Bizler bu yeni fırsatta kendimize yeniden çekidüzen vermeli; günden güne safileşip yüksele yüksele, Şaban'dan, Ramazan'a arifane geçmeli; en sonunda da maddi, manevi ve ruhi bakımdan gerçek bir bayrama ermeliyiz.

Abdül-Kadir-i Geylani (k.s.) (Hayatı; Hicri 470-561/Miladi 1077-1166) Günyetü't-talibin adlı eserinde şöyle yazıyor:

"Receb: Tevbe; Şaban muhabbet; Ramazan da Hakk'a kurbiyet ve vuslat ayıdır."

"Receb: Günahı, zulm ü cevri terk etme; Şaban: Salih amel işleyip vefa gösterme; Ramazan ise Sıdk u sefaya erme ayıdır."

"Receb'de şevkle girişilen tevbe ve hasenat, kabule mazhar olur; Şaban'da işlenmiş eski seyyiat, afv ü mağfiret kılınır; Ramazan'da ise kula, ilahi ihsan ve ikramlar bahşedilir."

Bu sebepten, baş tacımız, göz nurumuz ve gönül sürurumuz, sevgili Peygamberimiz, bu ÜÇ AYLAR hakkında:

"Receb Allah'ın, Şaban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır." Buyurmuş.

Zünnun-ı Mısri (rh.a.) (vefatı: Hicri 245/Miladi 859) diyor ki: "Receb ekme, Şaban sulama ve tımar, Ramazan ise hasad ve biçim ayıdır."

"Sene bir ağaca benzetilse Receb, o ağacın yapraklanma; Şaban, çiçeklenip meyvelenme; Ramazan ise olgunlaşan mahsulün devşirilip toplanma zamanıdır."

Hülasa: Günahkar, asi, mücrim, gafil kulların, eğriyi bırakıp doğruya, batılı bırakıp Hakk'a, kötüyü bırakıp iyiye yönelmesi, yani Tevbe-i nasuh eylemesi:

Yaratılışın gayesini sezip, görevini idrake başlaması, sorumluluğunu hissetmesi, aziz ve celil rabbimiz olan Allah'a mahbub ve makbul kul olmaya yönelmesi;

Numune-i imtisalimiz, rehberimiz, Rasulullah efendimize (s.a.v.), Efendimize has halis ümmet olmaya çalışması için ÜÇ AYLAR her yıl tekerrür eden büyük bir imkan, kıymetli bir fırsat, uygun bir zaman ve vasattır.

Aziz kardeş! Bu büyük lütfun kadrini bil! Acaba bir daha ki tevbe mevsimine erebilecek misin? Fırsat geçirme, tembellik ve gafleti kov, gayrete gel, Hakk'a dön! O'nun engin rahmetine talip ol, yolunda kaim-zikrinde daim ol ki, cümle felah bundadır.