Iraklı Âlim Mustafa Ebu Ömer, ABD Başkanı ABD Başkanı Trump'un açıklamış olduğu "Yüzyılın Anlaşması" denilen şer planı ile ilgili İLKHA mikrofonuna konuştu.

Kudüs önemine değinen Ebu Ömer, Kudüs'ün mübarek ve mukaddes bir belde olduğunu vurguladı.

Kudüs davasına kimsenin zarar veremeyeceğini vurgulayan Ebu Ömer, Kudüs'ün kalacağını Trump ve Netenyahu'nun yok olacağını ifade etti.

Kudüs için yapılan her eylemin önemli olduğunu belirten Ebu Ömer, kalbinde zerre kadar İslam ve Kudüs sevgisi olan herkesi, pazar günü Diyarbakır başta olmak üzere İstanbul ve Sakarya'da yapılacak mitinglere davet etti.

İslam devletlerinin en önemli sorununun yönetim sorunu olduğunu belirten Ebu Ömer, yöneticilerin iman ve Allah'a tevekkül noktasında büyük eksikliklerinin olduğunu ifade etti.

Müslümanların Hazreti Ömer, Talut, Selahaddin Eyyubi ve Abdülhamit Han gibi yöneticilere ihtiyacı olduğunu vurgulayan Ebu Ömer, İslam ümmetinin bu gibi liderlerden yoksun olduğunu sözlerine ekledi.

 

"Kudüs mübarek ve mukaddes bir beldedir"

Kudüs'ün, Müslümanların kalbinde büyük bir önemi ve yeri olduğunu belirten Ebu Ömer, "Kudüs'ün Müslümanlar açısından önemi büyüktür. İlk kıblemiz oradadır. Allah (celle celaluhu) İsra suresinde, 'Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir.' buyuruyor.  Kudüs'ün Müslümanların kalbinde de büyük bir yeri vardır. Kudüs davası Allah'a ve peygamberine iman eden her mü'minin odağıdır. Kudüs tarihi açıdan da bizim için büyük bir öneme sahip. Kudüs mübarek ve mukaddes bir beldedir. Davası da mübarek ve mukaddestir."

"Kudüs kalacak Trump ve Netenyahu yok olacaktır"

Kudüs davasına kimsenin zarar veremeyeceğini vurgulayan Ebu Ömer, "Kudüs kalacak ama Trump ve Netenyahu yok olacaktır. Trump ve Netenyahu, Kudüs davası üzerinden kendilerine bir zafer çıkarmak istiyorlar. Biliyorsunuz ikisi de şu an da çeşitli suçlardan yargılanıyor. O yüzden bu karar ikisinin aldığı bir karardır. Başka da kimseyi bağlamıyor. Bu ikisi bir gün gidecek ve Kudüs İslam ümmetinin davası olarak kalmaya devam edecektir. Buna hepimiz inanıyor ve iman ediyoruz." şeklinde konuştu.

"Asıl utanılması gereken bazı Müslümanların Kudüs'ün bir mal gibi satıldığı toplantıda bulunmalarıdır"

Müslümanların asıl üzen olayın, Kudüs'ün mal gibi satıldığı toplantıya bazı Müslümanların katılmaları olduğunu ifade eden Ebu Ömer, "Asıl utanılması gereken; Trump, Kushner veya Netenyahu'nun yaptığı değildir. Bazı Müslümanların Kudüs'ün bir mal gibi satıldığı toplantıda bulunmalarıdır.  Bahreyn ve BAE ve bazı Arap elçileri gibi. İslam topraklarının zenginliklerini çalan ve yağmalayan yöneticiler, o toplantıda Kudüs'ü satan taraftaydılar. Kudüs davası kalacak; Trump, Netenyahu ve mübarek Kudüs'ün mal gibi satıldığı toplantıya katılan herkes yok olacak ve tarihin çöplüğünde unutulacaklar. Birçokları Kudüs'ü almak istediler ama bugün yoklar. Eğer bizler Kudüs'e sahip çıkarsak bu tür kararlar, çocukça alınmış kararlar olarak kalacak. Zaten uluslararası toplumda da meşruluğu yoktur." diye konuştu.

"İslam ümmetinin en büyük sorunu yönetimdir"

İslam ümmetinin en büyük sıkıntısının yönetim sorunu olduğunu belirten Ebu Ömer, "Bizim çektiğimiz sıkıntılar, fikirsel veya gerekli kaynakların bulunmamasından değildir. Bizde bulunan fikir; Kur'an ve Sünnet gibi kaynaklar hiç kimsede yoktur. 'Kuşkusuz bu Kur'an en doğru olana iletir.' (İsra-9) Bakın Kudüs etrafında kümelenmiş bir ümmet var ama onu yönlendiren bir güç yok. Asıl sorunumuz buradadır. İslam ümmetinin en büyük sorunu yönetimdir. Bu ümmeti yöneten ve yönlendiren bir baş yoktur. Olgunlaşmış bir yönetim mevcut değildir." ifadelerini kullandı.

"Yöneticilerimizde iman ve Allah'a tevekkül noktasında büyük eksiklikler var"

İsrail oğulları tarihinde yönetim iki kısma ayrıldığını vurgulayan Ebu Ömer, "Birincisi; israil oğulları Mescid-i Aksa'ya girmek istediklerinde, 'Dediler ki: Ey Musa! Orada zorba bir topluluk var, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Ama oradan çıkarlarsa biz hemen gireriz. Korkanlar arasında Allah'ın kendilerine lütufta bulunduğu iki cesur adam şöyle dedi; Kapıdan üzerlerine hücum edin. Oraya girdiğiniz an artık kesinlikle siz galipsiniz. Eğer müminler iseniz ancak Allah'a güvenin.' (Maide 22-23). Şu an da bizim yöneticilerimizde iman ve Allah'a tevekkül noktasında büyük eksiklikler var. Gerektiği şekilde iman etmiyorlar." şeklinde konuştu.

"Yöneticilerimiz Mütevazı aynı zamanda adaletli olsunlar"

İkinci olarak yöneticilerin "Talut"(Aleyhi Selam) modelini benimsemeleri gerektiğini dile getiren Ebu Ömer, "Talut (Aleyhi Selam) askerlerine diyor ki; 'Kim ondan içerse benden değildir.' Yönetim ve alt tabaka birbirine sıkı sıkıya bağlı olmalıdır. İşte batı bundan korkuyor. Bu yüzden İslam ümmeti ile yöneticilerinin arasını ciddi bir şekilde açmayı başardılar. Yine Hazreti Ömer gibi bir modele ihtiyacımız vardır. Ne yaptı halife olarak, Mescid-i Aksa'ya eşeği ile mütevazı bir şekilde girdi. Biz de yöneticilerimizi böyle görmek istiyoruz. Mütevazı ve aynı zamanda Ömer'in adaletiyle hükmetmelerini istiyoruz." diye konuştu.

"Bizim Selahaddin Eyyubi ve Abdülhamit Han gibi modellere ihtiyacımız var"

Müslümanların Selahaddin Eyyubi ve Abdülhamit Han gibi liderlere de ihtiyacı olduğunu vurgulayan Ebu Ömer, "Bizim Selahaddin Eyyubi gibi bir modele ihtiyacımız var. O ne yapıyordu? Kudüs, haçlılar tarafından işgal edildiği müddetçe hiç gülmemişti.  Soruyorlar 'neden gülmüyorsun?'  O da cevap olarak, 'Kudüs necislerin ayakları altındayken ben nasıl gülebilirim' diye cevap veriyor.  Yine bizim Abdülhamit Han gibi bir modele ihtiyacımız var. Kendisinden Kudüs'te toprak isteyenlere Kudüs'ün karşılığının ancak kan olduğunu söylüyor. Onun yanına gelerek Kudüs karşılığında iflas eden Osmanlı'nın hazinelerini dolduracaklarını söyleyenlere, 'Bizim dedelerimiz Kudüs'ü kanlarıyla satın aldılar. Bize verecek kanınız var mı?' diyor. İşte bizim böyle liderlere ihtiyacımız var. Eğer bu mümkün olursa yemin olsun ki kazanacağız. Ne Libya'da ne Tunus'ta ne Mısır'da ne Kudüs'te ne de Bosna'da hiçbir sorunumuz kalmayacaktır. Çünkü o zaman biz lideriyle, ümmetiyle tek parça oluruz. Bizim buna çok acil bir şekilde ihtiyacımız var. Bu gerçekleşmediği müddetçe de bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Kalbinde zerre kadar İslam ve Kudüs sevgisi olan herkesi bu tür etkinliklere katılmaya çağırıyoruz"

Kudüs için yapılan eylemlere tüm Müslümanları davet eden Ebu Ömer, "Toplantı, gösteri ve tepkiler büyük bir öneme sahiptir. Kalbinde zerre kadar İslam ve Kudüs sevgisi olan herkesi bu tür etkinliklere katılmaya çağırıyoruz. Bu etkinliklerle Kudüs'ün bizim davamız olduğunu, sadece Filistinlilerin davası olmadığını gösteriyoruz. Kudüs davası tüm ümmeti Muhammed'in davasıdır. Çünkü Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oradan Miraç'a yükselmiş ve peygamberlerle buluşmuştur. Bu yüzden bu tür etkinlikler, dünyanın her yerinde yapılması gerekir. Ama bu tür etkinliklerin İslam ümmetinin ana şehirlerinden sayılan Mısır ve ümmetin merkezi olan Suudi Arabistan gibi yerlerde yapılacağını sanmıyorum." dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)