4 milyon eser kapasiteli Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in katılımıyla açıldı. 

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"Öncelikle dün gece Almanya’nın Hanau kentinde meydana gelen menfur saldırıda hayatını kaybeden gurbetçi vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabır niyaz ediyorum. Yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Başta Büyükelçiliğimiz görevlileri olmak üzere ilgili tüm birimlerimiz süreci hassasiyetle takip ediyor, vatandaşlarımıza gereken desteği sunuyorlar. Alman makamlarının, saldırıyı tüm boyutlarıyla aydınlatmak için gereken her türlü çabayı göstereceğine inanıyorum. "

Ankara için tarihi bir an

"Bugün ülkemiz ve Ankara’mız için gerçekten tarihi bir ana şahitlik ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizin açılışı vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

"Biruni, Mirza Uluğbek, İbn-i Sînâ, Harezmî, Ali Kuşçu gibi ilim erbabı; İmam Buharî, İmam Mâturîdî, İmam Tirmîzî, Bahâuddin Nakşibendî gibi manevi önderlerimiz bize Maveraünnehir’in armağanıdır. Mesela Uluğ Bey, 36 yıl devlet yönetmenin yanında, yaptırdığı Rasathane ile günümüze kadar sönmeyen bir ilim ateşi yakmıştır. 

Sarayını adeta bir akademiye dönüştüren, zamanının meşhur bilginlerini buluşturan bu ilim sevdalısı hükümdar, Buhara Medresesi’nin girişine “İlim tahsil etmek, kadın ve erkek herkese farzdır” Hadis-i Şerifini nakşettirmişti.

Zic-i Uluğ Bey dediğimiz yıldız kataloğu, teleskop bulununcaya kadar hazırlanmış en mükemmel eser kabul ediliyordu. İşte bu ilim iklimi, asırlar boyunca Taşkent ile Ankara, Semerkand ile Konya, Buhara ile Bursa, Hive ile Edirne’yi aynı şekilde beslemiş, zenginleştirmiştir. Bu anlamlı günde Millet Kütüphanemizin açılışını zat-ı devletleriyle birlikte yaparak, ortak medeniyetimiz konusunda tüm dünyaya çok önemli bir mesaj verdiğimize inanıyorum."

"Yüzlerce kitabınız varsa, yüzlerce âlimin dostusunuz demektir"

"Her kitap bir âlimdir. Eğer yüzlerce kitabınız varsa, yüzlerce âlimin dostusunuz ve onların ilminden faydalanıyorsunuz demektir. Bu da bir nevi dünyada cennet hayatı yaşamak, cennet meyvelerinden tatmaktır. Zira biz, her âlimi, gölgesinden istifade edilmesi gereken bir cennet ağacı, kitapları da o ağacın meyveleri olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Ecdadımız, duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutmuştur.

Hangi şehrimize giderseniz gidin, orada bir kandil gibi etrafını aydınlatırken asırlara meydan okuyan kütüphaneler görürsünüz. O kütüphanelerin kimi Sivas’taki Ziyabey Kütüphanesi gibi şirin, kimi de İstanbul’daki Beyazıt Kütüphanesi gibi heybetlidir. Raflarında arzı endam eden her bir eser, üzerinden zaman geçtikçe kıymeti artan mücevherler gibidir. Oralarda, Sâdî’nin Gülistan'ı gül kokuları saçmaya, Mevlânâ’nın Mesnevi'si gönüller açmaya devam eder. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesiyle çıktığınız gezinin sonunu getiremez, Gazâlî'nin İhyâ'sını bir türlü bitiremezsiniz."

Seçkin eserlerle donatılan kütüphaneler

"Bizim kütüphanelerimiz, ilim yolunda bir ömrü fikirle, yazıyla, mücadeleyle dolduran ecdadın, tıptan astronomiye, mühendislikten sosyal bilimlere bütün alanların en seçkin eserleriyle donatılmıştır. Eğer bizler bu nadide mücevherleri, okumaktan, incelemekten mahrum bırakırsak, gurbet diyarında bir başına kalmış yetimlere çeviririz. İlk emri “ikra” yani “oku” olan bir dinin, bilenle bilmeyenin eşit olmadığını vazeden bir inancın müntesipleriyiz.

“Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz” buyuran ve mescide girdiğinde “zikir halkası” yerine “ilim halkasına” oturmayı tercih eden bir Peygamberin ümmetiyiz. Tarih boyunca nerede bir medeniyet kurma, ihya etme gayreti varsa, orada bir kütüphane inşa çabası da mevcuttur. Nerede bir soykırım, savaş, medeniyet yıkımı varsa, ilk hedef yine kütüphaneler olmuştur. Hülagü’nün başında olduğu Moğol orduları kütüphaneleri yakarken, Semerkand gibi asude bir şehri inşa eden Timur, kütüphaneler kurarak, Semerkand’ı bilimin başkenti yapmıştır."

İslam kültürünün en önemli eserlerini yerle bir ettiler

"İslam medeniyetinin parlak yıldızı Endülüs, bu vasfı kazanırken de, kaybederken de, işin merkezinde yine kütüphaneler vardı. Bugün de, benzeri kültür katliamları ne yazık ki yine kütüphaneleri hedef alarak devam ediyor.  

DEAŞ ve diğer terör örgütleri, Irak’ta, Suriye’de binlerce nadide eserin bulunduğu kütüphaneleri bombalayarak, İslam kültür ve medeniyetinin en önemli eserlerini yerle bir etmişlerdir. Hâlbuki bizim medeniyetimiz, asırlar boyunca hep ilmi gelişmelerin merkezinde yer almıştır.

Bilgiye ulaşmak için dünyanın en ücra köşelerine gitmekten çekinmeyen ve bütün ömrünü ilmi araştırmalara vakfeden ecdadımız, varisi olmakla iftihar ettiğimiz bu sevgi ve bilgi medeniyetini bizlere miras bırakmıştır. Bu medeniyetin en önemli remzi, Adriyatik kıyılarından Çin Seddi’ne kadar uzanan o geniş coğrafyada inşa ettiği külliyelerdir. İşte o külliyeler, günümüzde de medreseleri, camileri, sanat merkezleri ve kütüphaneleriyle bilginin, hikmetin, aşkın, zarafetin sembolleri olarak varlıklarını sürdürüyorlar. "

İnsanlığın ortak hafızası kütüphaneler

"Devrinin en zengin kütüphanelerini bünyesinde barındıran külliyeler, merkezinde yer aldıkları şehirlerin hem kültürel hem de ekonomik yönden birer çekim merkezine dönüşmesini sağlamıştır. Hiç şüphesiz kütüphaneler, insanlığın ortak hafızasıdır. Babil’den Mısır’a, Asur’dan Yunan ve Roma’ya kadar insanlığın bütün mirasını bir arada bulabileceğimiz yegane mekanlar kütüphanelerdir. Avrupa’nın Orta Çağ karanlığına mahkûm olduğu yıllarda Bağdat, Kahire, Şam, Kurtuba, Buhara, Merv, Semerkand, Konya, Mardin, Erzurum gibi İslam şehirleri, medreseleri ve kütüphaneleri ile dünyaya ışık saçıyordu.

800’lü yılların başında kurulan Beyt’ül Hikme’nin karşısına Dar’ül Hikme inşa edilerek çıkılıyordu. Kaynağı Hind’den Eski Yunan’a kadar uzanan binlerce cilt eseri bu kütüphaneler muhafaza etmiş, sonraki nesillere ulaştırmıştır. Daha sonra, insanların vahşice katledildiği, şehirlerin yerle bir edildiği kara günlerde, kütüphanelerimiz ve kitaplarımız da yakılarak, ırmaklara atılarak adeta soykırıma uğratılmıştır. Fakat onca yağma ve talana rağmen, bizim kütüphanelerimiz her zaman değerini ve itibarını korumuştur. Hatta Batı’nın Eski Yunan metinleri ile buluşması bile bizim kütüphanelerimiz sayesinde olmuştur. Ancak o dönemin Avrupa’sında bağnaz düşünce o kadar hâkimdir ki, bu eserlerden faydalanmak için Rönasans’a kadar beklenmek zorunda kalınmıştır."

"Ülkemize yakışır bir kütüphane"

"Başbakanlığım döneminde, devlet yönetim merkezi olarak tasarladığımız bu külliyede, mutlaka medeniyetimiz ve ülkemize yakışır bir kütüphanenin de yer almasını istedik. Camimiz, Kültür ve Kongre Merkezimiz, Sergi Salonumuz ve Kütüphanemiz ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin, medeniyetimize layık bir eser haline gelmesini sağladığımıza inanıyorum. Külliyemizin diğer birimlerini daha önce hizmete sunmuştuk. Bugün açılışını yaptığımız Millet Kütüphanesi ile külliyemizi tamama erdirmiş oluyoruz. "

4 milyon basılı eserle zenginleşti

"Kütüphanemiz, daha inşa aşamasında yurt içinden ve 134 farklı dilde kitap akışı ile zenginleşmiş, çok farklı disiplinlerden 4 milyon adet basılı esere kavuşmuştur. Ayrıca, 120 milyon makale ve rapor yanında, 550 bin e-kitapla gerçekten önemli bir seviyeye ulaşmıştır. İnşallah bu kitap seferberliğini daha da genişletecek, en kısa sürede 5 milyonu da aşan bir hacme kavuşacağız. Bu vesileyle, şimdiye kadar kitap bağışında bulunan tüm kitapseverlerimizi tebrik ediyorum. Abdülbaki Gölpınarlı, Cemil Meriç, Cinuçen Tanrıkorur, Hasan Celal Güzel, Mehmet Şevket Eygi, Şefik Can gibi nice önemli ismin adları, inşallah koleksiyonlarıyla burada yaşamaya devam edecek.

Özellikle nadide eserlerden oluşan kütüphanesi bulunan tüm ilim, fikir ve sanat erbabımızı, eserlerini ve isimlerini yaşatmak üzere buraya bağışta bulunmaya davet ediyorum. Gelecekte gölgesinde oturamayacağımızı bilsek de bugün toprağa attığımız bu tohumlar, hepimiz için bir sadaka-i cariyedir. Böyle bir eserin medeniyetimize ve milletimize kazandırılmasında, mimari projesinden inşasına, donanımından işletmesine kadar tüm safalarında emeği geçen, katkısı olan herkese şükranlarımı sunuyorum.  "

Cumhurbaşkanlığı Milet Kütüphanesi hakkında

Kütüphanede 2 milyon matbu eser, 2 milyon süreli yayın bulunuyor

İnşa çalışmalarına 2016'da başlanan kütüphane, 125 bin metrekare kapalı alana sahip ve aynı anda 5 bin kişiye hizmet verebilecek. Kütüphanede 4 milyon basılı, 120 milyonun üzerinde elektronik yayın ile 550 bin e-kitap ve nadir eser bulunuyor.

Türkiye'nin en büyük kütüphanesi

Basılı kaynakların yanı sıra elektronik kaynak aboneliklerine de başlanan kütüphanede, 100 farklı ülkeden 134 farklı dilde basılı kitap ile 120 milyon makale ve rapor, uzunluğu 201 kilometreyi bulunan raflarda yer alıyor.

"Türkiye'nin en büyük kütüphanesi olma" niteliği dışında Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nin hem koleksiyonu hem de hizmetleri açısından dünyanın sayılı kütüphaneleri arasına girmesi bekleniyor.

Kütüphaneden faydalanmak isteyen yeni kimlik kartı sahibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, turnikelerdeki haznelere kimlik kartlarını okutarak kolaylıkla ve hızla giriş yapabilecek. Eski kimlik kartı sahipleri kütüphane giriş bankolarından "hızlı giriş kartı" alarak kütüphaneden yararlanabilecek. Henüz 15 yaşını doldurmamış kullanıcılar, kütüphane giriş bankolarından hızlı giriş kartı alarak turnikelerden geçebilecek.

Kütüphaneye üyelikler, e-Devlet üzerinden gerçekleştirebilecek. Yabancı uyruklular da pasaportları karşılığında alacakları "geçici giriş kartlarıyla" kütüphane hizmetlerinden faydalanabilecek.

Araçlarıyla kütüphaneye giriş yapmak isteyen yeni ve eski kimlik sahibi kullanıcıların, kimlik ve araç ruhsatlarını ibraz etmeleri gerekecek. Türkikeli kullanıcılar, e-Devlet üzerinden oluşturdukları hızlı giriş kartlarında bulunan QR kodunu araçtan inmeden görevli personele göstererek kütüphaneye giriş sağlayabilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve tarihçilerin bağışlanan kitapları da var

Kütüphanede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra gazeteci-yazar Mehmed Şevket Eygi, edebiyat araştırmacısı ve tarihçi Prof. Dr. Abdülbaki Gölpınarlı, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bestekar ve ut virtüözü Cinuçen Tanrıkorur, sanat tarihi araştırmacısı Mustafa Kamil Dürüst, şair ve yazar Mustafa Şerif Onaran, yönetmen Muhsin Mete, gazeteci Ahmet Günel Elgin, eski AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan, yayınevi sahipleri Saman-Hatice Helvacıoğlu, araştırmacı yazar Şefik Can, eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, yazar Cemil Meriç, Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve edebiyatçı Prof. Dr. Abdurrahman Güzel'e de ait çok sayıda bağışlanan kitap bulunuyor.

Kütüphanede 5-10 yaş arası kullanıcılar için Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi, 10-15 yaş arası kullanıcılar için Gençlik Kütüphanesi ile Ses ve Görüntü Kütüphanesi, Nadir Eserler Kütüphanesi, Araştırma Kütüphanesi, Cihannüma Salonu, Süreli Yayınlar Salonu, Selçuklu Müze ve Sergi Salonu, Anadolu Salonu, Divan Salonu, Mücellithane, Kitap Şifahanesi ve davet kabul alanları, 500 kişilik konferans salonu, teknoloji sınıfları, mesleki eğitim sınıfları, özel grup çalışma ve film izleme alanları, yemek salonları, seminer salonları, mescit, personel çalışma alanları ve dinlenme alanları yer alıyor.

16 sütunlu Cihannüma Salonu'nda "Dünya Kitaplığı"

16 sütunun bulunduğu Cihannüma Salonu, 3 bin 500 metrekare alanda, 224 kişilik oturma kapasitesi ve 200 bin kitaptan oluşan koleksiyona sahip. Salonun kubbesinde, Alak suresinin "O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir" şeklindeki 4. ve 5. ayetleri yer alıyor.

Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Genel Müdürlüğü ile yürütülen çalışmayla Türkiye'nin yurt dışı temsilciliklerinin bulunduğu tüm ülkelerden getirilen, ilgili ülkenin kültür, tarih konularını içeren kitaplar, kütüphanenin Cihannüma Salonu'ndaki "Dünya Kitaplığı" kısmında sergilenecek.

Dünya Kitaplığı'nda, aralarında Özbekistan, Hindistan, Şili, Fransa, Çin ve Belarus'un da bulunduğu bazı ülkelerin kitaplarını, bu ülkelerin büyükelçileri ve temsilcileri bizzat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gelerek teslim etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise özel temsilcisini göndererek, Fransa Milli Kütüphanesi ile ortak çalışmalar yapılabileceğini Türkiye'den yetkililere iletti.

Kaynak, TRT aber