Elazığ’ın Sivrice ilçesinde, 6,8 büyüklüğünde meydana gelen ve 41 vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olan deprem öncesi İstanbul'dan 15 tatili değerlendirmek ve Elâzığ'da ikamet eden annesini ziyaret etmek amacıyla tatile gelen Sevim Mengi, depremin ardından yaşadığı zorlu ve sıkıntılı süreci anlattı.
Deprem gecesi çok büyük korku ve panik yaşadığını ifade eden Mengi, deprem gecesi sarsıntıdan dolayı annesinin oturduğu evin büyük zarar gördüğünü ve şu ana kadar kendilerine hiçbir yardımın ulaşmadığını öne sürdü.
Mengi, "İstanbul'dan 15 tatile geldim ama şansıma depreme burada yakalandım, çok kötü ve korkutucu bir gece yaşadım. Herkes perişan bir durumda. Tamam buralara çadırlar kurulmuş ama yardımlar çok fazla gelmiyor. Şunu diyebilirim ki annemlerin oturduğu birinci kat komple büyük bir hasar gördü. Gelip hasar tespitinde bulunacaklar ve yıkılıp yıkılmayacağına o zaman karar verecekler. Ama bize, şu ana kadar hiçbir yardımda bulunulmadı." dedi.
"O soğuk havada 2 yaşındaki çocuğumla geceyi dışarda geçirdik"
Mengi, annesinin oturduğu evin hasar görmesi nedeniyle geceyi 2 yaşındaki çocuğu ile birlikte soğuk havada geçirmek zorunda kaldığını ve şu ana kadar kendilerine hiçbir yardımın ulaşmadığını ileri sürdü.
"Bir battaniye dahi alamadık ve günlerce soğukta dışarda yatmak zorunda kaldık ki benim 2 yaşında bir çocuğum var." diyen Mengi, "Çocuğumla birlikte dışarıda kaldık. Gördüğünüz gibi şu anda üzerimde bulunan kıyafetlerimle dolaşmak zorunda kaldık. Evimize giremediğimiz için üstümüzü, kıyafetimizi bile değiştiremedik. Herkes böyle bekliyor ama bir yardım da göremedik. Evin bahçesine kurduğumuz çadırda kalıyoruz. O yüzden buraya geldim, bakıyorum, 'Kime ne veriliyor ne yapılacak?' diye. Tamam, devletimiz çok şükür hemen ilk günden yardımlarını esirgemedi ama aşağı kenar mahallelerde, Kültür Mahallesi'nde yardımlar dağıtılıyor ve olay bitiyor." diye konuştu.
"Annem ve kardeşim burada yaşıyor ve asıl mağdur olanlar onlar oldu"
Annesi ve kardeşlerini yakın zamanda bir eve yerleştirip İstanbul'a dönmek istediğini ifade eden Mengi, ailesinin büyük bir mağduriyet yaşadığına dikkat çekti.
Mengi, "İlk zamanlar buralar Suriyeli doluydu. Daha yeni yeni bir düzene giriyor ve vatandaşlar afetin şokunu yeni üzerlerinden atmaya başladı. Havalar çok soğuk, ilk günler elektrikler de yoktu, dışarda sabaha kadar ateş yakıp ateşin başında bekledik. Çadır falan yoktu, sonra yerleşebileceğimiz müstakil evlere yerleşmeye karar verdik. Kalabalık olduğumuz ve sülalece yerleşemeyeceğimiz için bahçede çadır açtık. Şimdi öyle bekliyoruz. Dediğim gibi soğuk ve buz gibi bir hava var. Annem ve kardeşim burada yaşıyor ve asıl mağdur olanlar onlar oldu. Onların evleri yıkıldı, annemleri bir an önce bir eve yerleştirip İstanbul'a evimize gitmeyi düşünüyorum." dedi. (Murat Orhan- Şükrü Tontaş, Mustafa Daştan, Cihat Altun-İLKHA)