Geçtiğimiz sene Türkiye’nin çoğu bölgesinde yaşanan don olayı nedeniyle üreticiler yüksek oranlarda zarar gördü. Bugünlerde yaşanan yoğun kar yağışı nedeniyle yaşanabilecek zirai don tehlikesine karşı alınacak önlemler ise büyük önem arz ediyor.

Ziraat odaları ve mühendisleri, kış ayları için belirli havzalarda saman stoku yapılmasının altını çiziyor. Mühendisler, “Oluşabilecek don tehlikesine karşın bahçelerde saman yakılırsa ve bahçede yeterince dumanlama yapılırsa kısmen de olsa bu don önlenmiş oluyor.” önerisinde bulunuyor.

Gaziantep ve çevrelerinde hava sıcaklığının gündüz 2-3 dereceye kadar düştüğüne dikkat çeken Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Gaziantep Şube Başkanı Ziraat Mühendisi Kenan Seçkin, geceleri ise hava sıcaklığının eksi dereceleri gördüğünü belirtti.

Seçkin, zeytin üreticileri başta olmak üzere üreticilerin Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Meteorolojinin uyarılarını dikkate almaları gerektiğini söyledi.

Kış aylarında bazı bitkiler ve ağaçların soğuklama ihtiyacı olduğunu belirten Seçkin, “Bitki fizyolojisine baktığımız zaman tüm meyve ağaçlarının veya bitkilerin kışın belli bir süre soğuğa ihtiyacı vardır. Yani soğuklamaya ihtiyacı vardır. Biz buna ‘vernalizasyon’ diyoruz. Bunlar çeşitlere göre değişiyor. Örneğin soğuklama ihtiyacı en yüksek olan meyvelerin başında bölgemizde yetişen elma vardır. Elma nerede yetişiyor? Soğuk bölgede ve soğuğun çok fazla olduğu yerde yetişiyor. Ama soğuklama ihtiyacı az olan bitkiler ise Antep fıstığı ve zeytindir. Antep fıstığı ve zeytin biraz daha alçak ovalarda yetişiyor. Bundan dolayı bu soğuklar, bu bitkilerin soğuklama ihtiyacını karşılamak için olması gereken iklimsel olaylardır diye düşünüyoruz, bunu da istiyoruz.” dedi.

“Bu sezondaki donlar, zeytin ağaçlarının kurumasına neden oluyor”

Şu anda bütün bitkilerin özellikle çok yıllık bitkilerin kış uykusunda olduklarını hatırlatan Seçkin, “Ama zeytin ağacı hariç. Çünkü zeytin yaprağını dökmeyen ve kışın dahi uykuyu hissetmeyen bir bitkimizdir. Özellikle de bu son zamanlarda ilimizdeki don olayları zeytin ağaçlarında kurumalara neden oluyor ve yapraklar soğuktan yanıyor, dökülüyor, üst aksamlar kuruyor ve alttan yenileri çıkıyor. Dolayısıyla bu da bizim tarımda istemediğimiz bir durum. Dolayısıyla çiftçiler özellikle dere yerlerde, su havadan da daha ağır olduğu için havadaki don olayı havadaki suyun donmasıdır. Havadaki su donduğu zaman da alçak alana geliyor. Özellikle alçak çukur yerlerdeki zeytinlere çok fazla zarar veriyor. Zeytin bahçeleri çukur ve don olabilecek yerlerde, meteorolojinin ve İl Tarım Müdürlüğünün uyarılarını dikkate alarak, mutlak surette evimizdeki atık samanları, odunlarımızı ve özellikle lastikleri, o bölgelerde yakmamız lazım. O havanın hava dolaşımını ısıtmamız lazım. Isıtmadığımız takdirde özellikle de bu sezonda olan donlar, bölgemizde zeytin ağaçlarını çok etkiliyor, kurumalara neden oluyor.” ifadelerini kullandı.

“Aşırı donların hububatı etkileme riski var”

Zirai donun, hububat ekili alanları da olumsuz etkilediğine dikkat çeken Seçkin, “Özellikle de tek yıllık bitkilerde, hububat ve bakliyatta eğer tarlada aşırı yağıştan dolayı su göllenmesi varsa, suyun içinde kalan yeşil aksamlar, çürümelere, kurumalara neden oluyor ve kuruyor. Ama alttan yenisi de çıkıyor. Bu donlar belki çok olumsuz etkilemez. Ama aşırı donların hububatı etkileme riski var. Üreticilerimiz bu konuda dikkatli olmalı ve tedbir almalıdır.” uyarısında bulundu.

“Dumanlama yöntemiyle önlem alınmalıdır”

Seçkin, üreticilerin daha önce yaptıkları dumanlama yöntemini de kullanarak bahçelerini zirai dondan azami şekilde koruyabileceklerine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Zirai mücadele yönünde topraktaki birçok don, bölgede epidemi oluşturan zararlı organların bir kısmını, açıkta kalanlar veya yüzeysel kışı geçirenlerde ölümlere neden oluyor. Bu yönden artıları var, toprağın mikro organizması yönünden olumlu etkileri vardır. Ama zeytin hariç. Bizler normalde don istemiyor değiliz, don mutlaka olacak ve bizim bölgemiz için bu don lazım. Ama örtü altı yetiştiricilik yapılan bölgeler dona çok daha hassas bölgelerdir. Bu bölgelerde don olayının etkileri daha farklıdır. Ama bizim bölgemizde genellikle açık tarla tarımı yapıldığı için şu an önceden fazla bir yağmur yağıp, tarlalarda su göllenmesi olmadığı için bu don sadece bu bölgede zeytinleri olumsuz etkiliyor. Bunun yanında belki bazı endemik bitkileri, kışın uyku halinde değil, yeşil aksam olarak geçiren bu endemik bitkilerde belki olumsuz etkileri var. Ama bu bölgemizde en çok zeytinin etkileneceğini söyleyebiliriz. Onun içinde mutlak surette üreticilerimizin zeytin bahçelerinde, eksi dereceye düşen ve gecenin geç saatlerine eksi 9-10 gibi durumlarda lastik, saman veya çok kalın odunları yakarak, bahçede duman ve hava dolaşımını oluşturmaları gerekir.”

“Soğuklama ihtiyacını karşılayan bitkilerde erken uyanma riski var”

Bahar aylarında yaşanan donun ürünler için daha tehlikeli olduğuna dikkat çeken Seçkin, “Soğuklama ihtiyacını karşılayan bitkiler, ilkbaharda zamanı gelmeden erken uyanırlar ve uykusunu alan canlılar, uyanmaya yönelir. Soğuklama ihtiyacını karşılayan bu bitkilerde uyanmaya yönelik bir atılım sağlar. Uyanmaya yönelik bir eğilim gösterirler, uyanmaya başlar. Dolayısıyla bitkilerin kışlık yani soğuklama ihtiyacını karşılayıp erken uyanması ilkbahar geç donlarından olumsuz yönde etkilenmelerine sebep olur. Bu durum Antep fıstığı ve diğer tür bitkiler için de geçerlidir. Ama uyanması için yine sıcaklıklara ihtiyaç var. İlkbahar geç donlarını en çok nerede görüyoruz? Havaların ısınması, 15 derecenin üstüne çıkması bir süre sıcaklık o periyotta seyrettiği zaman açılır. Açıldığı zaman oluşan soğuklar en tehlikeli soğuklardır. Biz buna ‘ilkbahar geç donu’ diyoruz. Bitkiler en çok bundan etkileniyor. Şu an soğuklama ihtiyacını karşılayan bitkilerde de erken uyanma riski var. İnşallah o ilkbahardaki sıcaklık periyodik bir sıcaklık artışıyla yaza girersek bitkilerimizde bundan olumsuz etkilenmemiş olur.” şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)

video