nasıl giyinileceğim, saçların nasıl taranacağını, başın örtülü mü açık mı olunacağını belirlesinler diye hiçbir zaman otoriteye yetki vermemiştir. Kimse kendisine verilmeyen yetkiyi kullanmaya kalkmasın. Halk, despotlaşan yönetimlerin insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan yaptırımlarını ortadan kaldırsın diye demokratik hakkını kullanmış ve mevcut iktidarı iş başına getirmiştir."
 
"Kamuda Çalışan Kadınlara Başı Açık Olacak Dayatmasına Son Verilsin"
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin acilen değiştirilmesini, isteyen Kimya, "Kamuda çalışan kadınlara başı açık olacak şeklinde dayatma yapılmamasını, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine aykırı olan başörtüsü yasağının tamamen kaldırılmasını, çalışanlar olarak ne giydiğimizle değil, ne ürettiğimizle ilgilenilmesini istiyoruz." diye konuştu. (Murat Dalgın, Harun Kırmızıtoprak - İLKHA)