2000 yılında UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınan İshak Paşa Sarayı, 19 yıldır UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alıyor. Türkiye'nin yanı sıra başta Avrupa ve Asya olmak üzere dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerini ağırlıyor.
"Medeniyetler geçidi'' olarak nitelendirilen, Türkiye'de Topkapı Sarayı'ndan sonra ikinci büyük saray olan kartal yuvası görünümlü İshak Paşa Sarayı, Ağrı'da bulunan 116 odalı bir bey kalesi.
7600 metrekare alana inşa edilmiş, bin 900 rakımlı ve tüm heybeti ile yıllara meydan okuyan, dönemin mimarlık harikası, günümüzde de tüm ihtişamıyla coğrafyanın gözdesi kabul edilen bir saray.
Osmanlı mimarisinin, Anadolu'da günümüze ulaşabilen tek saray yapısı olarak kabul edilen İshak Paşa Sarayı, kesme taştan meydana gelmesi, Selçuklu sanatının işlemeleri ve dünyada kalorifer tesisatının döşendiği ilk saray olması onu sanat tarihi yönünden eşsiz bir değere sahip kılıyor.
Doğubayazıt'ın yaklaşık 5 kilometre uzağında bulunan saray, Ağrı Dağı'na da oldukça yakındır. İçerisinde cami, türbe, iç ve dış avlular, divan salonları, surlar, harem ve koğuşlar gibi çeşitli hizmet odaları yer alıyor.
Topkapı Sarayı'ndan sonra ikinci büyük, Anadolu'da ise tek saray
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesindeki tarihi İshak Paşa Sarayı, Osmanlı'nın Anadolu'daki nadide eserlerinden. 116 odası bulunan şaheser, tam 235 yıllık. Türkiye'de Topkapı Sarayı'ndan sonra ikinci büyük, Anadolu'da ise tek saray olma özelliğini taşıyor. Doğubayazıt'ın 7 kilometre güneydoğusunda, Eski Beyazıt'a ve ovaya hâkim yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş, pek çok bölümleri olan komple bir saraydır. Birinci Dünya Savaşı'na kadar Bayezid Sancağı bu saraydan yönetilmiştir.
Sarayın yapımına 1685 yılında Çıldır Atabeklerinden Çolak Abdi Paşa tarafından başlanılmış, aynı soydan gelen İshak Paşa zamanında 1784'te (99 yılda) tamamlanmıştır. Saray, Karaburun tepesi üzerine terası, iki avlu ile bu avluları çevreleyen çeşitli yapı topluluğundan meydana gelmektedir. Doğu-Batı yönünde yaklaşık 7 bin 600 metrekare bir alan üzerine oturtulmuştur. Bazı kısımları tek, bazı kısımları iki, bodrum dahil bazı kısımları üç katlı olarak yapılmıştır. Harem, harem odaları, aşevi, hamam, toplantı salonları, eğlence yerleri, mahkeme salonu, cami, çeşitli hizmet odaları, oturma odaları, uşak ve seyis odaları, muhafız koğuşları, zindan, erzak depoları, cephanelik, tavlalar, bodrum katlarında çeşitli hizmet odaları gibi bir saray için gerekli tüm bölümler var. Her odada ocak ve dolap yerleri görülmektedir.
Sarayın girişi, savunması en zor olan doğu cephesindedir. Anıtsal taç kapı, avlulara çıkan diğer kapılar gibi, kabartma, süsleme ve zengin bitki motifleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini taşır. Saray, tarih ve sanat tarihi yönünden eşsiz bir değere sahip.
Tek kubbeli cami, iki ayrı renk taşla örülmüş minaresiyle saraya ilginç bir görünüm kazandırmaktadır. Caminin kıble duvarının dışındaki türbe geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiş olup, muhtemel Abdi Çolak Paşa ile İshak Paşa ve yakınları için yapılmıştır. Sarayın (Selamlık) kuzey cephesinde dışa sarkan dört ahşap konsolda üstte kanatlı ejder, onun altında aslan, en altta insan figürleri yer almaktadır ki çok ilginç ve sanat karenedir.
Dünyanın ilk kalorifer tesisatı döşenen sarayı
Taş duvarların içinde görülen boşluklar, sarayın kalorifer tesisatı andıran merkezi ısıtma sistemiyle ısıtıldığını göstermektedir. Kalorifer sistemi Anadolu'nun ilk örneklerinden. Isınma, "Künk" adı verilen topraktan yapılan borularla sağlanmış. Geniş ve sıcak su kullanılan tuvaletler de hijyene verilen önemin göstergesi.
İshak Paşa Sarayı'nın belirli bir kısmını temperli cam örtü ile kaplamamasının sebebi ise yağmur ve kar sularının sarayın içerisine girmesini engellemektir. Bu camların üzerinde biriken karlar bir derece ısı ile 2 gün içerisinde eriyip çeşitli oluklar sayesinde sarayın dışına atılmaktadır. (Ömer Adıgüzel-İLKHA)