Hafızlık Tespit Sınavı'na girerek belge almayı hak eden öğrencilerin sertifikalarının ön yüzünde Peygamber Efendimizin bir sözünden etkilenerek hafızlığa adım attığını belirten Çinar, hocalarının sayesinde hafız olduğunu söyledi.
Çinar, "Yaklaşık 6 buçuk yıldır Diyanet İşlerinde hizmetli personel olarak görev yapmaktayım. Burada eğitimini tamamladıktan sonra hafızlık sertifikası alan öğrencilerin ellerindeki sertifikada; "Çocuğuna Kur'an-ı Kerîm'i yüzüne okumayı öğreten kimsenin geçmiş ve gelecek günahı mağfiret edilir. Çocuğunu hâfız yapan kimseyi de Cenab-ı Hak, kıyamet gününde ayın on dördü gibi parlak bir sûrette diriltir. Çocuğuna: 'Oku!' denilecek. Çocuğu her bir âyet okudukça Allah Teâlâ da babasının (makamını) bir derece yükseltir. (Bu durum) ezberlediği Kur'an-ı Kerîm'i sonuna kadar (okuyuncaya) devam eder." Hadisi vardı. Bu hadisten yola çıkarak hafızlık aşkı içime yerleşti." ifadelerine yer verdi.
"Sabah namazından sonra işyerime gelip işleri erken bitirip programımı uygulamaya çalışıyordum"
Hafızlığını yapabilmek için bir programın olması gerektiğini söyleyen Çinar, "Hem dünyada hem ahirette bu şerefe erişmek herkese nasip olmaz. İlk başladığımda bitireceğime inanmıyordum. Hocalarımın destekleriyle hafızlığı bitirip hafız oldum. Yarısına geldiğimde, 'Kendi kendime çalışınca yapılabiliyor.' dedim ve Allah'a hamd olsun hafız olma şerefine nail oldum. Hafızlık, programsız olmuyor. Ben 8.30'daki işi erken yapabilmek için sabah namazından sonra yatmayıp buraya gelip işlerimi halledip hafızlık programımı uygulamaya çalışıyordum." ifadelerini kullandı.
"Boş zamanımı boş işlere değil, Kur'an-ı Kerimi ezberlemeye ayırıyordum"
Normal bir öğrenci gibi hafızlığa hazırlandığını belirten Çinar, "Mesai saatlerinden dolayı benimle ilgilenen hocalarım bana öncelik tanıyıp ezberlerimi benden istiyorlardı. Ezberlerimi verdikten sonra saat 11.00'den saat 13.00'a kadar işlerimi bitiriyordum. O zaman içerisinde fırsatını bulduğum da gözümün ağrımaması için 20'dakika uyuyordum. Akşam yemeğine kadar olan boş zamanımı boş işlere değil, Kur'an-ı Kerimi ezberlemeye çalışıyordum. Kendimi burada normal bir öğrenci gibi davranıyorum. Bir öğrenci nasıl teneffüs yapıyorsa bende öyle yapıyordum." şeklinde konuştu.
"Yeryüzünde yürüyen Kur'an olmak çok büyük bir şereftir"
Çinar, "Mesai saati bittikten sonrada kısa bir süre içerisinde eşimi ve çocuğumu görüyorum. Onları gördükten sonra tekrar buraya gelip akşam saat 22.00'ye kadar kalıyor ve ertesi günkü dersin hazırlıklarını yapıyordum. Bu şekilde çalışarak Kuran'ı ezberledim. Hafız olduktan sonra manevi huzur olduğunu fark ettim ve bundan dolayı çok mutluyum. Bu mutluluk hiçbir şeye değişmez. Çünkü yeryüzünde yürüyen Kur'an olmak çok büyük bir şereftir. Allah'tan tek isteğim hafızların sayısını artırması ve hafız olmak isteyenlere nasip etmesidir." dedi. (Gıyasettin Tetik-İLKHA)