HÜDA PAR İstanbul İl Gençlik Kolları, "Şubat Ayı Şehadet Ayı" farkındalık etkinlikleri kapsamında "İz Bırakanlar" temasıyla Bağcılar Halk Sarayı'nda düzenlenen etkinliğe gençlik kolları teşkilatının yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Av. Mahmut Şahin'in açılış konuşmasıyla devam etti.

Son dönemlerde "siyasal İslam çöktü" şeklinde bazı söylemlerin olduğuna dikkat çeken Şahin, siyasal İslam'ın; içtimai, siyasi hüküm ve taleplerden oluştuğunu ve bu taleplerin çökme, iflas etme gibi durumlardan kati olarak uzak olduğunu ifade etti.

İslam'ın hüküm ve taleplerinin ilelebet yaşayacağını belirten Şahin, çöken bir şey varsa onunda sahte Müslümanlıkların, din kisvesi altında sunulan ırkçı ve milliyetçi anlayışlar ile kültürel emperyalizmin olduğunu belirtti.

Düzenlenen programa konuşmacı olarak atılan İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, Müslümanların karşı karşıya kaldıkları fitnelere dikkat çekerek İslam alimlerinin buna bir çözüm bulmaları gerektiğini söyledi.

"Eğer Kudüs yanlış ellerde olursa yeryüzü hep ifsat içinde olur"

Vahyin en çok indiği yerlerden birisinin Kudüs olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, "Belki en son vahiy Mekke'de, Medine'de indi ama Allah'ın resullerinin çok büyük bir kısmı Filistin'de, Kudüs'teydi. En çok vahiy oraya indi. Eğer Kudüs emin ellerde olursa yeryüzü emin olur. Eğer Kudüs emin ellerde olmazsa inanın ki, yeryüzünün huzuru hiçbir zaman sağlanamaz. Eğer Kudüs yanlış ellerde olursa yeryüzü hep ifsat içinde olur." diye konuştu.

"Peygamberlerin soyundan gelen güzel insanları, önce Makedonya ardından da Roma kirletip istila etti"

Kudüs'e peygamber olarak gelen Hazreti Yahya (Aleyhisselam) üzerinde durulması gerektiğini vurgulayan Göktaş, "Hazreti Yahya öyle bir dönemde geldi ki, İsrailoğulları işgal edilmişti. Önce Makedonya işgal etti. Yunan kültürünü, Helenizm'i direk dayattı. Peygamberlerin soyundan gelen güzel insanları, önce Makedonya ardından da Roma kirletip istila etti." şeklinde konuştu.

"Bugün ümmetin karşı karşıya olduğu en büyük fitne yuvalarımıza yönelen fitnedir"

Müslümanların tağutlar-diktatörler, diktatörlerin taşeronları ve İslam adına mücadele ettiğini düşünen üç grup insan tarafından şehit edildiklerini söyleyen Göktaş, sözlerine şöyle devam etti:

Hazreti Yahya geldiğinde Romalılar Kudüs'ün yönetimini bir taşerona vermişlerdi. Ne idüğü belirsiz olan Herodes hanedanına verdi. Çünkü bu 'Herodes' denilen adam, Yunan hayranıydı. Kozmopolitlik hayranı, sosyeteydi. Yani bugün ki terbiyesizlik ve ahlaksızlığın hayranı olmuşlardı. İsrailoğullarına da bunu dayatıyorlardı. İşte böyle bir günde Allah'u Teala Hazreti Yahya'yı gönderdi. Hazreti Yahya bilinmeyen bir yerden, çölden ve güçlü bir eğitimden geldi. Hazreti Zekeriya'nın organize ettiği İslami bir eğitimle yetişmişti. Öyle heyecan verici bir gelişi vardı ki, 'tevbe edin, Allah'a yönelin, çünkü vahyin hakimiyeti yakın' diyordu. İnsanları dürüstlüğe, ihlasa, tevbeye, Allah'a yönelmeye davet ediyordu. Kısa zamanda yüzlerce genci etrafında topladı. Hazreti İsa (Aleyhisselam) o gençlerden birisiydi. Hazreti İsa, önce Hazreti Yahya'nın öğrencisi, havarisiydi. Hazreti Yahya, Yahudilerin taşeron kralı olan Heredos'un İsrailoğullarının aile yapısı ve ahlakını bozacağını biliyordu. Onun için Heredos'u hedef aldı. Bu adi adam bir gün doğum gününü kutluyordu. Doğum gününde dans eden bir kıza 'dile benden ne dilersen' diye sordu. O da annesine danışarak Hazreti Yahya'nın başını istediğini söyledi. Böylelikle Hazreti Yahya şehit edildi. Bugün ümmetin karşı karşıya olduğu en büyük fitne yuvalarımıza yönelen fitnedir. Kızlarımıza, eşlerimize, sıcak yuvalarımıza, nikahımıza yönelen tehlike aynen Hazreti Yahya'nın dönemindeki tehlikeydi. Hazreti Yahya, bunun biricik şehidiydi.

"İslam alimleri fitne ateşine çözüm bulmalıdır"

İslam adına cihad ettiklerini zannedenlerin Allah'u Ekber nidalarıyla Müslümanların birbirini katlettiğini belirten Göktaş, son olarak şu ifadelere yer verdi:

Arap dünyasının zindanları dindar Müslümanlarla dolu. Amerika'nın, Rusya'nın bombaladığı hariç halimize bakarsanız özellikle bu taşeronlar, zalimlerin, firavunların taşeronları Müslümanlara kan kusturuyor. Tarih yine tekerrür ediyor. Bunları bilmemiz lazım. Bizi üçüncü öldüren biri var. Birisi firavun-tağutlar ve onların taşeronlarıdır. Üçüncüsü de eline kılıcını alıp, 'Allah'a yemin olsun ki bu kılıcımla dünyanın en adi, en şerli adamını öldüreceğim' diyen Abdurrahman İbni Mülcem gibileridir. Kafasına vurup şehadete gönderdiği de Hazret Ali. Biz Hazreti Hüseyin'i, Hazreti Hamza'yı çok andık ama Hazreti Ali'yi anmadık. Yanlış yaptık. Bu ümmet Hazreti Ali üzerinde durmalıydı. Çünkü Hazreti Ali'yi şehid eden yol öyle bir açıldı ki, bugün bu ümmet Amerika'dan, Rusya'dan daha çok Allah'u Ekber diyen insanlar etrafından birbirlerini öldürmektedir. Buna İslam ümmetinin alimleri çözüm bulmalıdır.

Program, Özlem Ajans sanatçılarının seslendirdiği ilahi ve ezgilerin ardından tiyatro gösterimi ile son buldu. (İLKHA)